1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya borç kapanında

25 Mayıs 2010

Borç krizi denince, akla önce Yunanistan geliyor. Oysa gırtlağına kadar borca batan tek ülke Yunanistan değil. Borç krizindeki ülkelere 148 milyar euroluk destek taahhüt eden Almanya da bir borç rekortmeni.

Fotoğraf: picture-alliance/chromeorange

Resmi kayıtlara göre Almanya’nın kamu borçlarının toplamı 1,8 trilyon euroyu buluyor. Borç stokunun Gayrı Safi Yurtiçi Hâsıla’ya oranı %77.

Avrupa Para Birliği’nin istikrar kriterlerine göre bu oranın %60’ı aşmaması gerekiyordu. Freiburg Üniversitesi öğretim üyelerinden maliye uzmanı Profesör Bernd Raffelhüschen bu rakamların bile ‘makyajlı’ olduğunu söylüyor. Raffelhüschen şu sözlerle konuya açıklık getiriyor: “Devletin borçları aslında alacaklıların elindeki, gelecek bütçeye ait senetlerin toplamı kadardır. Örneğin emeklilik sigortası da ilerdeki emeklilik sigortası bütçesinden talep edilecek miktarı kapsar. Bu bakımdan kamu borçlarına, sosyal sigortadan net alacakları da ilave etmek gerekir. Bu borçlar, sözleşmesi yapılmış ama senede bağlanmamış borçlardır.”

Freiburg Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Bernd Raffelhüschen.Fotoğraf: Bernd Raffelhüschen

Borçlar 314 trilyon euro

Sigorta talepleri de kamu borçlarına eklendiğinde ortaya sekiz trilyon euro gibi muazzam bir rakam çıkıyor. Bu durumda Almanya’nın borç stoku Gayrı Safi Yurtiçi Hâsılası’nın yüzde 314’üne tekabül ediyor.

Bernd Raffelhüschen Avrupa’nın borç frenine ihtiyacı olduğunu söylüyor. Avrupa genelinde bütçe disiplinin gerekliliğine işaret eden Alman uzman borçlanma gibi milli bütçelere de ortak denetim uygulanmasını salık veriyor.

Borç freninde gecikildi mi?

Almanya borç frenini Anayasası’na aldı. 2016 yılından itibaren federal devlet, 2020 yılından itibaren de eyaletler ek borçlanma yapamayacak. Maliyeci Raffelhüschen, “Alman devleti yıllardır ayağını yorganına göre uzatmadığı için borç freni çoktan devreye girmiş olmalıydı” diyor ve ekliyor: “Alman devleti tarihinde hiç 2008 yılındaki kadar vergi toplamamıştı. Bütün zamanların en yüksek vergi geliriyle bile bütçemizi dengeleyememişiz. Gerisini siz düşünün.”

Borç ürkütücü

Borç taksitleriyle faizler federal bütçenin en büyük ikinci kalemini oluşturuyor. Borç ve faiz giderleri aynı zamanda ekonomik büyümeyi de köstekliyor. Normal olarak yatırımlarda kullanılması gereken parayı devletin sermaye piyasasından çektiğini vurgulayan Profesör Raffelhüschen kamu borçlanmasının büyüme freni olduğunu hatırlatıyor.

Fotoğraf: BilderBox

Medya panik yaratıyor

Profesör Raffelhüschen aynı zamanda da Almanya ve bütün Avrupa’daki borç sıkıntısına rağmen histeriye kapılmamak gerektiğini belirtiyor ve medyayı panik yaratmaya çalışmakla suçluyor.

Raffelhüschen sözlerini şöyle tamamlıyor: “Dünyanın sonu değil. Bunu unutmayalım. Medyaya göre, Lehman Brothers’in iflaslında ve finans piyasası krizinde de dünya batmıştı. Hepsi saçma. Dünya batmaz, ama maliyenin mükellefe gösterdiği cömertlik artık geçmişte kalmalı. Gün gelecek, devlet vatandaşa, ‘devlet bize ne veriyor?’ diye sordurtmak yerine devlete ne verilebileceğini sorar.”

© Deutsche Welle Türkçe


Danhong Zhang/ Çeviren: Ahmet Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu