1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Almanya davet politikasından uzaklaşıyor'

5 Kasım 2015

Alman basınında, Almanya’da kabul edilen iltica paketi ve Mısır’da düşen Rus yolcu uçağına ilişkin yorumlar ağırlıkta.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K. Nietfeld

06.11.2015 - Alman basınından özetler

This browser does not support the audio element.

Alman hükümeti, sığınmacı kriziyle başa çıkabilmek için alınacak önlemleri içeren iltica paketi konusunda uzlaştı. Münchner Merkur gazetesinin konuya ilişkin yorumu:

“Almanya bir mesajcık gönderiyor. Almanya'da kalma şansı düşük olanların başvuruları yeni kabul merkezlerinde hızla sonuçlandırılacak. Kabul merkezlerinden çıkıp yolculuğa devam edenler hiçbir hizmet alamayacak. Ve bazıları için ailelerini Almanya'ya getirmek daha da zorlaşacak. Böylece Merkel'in ülkesi, komşularımızın davet politikası diye eleştirdiği durumdan ufak adımlarla uzaklaşıyor. Sınırlar sonuna kadar açık kalıyor ancak artık her gelene hoşgeldin denmiyor. Bu acil olarak umut edilen rahatlamayı getirecek mi, bilinmez. Daha ziyade öyle görünüyor ki büyük koalisyon absürt tartışmadan sonra sonunda kendi küçük ortak paydasını bulmuş. Omuzlarına aşırı yük binmiş gönüllülerin, siyasetçilerin harekete geçmemesi konusunda artan öfkesi karşısında daha azı mümkün değildi.”

Rus uçağının Mısır'da düşmesinin ardından pek çok havayolu şirketi bölgedeki uçuşlarını iptal etti. Süddeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

“Tunus ya da Fas'ta olduğu gibi Mısır'da da turizm, terörizm için bilhassa çekici bir hedef. Konuklar bir kez ülkeden uzaklaştırıldı mı, o zaman toplumun bölünüp radikalleştirilmesi de o kadar kolay oluyor. Fenomen herkesçe biliniyor. Terörün mekanizması önceden görülebiliyor. Yalnız, inanç fanatizmi ve ölümle şiddetin kutsallaştırılmasına karşı reçete bulunmadığı sürece onu durduracak plan yok. Kısır döngüdeki bir sonraki döngüye hoş geldiniz!”

Die Welt gazetesi ise uçakla ilgili terör spekülasyonları ışığında Almanya'nın tutumuna genel bir eleştiri getiriyor:

“Eğer gerçekten vurulduysa, o zaman kurban sayısı göz önünde bulundurulunca, bu 11 Eylül'den bu yana yaşanan en kötü saldırılardan biri demektir. Bu tür tehdit durumlarında yeni Alman refleksi susmak. Karışmamak, taraf tutmamak ve başkalarının yapacağını umut etmek. Ayrıca bu şekilde zarara uğramamayı, veri koruma gibi önceliklere dokunmak zorunda kalmamayı ummak. Almanya'daki kamuoyu tartışmalarında Suriyeli sığınmacıların IŞİD'den ziyade Esad rejiminden kaçtıklarına atıfta bulunuluyor. Doğru olabilir. Ama bu IŞİD'i sadece üçüncü kişileri ilgilendiren ve onların ele alması gereken bir sorun gibi göstermek için de bir bahane oluyor.”

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Forbes dergisinin dünyanın en güçlü insanları sıralamasında bu yıl ABD Başkanı Barack Obama'yı geçerek ikinci sırada yer aldı. Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung konuya ilişkin eleştirel bir yoruma yer veriyor:

“Forbes dergisinin editörleri, uzaklardaki New York'ta Almanya'da şu an neler olup bittiğini anlamamış mı, yoksa ülke dışarıdan tamamen farklı mı görünüyor? Forbes için, Angela Merkel, 'Avrupa'nın omurgası'. Ne Yunanistan krizi, Ukrayna'daki çatışmalar ne de mevcut sığınmacı akınında bir şey olmamış gibi sadece Avrupa'nın en güçlü insanı. Bu, François Hollande‘dan David Cameron ve Jean-Claude Juncker'e kadar kıtadaki diğer aktörlere bakınca doğru gibi görünebilir. Ama onlar için de aynı şey geçerli: Güç görecedir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Sezen