Almanya Türkiye'deki Rus dezenformasyon ağını ifşa etti
3 Temmuz 2025
Almanya'nın, Rusya'nın Türkiye'de kayıtlı "RED" adlı medya platformu üzerinden yürüttüğü dezenformasyon faaliyetini deşifre ederek ifşa etmesi, geniş yankı buldu.
Alman hükümeti, Rusya'nın dezenformasyon kampanyaları yoluyla Almanya ve Avrupa'da toplumsal birliği hedef aldığına dikkat çekerken, RED'in kurucusu Hüseyin Doğru ve Red/Afa Media adlı şirketinin Avrupa Birliği (AB) yaptırımları kapsamına alındığını, Türk makamlarıyla da iletişimde olunduğunu duyurdu.
Dezenformasyon ağı nasıl deşifre edildi?
Türkiye'yi de yakından ilgilendiren bu son gelişmeler hakkında Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Giese, ayrıntılı bilgiler paylaştı.
Giese, Türkiye'de şirket tarafından işletilen RED adlı platformun uzun süredir Alman hükümeti tarafından izlendiğini söylerken, "Bu platform kendini bağımsız gazetecilerin devrimci platformu gibi gösteriyor. Ancak, Rus devlet medya kuruluşu 'RT' ile yakın bağları var" diye konuştu.
RED, Rusya ile bağlantısını reddetse de Alman makamlarına göre bu medya platformu ile Rusya devlet televizyonu arasında hem kişisel hem de ekonomik yakın ilişkiler mevcut.
Alman güvenlik kurumlarının kapsamlı analizi zemininde ve başbakanlık, dışişleri, içişleri ve adalet bakanlıkları başta olmak üzere bir çok kurumun katılımıyla ulusal düzeyde yürütülen çalışmalar sonucunda RED üzerinden yürütülen dezenformasyonun kaynağına, yani "yazarın kimliğine" ulaştıklarını aktaran Giese, şu ifadeleri kullandı:
"Artık kesin olarak söyleyebiliriz ki RED, Rusya tarafından özellikle bilgiyi manipüle etmek için kullanılıyor."
Rusya'nın hedefi ne?
Alman hükümetine göre Rusya RED üzerinden yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarıyla eş zamanlı olarak birden fazla sonuç elde etmeye çalışıyor. Dışişleri Sözcüsü Giese, bunları şu sözlerle sıralıyor:
"Bu tür kampanyaların hedefi açık: Rusya 'RED' gibi platformları, tartışmaları manipüle ederek ve yanlış bilgilerle suni olarak bu tartışmaları körükleyerek, gerçeklere, basına ve demokratik yapılara güveni baltalayarak, devlet kurumlarını itibarsızlaştırarak ya da onları harekete geçmekten aciz göstererek, Almanya ve Avrupa'daki toplumsal birliği zayıflatmak için kullanmaktadır."
Türkiye'deki dezenformasyon ağına karşı hangi adımlar atıldı?
Alman hükümeti, Rusya'nın Türkiye üzerinden yürüttüğü dezenformasyon faaliyetlerini ifşa ederken aynı zamanda bunun sorumluları hakkında AB'de Mayıs ayında alınan yaptırım kararına dikkat çekti.
Bu karar uyarında Red/Afa Media şirketi ve kurucusu Hüseyin Doğru'nun AB'ye girişi yasaklandı ve varlıkları donduruldu. Yaptırımlar ayrıca bu medya platformuna hiçbir ekonomik kaynak sağlanmamasını da öngörüyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Giese, ayrıca elde ettikleri bulguları Almanya'nın uluslararası ortaklarıyla da paylaştıklarını, dezenformasyona karşı harekete geçmekle yükümlü olan sosyal medya platformlarıyla da iletişim halinde olduklarını söyledi.
Bu arada Giese'ye, şirketin Türkiye'de kayıtlı olması nedeniyle konunun Türk hükümeti ile ele alınıp alınmadığı, Türkiye'ye bu platforma karşı önlem alınması talebinin iletilip iletilmediği soruldu.
Giese, bu konularda Türk makamlarıyla iletişim halinde olduklarını söylerken, Türkiye'nin önlem alması talebine de AB'nin yaptırım kararına işaret ederek vurgu yaptı.
Alman hükümeti "kendimizi savunacağız" diyerek kimleri uyardı?
Bu arada Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcü Giese, dezenformasyon faaliyetlerinde rolü olanlara genel bir uyarı da yaptı.
Sözlerine "Şunu burada çok net bir şekilde söylemek istiyorum" diyerek başlayan Giese, "Her kim, Rusya ya da diğer devletler adına dezenformasyon yayar ve bilgi manipüle ederse, bunun sonuçları olacaktır" dedi.
Martin Giese, "Almanya nasıl ortaklarıyla birlikte Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşı ekonomik yollardan kolaylaştıranlara karşı harekete geçiyorsa, aynı şekilde dezenformasyonu sistematik olarak internet üzerinden yayanlara karşı da harekete geçiyoruz. Çünkü bu da güvenliğimizi tehdit ediyor ve kendimizi buna karşı savunacağız" diye konuştu.
RED hangi konularda manipülasyonla suçlanıyor?
Bir kaç aydır Alman makamları tarafından yakından izlenen RED platformunda son dönemde özellikle Ortadoğu'daki gelişmeler, Gazze'deki İsrail-Hamas savaşı ve Almanya'da düzenlenen protesto gösterileri ön plana çıkıyor.
Alman makamları, bu platformun Almanya'da özellikle Gazze ihtilafına ilişkin gösterilerle ilgili olarak "çarpıtılmış bilgiler" yaydığına dikkat çekiyor.
Hamas sembollerinin kullanıldığı gösterilerden canlı yayınlar yapıldığı, "herhangi bir dayanağı olmaksızın polis şiddetine ilişkin suçlamalar yöneltildiği" belirtiliyor. Ve bu yanlış bilgilerin yer alan içeriklerin özellikle Arapça konuşulan ülkelerde kitlesel bir boyutta yayıldığına dikkat çekiliyor.
AB yaptırımları kapsamına alınmasının gerekçesi de bu platformun AB'nin istikrarını bozucak boyutta sistematik olarak tartışmalı siyasi konularda yanlış bilgi yayması.
RED ise bu suçlamaları reddediyor, kendisini savunma hakkı tanınmadan, herhangi bir mahkeme kararı olmadan yaptırımlar kapsamına alınmasına "basın özgürlüğüne baskı uygulandığını söyleyerek" tepki gösteriyor.
Hükümete hangi sorular yöneltildi?
Bu arada Alman hükümetinin, Rusya'nın RED üzerinden yürüttüğü dezenformasyon kampanyasının deşifre edildiğini duyurduğu basın toplantısında gazeteciler ile hükümet sözcüleri arasında ilginç diyaloglar da yaşandı.
Bir gazeteci, AB yaptırımları kapsamına alınan Alman vatandaşı Hüseyin Doğru'nun eşinin 7 aylık hamile olduğuna, hamileliğinin riskli olduğuna, yaptırımlar nedeniyle artık sağlık sigortasının geçerli olmayacağının kendisine bildirildiğine, ayrıca artık "ne Almanya dışına ne de bir başka ülkeden AB'ye seyahat edemediğine" dikkat çekti, "Adalet Bakanlığı'na sormak isterim. Şimdiye kadar Alman vatandaşlarının ve gazetecilerin temel haklarına yönelik müdahalelerin ancak Federal Meclis'in kabul ettiği Alman yasaları temelinde gerçekleştirilebileceğini düşünüyordum. AB'nin bir Alman vatandaşının temel haklarına yaptırımlar yoluyla bu kadar ağır bir şekilde müdahale etmeye gerçekten hakkı var mı?" sorusunu yöneltti.
Adalet Bakanlığı sözcüsü yerine soruyu Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Giese yanıtladı. Giese, "Elbette yasal yollar var. Rusya'nın aksine AB'de hukuk ve kanun geçerlidir. Tabii ki bu yasal karara karşı yasal yollara başvurulabilir" dedi.
Bunun üzerine gazeteciler, "Bütün hesapları dondurulursa avukatların parasını nasıl ödeyecek?" diye sordu.
Sözcü, "Bu yaptırımla bağlantılı hukuki sonuçlardan biri de malvarlığının dondurulmasıdır. Bu, eylemlerin bir sonucudur" yanıtını vermekle yetindi.
Bu arada bir başka gazeteci de Alman hükümetine "Gayet tabii ki Almanya'da kamuoyunu, tartışmaları etkilemeye çalışan tek ülke Rusya değil" diyerek, geçen sene İsrail'in Chatbotlar aracılığıyla Gazze savaşına ilişkin tartışmaları etkilemeye çalıştığına ilişkin Alman televizyon kanalı ZDF'in hazırladığı haberi hatırlattı, "Hasmımız değil de dostumuz söz konusu olduğunda da önlemler alınıyor mu?" diye sordu.
Sözcü Giese, "Genel olarak konuşmak gerekirse, bilgi manipülasyonu yapmak, kamuoyunu Almanya'ya karşı düşmanca bir şekilde yönlendirmek, doğal olarak Almanya'daki güvenlik makamlarını harekete geçirir. Sorunuzla neyi ima ettiğinizi bilmiyorum... Ancak genel olarak Almanya'daki güvenlik makamları elbette burada kamuoyunu kimin etkilemeye çalıştığına bakıyor" yanıtını verdi.
DW/ DA, JD