Alman hükümetinin iki yılda bir yayımladığı, ülkede yabancıların durumuna dair raporun sonuncusu, eğitim konusunda alarm sinyalleri veriyor. Rapora göre göçmen kökenli gençlerin yüzde 18’i, yani her beş yabancı gençten biri diploma alamadan okuldan ayrılıyor. Karanlık tablo, meslek eğitiminde de sürüyor. Yabancı gençlerin yüzde 40’ı meslek eğitimini bitiremiyor, sadece 12 gençten biri diploma almayı başarabiliyor.

Federal hükümetin Göç, Mülteciler ve Uyum Sorumlusu Maria Böhmer, eğitimdeki bu durumun istihdam piyasasına da yansıdığını, yabancı bir gencin işsiz kalma olasılığının bir Alman'ınkinin iki katı olduğunu belirtti. Eğitime daha fazla yatırım çağrısında bulunan Böhmer, bireysel teşviğe de daha fazla önem verilmesini istedi:

“Öğretmenlerin Almanca’yı ikinci dil olarak öğretmelerine daha fazla ağırlık vermeliyiz. Göçmen kökenli daha fazla öğretmene ihtiyacımız var. Çünkü onlar köprüler inşa edebilecek konumdalar. Okulu terkedenlerin sayısını acilen yarı yarıya düşürmeli, mezun sayısını artırmalıyız. Örnek konumda daha çok insana ihtiyacımız var. Tüm bunları başarabilmek için hep birlikte daha iyi çalışmalı, tüm gücümüzü kullanmalıyız.”

Ailelerle işbirliği öne çıkıyor

Hedeflere ulaşılmasında ebeveynlerle işbirliğinin önemine de dikkat çeken Böhmer, ailenin çocuğa verdiği desteğin, evde Almanca konuşulup konuşulmamasının belirleyici olduğunu kaydetti.

Federal hükümetin uyum politikaları için ayırdığı yıllık 750 milyon euronun yaklaşık beşte biri uyum kurslarına gidiyor. Muhalefet ise hükümetin uyum politikasının yanlış yolda ilerlediği görüşünde. Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen uyumun, göçmen kökenli kişilerin bireysel sorunu gibi gösterildiğini belirterek, “Almanca öğrenin, daha iyi eğitim alın, diyorlar. Akıllarına başka bir şey gelmiyor. Ama eğitim sistemindeki yapısal sorunlardan kimse bahsetmiyor” diyerek hükümeti eleştirdi. Yıllardır hangi parti olursa olsun iktidarların yanlış uyum politikaları izlediğini belirten Dağdelen, niyet açıklamaları ve düzenlenen zirvelerle sorunun çözülmediğini, aynı sorunların yıllardır masada durduğunu kaydetti.

“Entegrasyondan gerçekten bahseden bir hükümetin iyi bir sosyal politika izlemesi lazım, sosyal bir eğitim politikası yapması gerekiyor ve aynı zamanda farklı bir iş politikası yapması gerekiyor. Çünkü entegrasyon katılımdır, başka bir şey değildir. Bu toplumdaki katılım sadece işten geçer. İnsanların işyerlerine ihtiyaçları var, insanların iyi bir eğitim hakkına ihtiyaçları var ve şunu da söyleyeyim, insanların iyi bir sağlık sistemine ihtiyaçları var.”

Vatandaşlık testi tartışması

1 Eylül’den itibaren vatandaşlık başvurusunda bulunanların Almanya çapında bir genel teste tabi tutulacak olması da muhalefetin tepkisine yol açıyor. Buna göre, vatandaşlık başvurusunda bulunan yabancı 310 soruluk bir soru bankasından seçilen 33 soruluk bir teste tabi tutulacak, 17 soruyu doğru yanıtlaması gerekecek. Sorular, Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki hukuk sistemi, yaşam tarzı ve toplumsal yapı ile ilgili olacak.

Sol Parti’nin yanısıra Yeşiller de teste tepkili. Yeşiller milletvekili Josef Philip Winkler, vatandaşlığa geçişin önüne ek engeller getirildiği görüşünde: “Alman vatandaşları da bu testi geçebilir mi acaba, merak ediyoruz. Genel olarak çizgimiz şu: Vatandaşlığa geçiş kursları konusunda müzakere edilebilir. Ancak istisnai durumlar da açıkça belirlenmeli. Sadece akademisyenler ya da eğitimliler değil, sabıkasız ve toplumla bütünleşmiş olmaları durumunda düşük eğitimli kesimlerden insanlar da Alman vatandaşlığına geçme hakkına sahip olmalıdır.”

”Kurslar topluma uyuma katkı sağlıyor”

Hristiyan Birlik partileri ise muhalefetin eleştirilerine kulak asmıyor. Hristiyan Sosyal Birlik milletvekili Reinhard Grindel, kursların insanların topluma uyumu için çok önemli olduğunu belirtti: “Kurslarda sadece dilbilgisi öğretilmiyor, ülkemizle ilgili bilgiler de veriliyor. Kadın ile erkeğin eşit haklara sahip olduğu, kişinin nasıl yaşamak istediğine kendisinin özgürce karar verebileceği öğretiliyor. Goethe enstitüleri ve diğer dil enstitülerinde çok hassas bir şekilde çalışan öğretmenler görev yapıyor. Kadınların Almanya'ya gelmeden önce güçlendirilmesine önem veriyorlar.”

Aile birleşimi de hükümetle muhalefet arasındaki tartışmalı konulardan. Yeşiller partisi aile birleşimi önüne Almanca bilgisinin kanıtlanması gibi engeller getirilmesini eleştiriyor. Hristiyan Birlik partileri ise, Avrupa Komisyonu’nun, istihdam politikaları ve demografik nedenlerden dolayı göçün artırılması planlarını da reddediyor.

Liberal Hürdemokratlar ise göçün daha iyi yönlendirilmesinden yana. Hür Demokrat Parti, Almanya’nın göç konusunda net ölçütlere ve açık, misafirperver bir kültüre ihtiyacı olduğunu, puan sistemine göre oluşturulacak modern bir göç düzenlemesinin kaçınılmaz olduğunu savunuyor.