1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Roman gerilimi

Nihat Halici27 Mart 2013

Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği’ne üye olmasıyla Almanya’ya yerleşen Romanların sayısı binleri buldu. Romanlar, yeni mahallelerinde büyük tepkiyle karşılaşıyorlar.

Fotoğraf: DW/C. Stefanescu

Bärbel Nelke 20 yıldır yaşadığı Duisburg'daki evinde huzursuz. Oturduğu mahalleye geçen yaz, Bulgaristan ve Romanya'dan yaklaşık 150 kişi taşınmış. Gelenlerin kendisinde huzur bırakmadığını söyleyen Nelke, mahallede güven ve düzen ortamının bozulmasından şikâyetçi.

Kendilerine taş atıldığını belirten 57 yaşındaki Bärbel Nelke, “Geçende annemle arka odadaydım, sesi duyunca, ne oldu diye bir geldim. Baktım ki genç bir çocuk kaçıyor. Balkona çıkıp arkasından bağırdım, o da bana bağırıp, terbiyesiz hareketler yaptı" dedi.

Sabır tükendi

Avrupa Birliği'nin 2007'de Doğu Avrupa ülkelerine açılma projesinden sonra Duisburg'a göç eden Bulgar ve Rumenlerin sayısı 6 bini geçiyor. Göçmenlerin büyük kısmını yaşadıkları ülkelerde ayrımcılığa uğrayan, fakir ve işsiz Romanlar oluşturuyor. Bärbel Nelke ve komşularının ise sabrı tükenmiş. Eski günlere, eski hayatlarına dönmek istiyorlar.

Mahalle sakinlerinden bazıları, “Kim bunları getirdi? Kim onlara bu imkânı verdi?” diye soruyor ve politikacıların sorumlu olduğunu savunuyor. Bazıları ise kendilerine danışılmadığını söylüyor. Adının Hans Wilhelm Halle olduğunu belirten bir başkası, "Burada buranın seviyesinde yaşayacak Avrupa vatandaşı değil onlar. Düzenimizi bozdurmak istemiyoruz" diyor.

Yerel politikacı Karsten Vüllings burada yaşayanların sorunlarıyla ilgileniyor. Vüllings, artık bu durumdan rahatsız olmaya başlayan insanları sakinleştirmekte zorlanıyor. Vüllings, göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamanın şehir bütçesine pahalıya patlayacağını belirtiyor. Almanca dil kursları, açılması gereken yeni sınıflar, çocuk ve ev parası derken, giderler çoğalıyor. Özellikle 2014 yılından itibaren Bulgar ve Rumenlere sosyal yardımlardan yararlanma hakkı verilmesinden sonra şehir bütçesi zorlanacak. Karsten Vüllings sözlerine şöyle devam ediyor:

"Avrupa Birliği, yerel belediyeleri masrafa sokan bir politika izledi. Sadece Duisburg'da 15 milyonluk bir masraf oluştu. Bu masraflar önümüzdeki yıldan itibaren yerel belediyelerin cebinden çıkacak. Göçmenlerin hak kazanacakları sosyal yardımlar da üstüne eklenecek. Duisburg gibi bir şehrin 15 milyonluk harcamaların altından kalkması mümkün değil."

Almanya'ya yoksul göçü

03:55

This browser does not support the video element.

Söz konusu olan sadece Duisburg değil. Farklı şehirlerden gelen şikâyetler, eyalet bakanını alarma geçirdi. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı, Sosyal Demokrat Parti mensubu Guntram Schneider şunları söylüyor:

"Sıkıntı çeken belediyeler için hükümetin, Avrupa Birliği ve federal hükümet tarafından finanse edilen acil bir yardım programı ortaya koymasını istiyoruz. Akabinde yoksul göçmenlerin geldiği ülkelere baskı yapılarak, insanların ülkelerinde kalmasını sağlayacak adımlar atılmasını talep ediyoruz."

Romanlar anlatıyor

Fakat kısa vadede yeni kaynak ayrılması imkânsız gibi görünüyor. Bu durumdan göçmenlere destek veren kurumlar da etkileniyor. Danışmak için gelen göçmenler neden Almanya'yı tercih ettiklerini anlatıyorlar.

İki çocuk babası, 36 yaşında Bulgar Hristov Slaveho şunları söylüyor: "Evliyim ve iki çocuğum var. Oğlum okulda hep dışlandı. Artık sabrım kalmadı. Bulgaristan'da kafam bütün gün yaşadığım sorunlarla meşguldü. Kendim de çok dışlandım. Sonra Almanya'ya geldim. Çünkü burada büyük bir kültür var, insanlar birbirine saygı duyuyor, yardım ediyor."

Ne var ki uzun zamandır Duisburg'da yaşayan Bärbel Nelke artık anlayış gösteremiyor ve durumun düzeleceğine de inanmıyor. Ya Rumenler ve Bulgarlar? Duisburg gibi şehirler ne yapacağını bilemese de yoksul göçmenler akın akın gelmeye devam ediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/SW/NS/EC/NH

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik