1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da Türk yargısı tartışması

17 Ağustos 2009

Deniz Feneri ve Marco’nun taciz davası, Almanya’da Türk hukuk sistemiyle ilgili bir tartışmanın başlamasına yol açtı. Berlin’de bir araya gelen iki ülkenin uzmanları, sorunların nereden kaynaklandığını irdeledi.

Fotoğraf: Illuscope

Türk ve Alman hukuk sistemleri son dönemde, iki ülkeyi de ilgilendiren davalar sebebiyle, sık sık karşılaştırılıyor. Alman genci Marco'nun Antalya'da bir İngiliz kıza tacizde bulunmakla suçlanmasının ardından gözaltı süresinin uzaması, Alman medyasında geniş yer almıştı. Aynı şekilde, son olarak Deniz Feneri davası kapsamında iki ülke arasındaki adlî işbirliğinin yavaş yürüdüğü eleştirileri gündeme geldi. Peki Alman hukuk sistemiyle Türk hukuk sistemi gerçekten farklı temellere mi dayanıyor? Gecikmelerin sebepleri neler? Berlin'den Erhan Merttürk hukukçularla görüşüp bu sorulara yanıt aradı.

2007 yılında Alman genci Marco'nun Türkiye'de uzun süre gözaltında tutulması Alman medyasını uzun süre meşgul etmişti.Fotoğraf: AP/Ibrahim Laleli/Hurriyet


Hukuksal etkileşim

Türk - Alman hukuk ilişkileri “Kılıcın yapamadığını adalet yapar” diyen Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar uzanır. Askeri ve ticari boyuttaki alışverişin ardından başlayan bu hukuksal etkileşimi Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. Emin Kahyaoğlu özetliyor.

„Osmanlı döneminden başlayarak Almanya ile bir yakınlaşmaya giriyor bu yakınlaştırmanın neticesinde kanunlaştırma hareketlerinde de Almanya’nın etkileri ortaya çıkıyor. Özellikle deniz ticareti ve sigortayla ilgili hükümlerin hemen tamamen Almanya’dan alındığını görüyoruz.“

Cumhuriyet döneminde yapılan yasalarda da Alman etkisi dikkati çekiyor: Deniz Ticaret Hukuku ile 1929 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Almanya'dan birebir alınıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feridun Yenisey'e göre iki ülkenin adalet sistemi birbirine çok benziyor.

En önemli fark „Oberlandesgericht“ olarak adlandırılan istinaf mahkemeleri. Yenisey, „Alman hukukunda ara bir mahkeme vardır istinaf sonra temyize gider ama Türkiye’de yok. En büyük fark da bu bence, istinafın olmaması…“ diyor.


Marco haksızlığa uğradı mı?

İstinaf mahkemelerinin bir diğer adı ise Eyalet yüksek mahkemesi… Bu mahkemenin işlevlerini Türk hukukunu da yakından bilen Prof. Dr. Christian Rumpf anlatıyor: “İstinaf temyizle tam olarak kıyaslanmaz istinaf mahkemeleri davayı yeniden ele alıyor delilleri inceliyor, tanıkları çağırıyor. Temyiz mahkemelerinde bu olmuyor.”

İki ülkenin adalet sistemlerini son dönemde karşı karşıya getiren davalar da ceza davaları.

Türk hukukunun Alman medyasında eleştiri oklarına hedef olduğu son olay, Alman genci Marco'nun gözaltı süresinin uzamasıydı. Peki Marco’nun 247 gün gözaltında tutulması gerçekten Türk hukuk sisteminin hatası mı ? Prof. Dr. Yenisey:

„Aynı fiil eğer Almanya’da işlenmiş olsaydı benzer sonuçlar doğacaktır, çünkü cinsel bir suç bu. Türk ceza kanunuyla Alman kanunları benziyor, ama onlar da anladılar: Şu anda, hukukçulara sorarsanız Marco büyük bir haksızlığa uğramadı, ama o zaman öyle zannettiler. „


Deniz Feneri davasının siyasal yönleri

Prof. Dr. Yenisey, Marco’nun özellikle mağdur edilmediği görüşünde. Prof. Rumpf'un açıklamaları da bu görüşü destekler nitelikte.

“Gözaltı süresi aslında duruma bağlı. Genelde Almanya’da gözaltı süreleri bu kadar uzamayabilir, çünkü ceza davaları daha çabuk bitiyor. Ancak Marco gibi ortadan kaybolma riski varsa gözaltına alınıyor ve duruşmalara kadar bekletiliyor.

Ceza hukukuna konu olan ve gecikme tartışmasına yol açan bir diğer dava ise Deniz Feneri skandalı.

Alman adaleti adli yardım dosyalarını gecikmesi nedeniyle eleştirildi. Prof. Rumpf’a göre sürecin yavaş işlemesinin iki nedeni olabilir: “5 ay bana biraz fazla geliyor, ama dosya kabarık olduğu için biraz gecikmiş olabilir. Aynı zamanda bu davanın bazı siyasal yönleri olabilir, o yüzden savcılar süreci hızlandırmada sıkıntı yaşayabilir.”

Deniz Feneri ve Marco davalarında olduğu gibi Türk ve Alman hukuku sıkça karşı karşıya gelse de her iki hukuk sistemi aynı temele dayanıyor. Anlaşılan sıkıntı uygulama aşamasında ortaya çıkan farklılıklardan kaynaklanıyor.


Haber: Erhan Merttürk

Editör: Murat Çelikkafa