1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da yeni nesil gözüyle birleşme

2 Ekim 2010

Almanların yüzde 20’si, 1990 sonrasında doğduğu için Almanya’nın iki ayrı devlete ayrıldığı dönemi yaşamadı. Peki Almanya’nın birleşmesiyle ilgili ne düşünüyorlar? 1990 sonrası nesil ‘bir’ olabildi mi?

Köln'den 17 yaşındaki Matteo Brossette
Köln'den 17 yaşındaki Matteo BrossetteFotoğraf: DW

Matteo Brossette, Köln kentinde orta sınıfın yaşadığı bir semtte St. Irmgardis lisesine gidiyor. Okul eve sadece 20 metre mesafede. Ona eşlik ediyor, sınıfın kapısından içeri giriyoruz…

Köln'ün Bayenthal semtindeki St. Irmgardis LisesiFotoğraf: DW

Öğrenciler için mazi…

Petra Linssen tarih dersi veriyor. Bugünkü konu Almanya’nın yakın tarihi. Öğrencilere dönerek, “Kim şimdiye kadar Berlin Duvarı’nı gördü?” diye soruyor. Öğrencilerin yarısı ya da üçte ikisi el kaldırıyor. Petra Linssen, “Duvarın Batı Berlin’deki tarafı rengarenk görünüyordu. Peki Doğu tarafının nasıl göründüğünü düşünebiliyor musunuz?” sorusunu yöneltiyor. Öğrencilerden biri yanıtlıyor: “O tarafta hiçbir şey yoktu. Doğu tarafında duvarı boyamak zaten imkansızdı!” Öğretmen, niye imkansız olduğunu soruyor ve bir kız öğrenci yanıtlıyor: “Çünkü duvarın yanına yaklaşılamıyordu bile!”. Yanıt doğruydu. Çünkü duvarın Doğu Almanya kısmında gözetleme kuleleri ve duvarın önünde Almanca ‘ölüm şeridi’ olarak bilinen, içine girenin vurulduğu dikenli tellerle çevrili bir alan vardı.

Eski komünist Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Berlin Duvarı’nın yıkılışı, Almanya’nın yeniden birleşmesi… Günümüzün 17-18 yaşındaki gençleri bu tarihî olayları sadece filmlerden biliyor. ‘Birlik’ ise onlar için içinde yaşadıkları gerçek bir kavram. Öğrencilerden biri, “Kafalarda hâlâ bir duvar olduğuna inanmıyorum. Ben birleşmiş Almanya’da büyüdüm” diyor. Diğerleri onaylarcasına başını sallıyor.

Neredeyse fark kalmadı

Tarih sınıfındaki öğrencilerFotoğraf: DW

Thomas Gensicke, Münih merkezli sosyal araştırmalar enstitüsü TNS’de çalışan bir sosyolog. Gençlik üzerine araştırmalar yapan Gensicke, birleşmenin üzerinden 20 yıl geçerken Doğu ve Batı’daki gençlerin homojen bir grup haline geldiğini belirtiyor. Gensicke’ye göre bunun nedeni, iki tarafın yakınlaşma sürecindeki çerçeve koşulların büyük benzerlikler taşıması. Ancak daha yakından bakıldığında yeni bir eğilim ortaya çıkıyor. Batı Almanya’daki gençlerin maddi koşulları daha iyi. Doğu’daki gençlerin geleceğe daha karamsar bakmasının ardında yatan da bu. Sosyolog Thomas Gensicke bunun hiç şaşırtıcı olmadığını belirtiyor ve Doğu’da gençler arasındaki işsizliğin, Batı’dakinin iki katı olduğuna dikkat çekiyor.

Nitekim Köln kentinden Matteo’nun da maddi endişeleri yok. Ailesinin durumu iyi. Liseyi en iyi derecelerle bitirip mimarlık okumak ve ardından yurtdışında, hayallerinin kenti Madrid’de yaşamak istiyor.

Herşey müzik etrafında dönüyor

Matteo bir müzik delisi. Evlerinin garajında kurduğu stüdyoda plakçalarlar, dizüstü bilgisayarı ve miks masası bulunuyor. Köln’deki klüplerde DJ’lik yapıyor, aynı zamanda kendi müziğini de yapıyor. Minimal tekno ile house karışımı tarzı seviyor.

Matteo'nun arkadaşları da müziğe olan ilgisini paylaşıyor. Aufgenommen wann und wo: September 2010 in KölnFotoğraf: DW

Matteo’nun hayatı müzik etrafında dönüyor. Politikayla ilgilenmesine rağmen siyasi faaliyetlere katılmıyor. Matteo, Almanya’nın doğusundaki Leipzig kentinde gittiği bir elektro-punk konserinde Doğu Almanyalı gençlerin siyasete çok daha ilgili olduklarını görmüş. “Konserde, üzerinde aşırı sağa karşı sloganlar ya da ‘Savaşma seviş’ yazılı T-shirtler giyen pekçok genç vardı. Batı’da bizde bu tür sloganlar genelde protesto gösterilerinde kullanılır. Doğu’da ise bu tür T-shirtlerle sokakta dolaşıyorlar” diyor ve Doğu’da siyasi görüşün kamuya açık yerlerde daha açık dile getirildiğini belirtiyor.

Matteo’nun arkadaşı Josephine de benzer izlenimlere sahip. Ancak bu sefer siyasi yelpazenin diğer tarafından, aşırı sağdan bahsediyor. Almanya’nın kuzeydoğusunda Baltık Denizi kıyısındaki Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde bulunan Usedom’da bir köyde gördükleri kendisini şoke etmiş. “Usedom’dayken küçük bir köye gittim. Herkes Böhse Onkelz grubunu dinliyordu. Çok sinir bozucuydu. Herkesin üzerinde aşırı sağcı grupların T-Shirtü vardı” diyor. Böhse Onkelz grubu aşırı sağcı olduğunu reddetse de aşırı sağcı çevrede çok popüler bir grup.

Batı’daki gençlik, ‘cumhuriyet sistemine’ daha yakın

Matteo ve Josephine arkadaşlarına gidiyorFotoğraf: DW

Gençlik üzerine araştırmalar yapan sosyolog Thomas Gensicke, aşırı sağcıların Doğu Almanya’da da azınlıkta olduğunu belirtiyor, ancak Doğu’daki gençlerin Federal Almanya Cumhuriyeti’nin siyaset, ekonomi ve toplumunu daha fazla sorgulama eğiliminde olduğunu belirtiyor. Gensicke bunun nedenini ise, Batı’daki ebeveynlerin, okul ve medyanın, sisteme Doğu’ya göre daha alışık olması ve sistemi benimsemiş olması olarak açıklıyor.

Josephine yine de Doğu’ya gidip yerleşebileceğini söylüyor. Ancak şartı, yerleşeceği yerin büyük şehir olması. Batılı gençlerin çoğu ise Doğu’ya Josephine kadar açık değil. Çoğu, Almanya’nın batısının eğitim ve meslek açısından daha iyi perspektifler sunduğuna inanıyor. Gerçi haksız da sayılmazlar. Çünkü Doğu Almanya’daki gençlerin çoğu da aynı görüşte ve geleceklerini, ekonomik sistemin daha iyi işlediğine inandıkları Batı’da arıyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Birgit Görtz / Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Murat Çelikkafa

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik