Alman Dış İlişkiler Enstitüsü (ifa), Türkiye’de cezaevinde tutulan Osman Kavala’ya "Kültürlerarası Diyalog" ödülü verileceğini duyurdu.

Bugün ifa tarafından yapılan yazılı açıklamada, töreninin 10 Kasım’da Berlin’de düzenleneceği, ödül konuşmasının da Almanya siyasetinin duayen isimlerinden, Federal Meclis’in eski başkanı Wolfgang Schäuble tarafından yapılacağı belirtildi.

"Cesaret ve direnişiyle mutlak örnek"

Hem bir iş insanı hem bir insan hakları aktivisti olan Kavala’ya verilecek ödülün 10 bin euro tutarında olduğu belirtilirken, dünya genelinde insan ve yurttaşlık haklarının tehdit altında olduğu, savunucularının da baskı altında tutulduğu vurgulandı.

Aynı zamanda jüri başkanı olan ifa Başkanı Ulrich Raulff, "Bu şartlar altında Osman Kavala’nın sergilediği cesaret ve direniş, bizler için mutlak bir örnek teşkil ediyor" değerlendirmesini aktardı.

Açıklamada, Osman Kavala’nın kültürel çeşitliliği ön plana çıkartan yerel inisiyatifleri desteklemek ve uluslararası işbirliğini güçlendirmek amacıyla Anadolu Kültür’ü kuran bir iş insanı ve insan hakları aktivisti olduğu vurgulandı. Kavala’nın, 2017’den bu yana hapiste tutulduğu, casusluk ve 2016’daki darbe girişiminde yer alma gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı ifade edilirken, AİHM’in Aralık 2019’da Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki kararına rağmen de halen serbest bırakılmadığı hatırlatıldı. 

İfa ödülü kimlere veriliyor?

En son piyanist Igor Levit’e verilen ifa Kültürlerarası Diyalog ödülü, sosyal toplumsal ve sanatsal angajmanlarıyla, kültürlerarası ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayan kurum ya da kişilere veriliyor.

Maddi değeri 10 bin euro olan ödüle layık görülen kişi ya da kurumlar, bu tutarı kültürel alanda, kamu yararına faaliyet gösteren ve barışı destekleyen proje ya da organizasyonlara verebiliyor.

Alman Dış İlişkiler Enstitüsü, sanat, sivil toplum ve bilim alanındaki özgürlükleri ve bunların desteklenmesini en temel görevleri ve hedefleri arasında konumlandırıyor. Enstitü, günümüzde bu özgürlüklerin demokrasilerde de, milliyetçilik, popülizm ve otoriter eğilimler nedeniyle tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor.

DW/ DA, EC