Almanya’da hükümet iltica başvurusu reddedilen sığınmacıların ülkelerine dönmesini teşvik etmek için yeni bir yardım programı devreye soktu. Geri dönme kararı alan sığınmacılara 3 bin euroluk ayni yardımda bulunulacak.
Reklam
Almanya'da hükümet iltica başvurusu reddedilen sığınmacıların ülkelerine dönmesini teşvik etmek için yeni bir yardım programı devreye soktu.
Almanya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, iltica başvurusu reddedilen sığınmacılar "yeniden uyuma destek” programı çerçevesinde 28 Şubat tarihine kadar 3 bin euro değerinde ek yardım talebinde bulunabilecek. Aileler kira, inşaat ve tadilat çalışmaları, mutfak ya da banyo mobilyaları gibi ihtiyaçlar için 3 bin euro, kişisel olarak da bin euro değerinde ayni yardım talebinde bulunabilecek. Böylece Almanya'da şubat ayında başlatılan "Starthilfe plus” (Başlangıç Yardımı Artı) adlı geri dönüş yardım programı, oturma masrafları için getirilen bu katkıyla birlikte üç ay daha uzatılmış oldu. Programın genişletildiğini kamuoyuna taşıyan Alman Bild am Sonntag oldu.
Mültecilerle ilgili 12 önemli film
Çinli sanatçı ve aktivist Ai Weiwei'in "Human Flow" (İnsan Akışı) adlı belgeseli dünya genelindeki mülteci akınlarına odaklanıyor. Ancak Ai Weiwei'in eseri, mültecilerle ilgili filmlerden sadece biri.
Fotoğraf: 2017 Human Flow UG
40 mülteci kampı, 23 ülke: “İnsan Akışı”
Ai Weiwei’nin “Human Flow” (İnsan Akışı) adlı belgesel filmi, sorunu küreselleşmiş bir bağlamda sunuyor. Çinli sanatçı, mültecilerin bakış açısına dikkat çekmeye ve onlarla empati kurulmasını sağlamayı hedefliyor. İlk kez kez Venedik Film Festivali’nde gösterilen film şu sıralar Almanya sinemalarında.
Fotoğraf: 2017 Human Flow UG
İsviçre perspektifi: “Tekne Doldu”
1980 tarihli “The Boat is Full” (Tekne Doldu) filminin adı bir deyim haline geldi. İsviçreli yönetmen Markus Imhoof filminde Nazi rejiminden kaçan altı kişinin kaderi üzerine odaklanıyordu. O tarihlerde mültecilerle ilgili filmler genellikle tarihsel çatışma bağlamında ele alınıyordu.
Fotoğraf: picture-alliance/Everett Collection/Libra Films
Afrika'daki çatışmalar: “Hotel Ruanda”
Mültecilere yer veren birçok Avrupa filmi, Avrupa’ya kaçan insanların kaderini anlatıyor. Buna karşılık, Afrika’da geçen, kaçışın nedenleri ve başlangıcı üzerine az sayıda film var. Kuzey İrlandalı yönetmen Terry George, 2004 yapımı “Hotel Ruanda” filminde 1994’ten itibaren Ruanda soykırımı üzerine odaklanıyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Tobis Film
Sınır çatışmaları: “Riverbanks”
Yunan yönetmen Panos Karkanevatos, iki yıl önce “Riverbanks” adlı filmiyle seyirciyi sarstı. Filmde Türkiye’den Yunanistan’a kaçmaya çalışan mülteciler, Meriç Nehri sınırı boyunca birçok sorunla karşılaşır, insan kaçakçıları ise bu durumu istismar eder. Bölge, Türkiye ile Yunanistan arasında daha önce yaşanan çatışmalar sırasında mayınla kaplanmıştır.
Fotoğraf: Real Fiction
İngiltere’ye kaçış: “Hoş geldiniz”
Philippe Lioret’in yönettiği Fransız filmi “Welcome” (2009), Manş Denizi’nden İngiltere’ye geçmek isteyen bir Iraklı Kürt çocuğun kaderi üzerine odaklanıyor. Filmdeki bir başka önemli karakter, çocuğa bu konuda destek veren Fransız yüzme öğretmeni. İnsanlık ve dostluk üzerine dokunaklı bir dram.
Fotoğraf: arsenalfilm.de
Kaurismäki dokunuşu: “Le Havre”
Meslektaşı Philippe Lioret gibi Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismäki de Fransa’dan İngiltere’ye gelmeye çalışan bir mülteci çocuğun hikayesini anlatıyor. 2001 yapımı “Le Havre” filminde, Gabonlu Idrissa, kendisinden yaşça büyük, başarısız bir yazarla dost olur. “Welcome”da olduğu gibi bu filmde de bir Fransız ile mülteci bir çocuk arasındaki ilişki yüreklere dokunuyor.
Fotoğraf: Sputnik Oy/Marja-Leena Hukkanen
Bir başka Kaurismäki filmi: “Umudun Öteki Yüzü”
Finlandiyalı yönetmen, 2017’de aynı konuyla ilgili bir başka filmle seyircileri etkilemeyi başardı. “The Other Side of Hope” (Umudun Öteki Yüzü) filminin ilk gösterimi Berlinale’de yapıldı. Filmin baş kahramanı olan Suriyeli mülteci, Helsinki’de mahsur kalır. Khaled ve tekstil tüccarı Waldemar’ın karşılıklı göründüğü sahnelerde, Kaurismäki’nin tipik espri anlayışı öne çıkıyor.
Fotoğraf: Sputnik Oy
Bir komedi: “Willkommen bei den Hartmanns”
Geçen yıl Alman yönetmen Simon Verhoeven, zorlu bir konuya hicivsel bir dokunuşla yaklaştı. Yönetmenin komedi filmi, mülteci akınıyla mücadele eden bu ülkede çok izlendi. “Willkommen bei den Hartmanns” (Hartmannlara hoş geldiniz), bir mülteciyi evinde ağırlayan Alman ailenin hikayesini anlatıyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Warner Bros. Ent.
Genç ve yaşlı buluştuğunda: “Nightshapes”
Alman yönetmen Andreas Dresen, mülteci krizi ile ilgili güncel tartışmaların başlamasından çok önce, 1999’da “Nightshapes” (Gece silüetleri) adlı filmi çekti. Bir Alman işadamı, Berlin’de Angolalı bir mülteci çocukla karşılaşır. Angolalı genç, yaşlı adama tutunur. İkili arasında alışılmışın dışında bir dostluk başlar.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Peter Rommel Film
Bir çatışma bölgesinden diğerine: “Dheepan”
İki yıl önce, Fransız yönetmen Jacues Audiard, mülteci draması “Dheepan” ile Cannes’da Altın Palmiye ödülüne layık görüldü. Filmde Paris’in banliyösünde yeni bir eve kavuşan Sri Lankalı ailenin hikayesi anlatılıyor. Mülteciler, yeni evlerinde başka tür çatışmalarla karşı karşıya kalır.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Why Not Productions
Avrupa’ya hoş geldiniz: “Mediterranea”
2015 yapmı “Mediterranea” filmi, iki Afrikalı mültecinin Avrupa'ya gelişinden kısa bir süre sonra neler yapmak zorunda kaldığını anlatıyor. İtalyan asıllı ABD'li yönetmen Jonas Carpignano filminde Burkina Fasolu iki arkadaş Ayiva ve Abas’ın düşmanlık ve şiddetle karşı karşıya kaldıkları güney İtalya’daki kaderlerine odaklanıyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/DCM
Feci gerçek: ”Denizdeki Ateş”
İtalyan yönetmen Gianfranco Rosi geçtiğimiz yıl Berlinale’deki izleyicileri “Fire at Sea” (Denizdeki Ateş) belgeseli ile sarstı. Altın Ayı’nın galibi, Akdeniz’e kaçan mültecilerin kaderini Avrupa’ya yansıttı. Bazıları yolculuk boyunca ölüyor. Birçok izleyici için, Ai Weiwei’nin “Human Flow” (İnsan Akışı) belgeseliyle karşılaştırıldığında “Denizdeki Ateş” daha ikna edici.
Fotoğraf: 21 Uno Film/Weltkino Filmverleih
12 fotoğraf1 | 12
Çekirdek aile 6 bin euro değerinde yardım alabilecek
"Senin Ülken. Senin Geleceğin. Şimdi!” adı verilen bu programın üç ayla sınırlı kalacağı belirtiliyor. Almanya'da şimdiye kadar iltica başvurusu sonuçlanmadan önce ülkelerine geri dönmeyi kabul eden ve iltica başvurusunu geri çeken 12 yaş üstü sığınmacılara 1200 euro, çocuklara ise 600 euro para yardımı yapılıyordu. Diğer bir deyişle tek çocuklu bir çekirdek aile 3 bin euro para talep edebiliyordu. Yeni programa göre ise talep edilebilecek meblağ iki katına çıkmış oldu.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada iltica başvurusu reddedilen sığınmacılardan fırsattan yararlanmalarını istedi. De Maiziere “Şubat ayı sonuna kadar gönüllü olarak geri dönme kararı alacak olurlarsa, başlangıç yardımının yanı sıra geldikleri ülkedeki ilk oniki ay için ilk kez oturma masrafları yardımı alabilecekler” dedi.
Bild am Sonntag’ın haberine göre Şubat-Ekim 2017 arasında geri dönüş teşviki için başvuruda bulunan kişilerin sayısı 8 bin 639 kişi oldu. Gazetenin haberine göre Almanya'da iltica başvurusu reddedilmiş yaklaşık 115 bin sığınmacı bulunuyor. 80 bini hakkında “geçici olarak sınırdışı kararının askıya alınması” kararı var. İçişleri Bakanlığı verilerine göre 35 bin sığınmacı hakkındaki sınırdışı kararları ise bu yılın ocak ile eylül ayları arasında hukuken geçerli hale geldi. Bu süre içerisinde 19 bin 520 kişi sınırdışı edildi.