1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'nın aşırı sağcı başbakan adayı Alice Weidel kim?

Marcel Fürstenau
7 Aralık 2024

Aşırı sağcı AfD’nin parti yönetiminin başbakanlığa aday gösterdiği Alice Weidel kim? Nefreti kışkırtan söylemleriyle ün yapan Weidel, neden AfD’nin dünya görüşünü yansıtmayan siyasetçi olarak nitelendiriliyor?

AfD parti yönetimi 23 Şubat seçimleri için Alice Weidel’ı liste başı adayı olarak seçti.
AfD parti yönetimi 23 Şubat seçimleri için Alice Weidel’ı liste başı adayı olarak seçti.Fotoğraf: Bernd Elmenthaler/Geisler-Fotopress/picture alliance

Alice Weidel, çok küçük bir azınlığın mensubu. Çünkü o, aşırı sağcı Almanya için Alternatif'in (AfD) Federal Meclis grubundaki 9 kadın milletvekilinden biri. Oysa AfD'nin erkek milletvekili sayısı 69.

AfD, yüzde 11,5 ile mecliste en az kadın milletvekili oranına sahip parti konumunda. Hristiyan Birlik partilerinde (CDU/CSU) bu oran yüzde 25,4, Yeşiller Partisi'nde ise yüzde 59,3.

Buna rağmen Weidel, erkek egemen AfD'de önemli bir ağırlığa sahip, Tino Chrupalla ile partinin eş başkanlığını paylaşıyor.

AfD’nin eş genel başkanları Tino Chrupalla ile Alice Weidel.Fotoğraf: dts-Agentur/picture alliance

AfD 2021 seçim yarışına bu ikiliyle girmiş, elde edilen sonuçlar parti açısından hüsran olmuştu. Çünkü 2017 genel seçimlerinde AfD'nin elde ettiği oy oran yüzde 12,6 iken, 2021'de bu oran yüzde 10,3'e gerilemişti.

Eyalet seçimlerinde rekor kırdılar

Ancak son genel seçimlerden itibaren AfD oy oranlarını giderek arttırdı. Thüringen Eyaleti'ndeki seçimlerde aldığı yüzde 32,8'lik oy oranıyla ilk kez bir eyalette en güçlü siyasi parti konumuna geldi. Hessen Eyaleti'ndeki seçimlerde de yüzde 18,4 oranında oy almayı başardı.

AfD, Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından aşırı sağcı yönelimleri nedeniyle izlemeye alınmış bir parti.

Son seçim anketleri ise bu partinin Almanya genelindeki oy oranlarının yüzde 20'ye ulaştığını ortaya koyuyor.

AfD işte bu yükseliş trendi nedeniyle 23 Şubat'taki erken seçimler için Alice Weidel'ı liste başı adayı olarak gösterme kararı aldı.

45 yaşındaki Weidel, bugün parti yönetimi tarafından başbakanlığa aday gösterildi. Ocak ayında yapılacak AfD kongresinde adaylığının resmen onaylanması bekleniyor.

Ancak Weidel'ın başbakan olma ihtimali yok. Seçimlerden en yüksek oyu almayı başarsa da AfD ile koalisyon hükümeti kurmak isteyecek bir siyasi parti bulunmuyor. Diğer partilerin tamamı, aşırı sağın iktidara gelmesine izin vermeyeceklerini, AfD ile koalisyon hükümeti kurmayacaklarını duyurdu.

Weidel'ın rol modeli: Margaret Thatcher

Alice Weidel için başbakanlık, en azından şimdilik sadece bir hayalden ibaret. Kendisi ise Margaret Thatcher'ı rol model olarak benimsediğini söylüyor.

Bulvar gazetesi Bild'e verdiği bir röportajda Weidel, 1979-1990 yılları arasında İngiltere başbakanı olan Thatcher'ın "rahatsızlık verse de akıntıya karşı yüzmeye" odaklanılan biyografisinden etkilendiğini anlattı.

İngiltere’nin eski başbakanı Margaret Thatcher.Fotoğraf: empics/picture alliance

Thatcher'a, karşılaştığı tüm dirence rağmen düşük vergiler, daha az devlet sübvansiyonu ve özelleştirmede ısrar ettiği, radikal liberal ekonomi çizgisinden sapmadığı için "Demir Leydi" denmişti.

Ekonomi okuyan, şirket danışmanlığı yapan Weidel, Thatcher'ın İngiltere'yi "ülke ekonomisinin dibe vurduğu bir dönemde devraldığını ve yeniden raya oturttuğunu" söyleyerek onun izlediği bu yolun kendi fikirleriyle örtüştüğünü savunuyor.

AB karşıtlığına ve aşırı sağ söylemlerine sahip çıkıyor

Weidel'ın 2013 yılında katıldığı AfD, Avrupa Birliği (AB) karşıtı, ulusalcı liberal bir partiydi. AfD'nin başbakan adayı, bunda bir değişiklik olmadığını söylüyor.

Ağustos ayında Welt am Sonntag gazetesine "AB'yi reformlarla dönüştürmeye çabalıyoruz" açıklamasını yapan Weidel, bundan sonuç alınamaması halinde her üye ülkenin referandum yoluyla üyelikten ayrılma imkanına sahip olması gerektiğini savunuyor.

Alice Weidel, Thüringen Eyaleti’ndeki seçimler öncesinde AfD’nin radikal kanadını temsil eden Björn Höcke’ya kampanya sürecinde destek verdi. Fotoğraf: Martin Schutt/dpa/picture alliance

AfD için "aşırı sağ" denmesine Weidel itiraz ediyor. Ama aynı zamanda partinin radikal kanadını temsil eden Björn Höcke'ye bile sahip çıkıyor. Oysa Höcke, Nasyonal Sosyalist sloganlarını alenen kullandığı için birkaç kez mahkum edildi. Weidel ise Höcke'yı, "Ondaki çok kışkırtıcı unsurlar azaldı, Thüringen'de mükemmel bir iş çıkarıyor. Ceza davalarını saçma ve tartışmalı buluyorum" sözleriyle savunuyor.

AfD'nin başbakan adayı Weidel, mahkeme kararıyla "faşist" denmesine izin verilen Höcke'ye işte bu sözlerle sahip çıkıyor.

Oysa Höcke 2017'de kendi partisi tarafından "Nasyonal Sosyalizm ile yakınlık kurmakla" suçlanmış, partiden ihracı gündeme gelmişti. Hatta Weidel da Höcke'nın ihraç edilmesi talebine destek vermişti.

Weidel bir provokatör mü?

Alice Weidel, provokatif, kışkırtıcı siyasi söylem ve çıkışlarıyla tanınıyor.

2018 yılında Almanya Federal Meclisi'nde mültecileri ve sığınmacıları "sübvanse edilmiş bıçakçılar" ve Müslüman çocukları "başörtü kızları" sözleriyle aşağılayan Weidel, dönemin meclis başkanı Wolfgang Schäuble tarafından kamuoyu önünde kınanmıştı.

AfD’li Alice Weidel’ın Federal Meclis’teki konuşmalarının büyük bir bölümünde, diğer partilerin sıralarından itiraz ve tepkilere yükseliyor.Fotoğraf: Reuters/H. Hanschke

Bundan birkaç gün sonra Neue Zürcher Zeitung gazetesine açıklama yapan Weidel, nefreti kışkırtan bu söylemlerini "Kutuplaştırma, tartışmaları başlatmak için kullanılan üslupsal bir araçtır" sözleriyle gerekçelendirmişti.

Weidel, Müslüman çocuklar için kullandığı "başörtü kızları" ifadesi için de bir açıklama yaptı. Almanya'nın Anayasa ile uyumlu olmadığını iddia ettiği muhafazakar İslam ile sorunu olduğunu söyledi.

Aslında partisine aykırı bir kimlik

Aslında Weidel, aynı zamanda kendi partisi AfD'nin savunduklarına da aykırı bir siyasetçi.

Çünkü Sri Lanka Kökenli bir kadın hayat arkadaşı var. Evlatlık edindikleri iki çocuğu birlikte büyütüyorlar.

Weidel'ın yaşam tarzı, özel hayatı, AfD'nin savunduğu ideallerden çok uzak. Parti programında "geleneksel aile" yol gösterici bir ilke olarak benimseniyor, "Ailede anne ve baba çocukları için sürekli ortak sorumluluk üstlenir" ifadeleri yer alıyor. 

Almanya ve İsviçre'de yaşayan AfD'nin liste başı adayı, yaşam tarzıyla partisinin dünya görüşünü aslında çok da temsil etmiyor.

Alice Weidel ise bu konu ile ilgili olarak 2017'de yaptığı açıklamada, "Bir ya da iki kişi öfke, kızgınlık duyuyor olabilir ama bu diğer partilerde de olabilecek bir durum" demişti.

Türkiye hakkında ne düşünüyor?

Alice Weidel, "Otoriter İslamcı bir diktatörlüğün AB üyesi olabileceği fikri saçma" diyerek Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin derhal sona erdirilmesi gerektiğini savunuyor.

Açıklamalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı göçü Almanya'ya karşı silah olarak kullanmakla suçlayan AfD'li siyasetçiye göre Türkiye ile Mülteci Mutabakatı AB'yi ve Almanya'yı Ankara'nın şantajlarına açık hale getiriyor, bu nedenle de sona erdirilmesi gerekiyor.

AfD'nin Ocak ayında ilan etmesi beklenen parti programında Türkiye ile ilişkiler hakkında ne tür mesajlar vereceği merak uyandırıyor.

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirsiniz?