BM Genel Kurulu'nda Güvenlik Konseyi'nin beş yeni geçici üyesini belirlemek için oylama yapılacak. 2011-2012 dönemi için iki yıllığına seçilecek olan beş yeni geçici üye, “Afrika”, “Asya”, “Latin Amerika ve Karayipler” ile “Batı Avrupa ve Diğerleri” başlıklı coğrafi bölgelerden seçilecek. "Batı Avrupa ve Diğerleri Grubu"ndan aday olan Kanada ve Portekiz’in yanı sıra Almanya da bu gruba ayrılan iki koltuktan birine seçilebilmek yarışacak.

Almanya favoriler arasında yer almıyor. Rakipleri Kanada ve Portekiz ise güçlü olarak nitelendiriliyor. Kanada, dünya genelinde oldukça iyi bir imaja sahip. Ayrıca adil ve tarafsız bir ülke olarak kabul ediliyor. Portekiz ise küçük bir ülke olarak, diğer küçük ülkeler arasında iyi bir şansa sahip olduğunu düşünüyor, özellikle de Güney Amerika ve Afrika ülkeleri arasında.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, iki hafta önce BM’e gerçekleştirdiği ilk ziyareti sırasında Almanya’nın üstünlüklerine atıfta bulunmuştu: “Biz Almanya olarak, sadece kendi ulusal çıkarları için çalışan değil, tam aksine barış, silahsızlanma, iklim koruma ve kalkınma için işbirliği gibi küresel konular için de çaba gösteren bir ülkeyiz. Bu özellik dolayısıyla Almanya bu görev için biçilmiş kaftandır.“

New York'ta yoğun temaslar

Westerwelle, o dönem New York’ta geçirdiği dört günü Almanya'nın tanıtımını yapmak için kullandı. Almanya Başbakanı’nın oldukça yoğun bir programı vardı. Tam 32 kez diğer ülkelerin bakanlarıyla karşılıklı görüşmeler çerçevesinde bir araya geldi. Tek başına 10 Arap ülkesinin bakanlarını kahvaltıda kabul etti.

Almanya da, tıpkı Portekiz gibi BM’de çoğunluğu oluşturan küçük ülkelerin oylarını almayı hedefliyor. Almanya Dışişleri Bakanı, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada geçmişte küçük ülkelerin dikkate alınmadığını kaydetti.

Westerwelle, “Afrika ve Latin Amerika’nın BM Güvenlik Konseyi'nde sürekli olarak temsil edilmemesi, dünyanın bugünkü yapılanmasına uygun düşmüyor. Asya kıtası da gerektiği gibi temsil edilmediği görüşünde" dedi.

Küçük ülkelere kucak açma stratejisi

Bu “küçük ülkelere de kucak açma stratejisinin” başarılı olup olmadığını oylama sonucu gösterecek. Almanya’nın iki yıllığına, savaş ve barış konusunda kararların alındığı Güvenlik Konseyi’ndeki bu prestijli göreve gelebilmesi için oyların üçte ikisine ihtiyacı var.

Almanya’nın başarısı Westerwelle için de zafer anlamına gelecek. Aksi olduğu takdirde, Almanya’nın başarısızlığı muhtemelen Almanya Dışişleri Bakanı’nın kişisel yenilgisi olarak nitelendirilecektir. Ancak Westerwelle, iki hafta önce yaptığı konuşmada oldukça iyimser görünüyordu.

Westerwelle, "Dereyi görmeden paça sıvanmaz; dolayısıyla adaylar konusunda da seçimden önce temkinli olmak gerekir . Ancak ben kesinlikle umutluyum. Çok güçlü rakiplerimiz var, fakat bizim dünyadaki nüfuz ve güvenirliğimize de değer verilmektedir" ifadelerini kullandı.

© Deutsche Welle Türkçe

Nicholas Buschschülter / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Çelik Akpınar