Avrupa’da yaşanan ekonomik krizle birlikte İspanya’nın yanı sıra, Portekiz ve Yunanistan’da çok sayıda kalifiye kişi iş arıyor. Buna karşılık Almanya’nın acilen nitelikli işgücüne ihtiyacı var. Özellikle de bilişim uzmanları, mühendisler, hastabakıcılar ve hekimler aranıyor. Federal Alman İstihdam Dairesi de, iş arayanlarla, nitelikli işgücüne ihtiyaç duyan işverenlerin taleplerini karşılamaya çalışıyor.

Kamuoyunda kaygılar

Federal Alman İstihdam Dairesi’ne bağlı Yurtdışı ve Uzman Yerleştirme Merkezi’nin (ZAV) veri bankasına, Almanya’da çalışmak isteyen yaklaşık 17 bin İspanyol kayıt yaptırdı. Ancak Almanya dışından işgücünün getirtilmesi, ülkede bir yandan da kaygıyla karşılanıyor. Bonn merkezli Çalışma Hayatının Geleceği Enstitüsü (IZA) İstihdam Politikaları Müdürü Hilmar Schneider, bu kaygıların gereksiz olduğuna dikkat çekiyor. "Bu göçmenlerin, kimsenin işini elinden almadığını" vurgulayan Schneider, tam tersine bu göçmenlerin talebin artmasını sağladığını belirtiyor. Kalifiye bir kişinin, vasıfsız kişilere de iş imkânı sağladığına dikkat çeken Schneider, "bu çok sıradan ekonomik gerçeğin, öncelikle insanların kafasında yer etmesi gerekiyor. Bu gerçekleşmediği sürece, büyük olasılıkla göçe karşı olan bu zihniyeti pek değiştiremeyeceğiz" diyor.

Almanya göçte geri kaldı

Schneider, Almanya’daki ilgili kurumlara yaklaşık 17 bin İspanyol’un kayıt yaptırmasına rağmen, bu sayının aslında çok az olduğunu belirtiyor. Schneider, önümüzdeki 30 yılda Almanya’daki eleman açığının yılda 300 bin ila 500 bin arasında olacağını tahmin ediyor. "En büyük tehlike, hatta şu anda var olan gerçek, Almanya’nın İngiltere ve İskandinav ülkelerine kıyasla göç konusunda çok geride kalmış olması" diyen "artık Almanya'nın ihtiyacı ölçüsünde göç alamadığını" vurguluyor.

Federal Alman İstihdam Dairesi’ne bağlı Yurtdışı ve Uzman Yerleştirme Merkezi’nden Beate Raabe ise Güney Avrupa’daki kriz nedeniyle daha fazla yabancı elemanın Almanya’ya gelmek isteyeceği kanaatinde. Fakat Raabe de, Avrupa’da nitelikli işgücü bulmanın uzun vadede zor olacağını düşünüyor. Avrupa ülkelerinde işgücüne olan ihtiyacın benzerlik gösterdiğine dikkati çeken Raabe sözlerini şöyle sürdürüyor: "Örneğin şu sıralarda bütün ülkeler sağlık alanında çalışan kişiler arıyor, teknik alanda da mühendislere ihtiyaç var. Bu da, bu meslek gruplarındakilerin ülkelerinde iş bulmakta zorlanmadığını ve başka bir ülkeye gitme ihtiyaçlarının azalabileceğini gösteriyor.”

"Siyasetçiler çaba göstermiyor"

İstihdam politikaları uzmanı Hilmar Schneider, nitelikli işgücü göçünün artırılması için siyesetçilerin çaba göstereceğine artık inanmıyor. Kim, seçim kaybetmeyi göze alıp, göçün teşviki için çaba sarf eder ki? Ayrıca dünyanın bir çok yerinde, Almanya’da yabancı işgücüne pek sıcak bakılmadığı konuşuluyor. Bunun yanı sıra, Almanya dışındaki okullarda okutulmayan veya ilgi gösterilmeyen Almanca da, bir engel oluşturabiliyor. İngiltere ve İskandiv ülkelerinde yabancı elemanlara konut ve kreş olanakları sunulurken, Almanya’ya çalışmak için gelen yabancılardan her konuda başının çaresine bakması isteniyor. Yurtdışı ve Uzman Yerleştirme Merkezi’nden Raabe, işverenlerin gelecekte bu durumu değiştirebileceklerine inanıyor. Başvuru sayısı düşük kalırsa, iş için başvuru yapanların nerede çalışacaklarını seçebileceğini belirten Raabe, "bu durumda işverenin cazip koşullar sunması gerekiyor. Aile ile çalışma hayatının bağdaştırılabilmesi şart. Bunu sağlayabilen işveren yabancı eleman bulmakta daha az zorlanacak" diyor.

Ancak Çalışma Hayatının Geleceği Enstitüsü’nden Hilmar Schneider ise böyle olumlu gelişmeler yaşanmasını beklemiyor. Schneider, eğer nitelikli işgücü bulmak zorlaşırsa, işverenin kalifiye elemanların olduğu yere gitmeyi tercih edeceğini dile getiriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Jutta Wasserrab / Çeviren: Jülide Danışman

Editör: Ahmet Günaltay