Almanya'ya eleştiri
25 Nisan 2013BM üyesi her ülke gibi, Almanya da her dört yılda bir Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne ülkedeki insan haklarının son durumuna ilişkin rapor veriyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından yapılan Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) sürecinde, Almanya'nın 25 Nisan'da sunacağı rapor, merakla bekleniyor.
Konsey’in Sözcüsü Rolando Gomez, Deutsche Welle’ye verdiği demecinde, sürecin sonunda iyi veya kötü not alan ülkelerin bir listesinin yapılmadığını belirtiyor. Gomez "Üye ülkeler arasında, insan hakları konusundaki ihlalleriyle kötü şöhrete sahip ülkeler bulunabilir. Konsey’in ilgisini diğer ülkelerden ziyade bu ülkelere adaması gerekebilir. Ama inceleme süreci, kesinlikle bazı ülkelerin suçlanması olarak algılanmamalıdır" diye konuşuyor.
Mülteci ve göçmen hakları eleştirisi
Zira bu süreç içinde devletler, birbirlerinin durumunu gözden geçirip önerilerde bulunuyor. Tek tek ülkelerde insan haklarına ilişkin durumun ortaya konulması, sadece iktidardaki hükümetlere bırakılması halinde ise bazı sorunların örtbas edileceği endişesi ortaya çıkıyor. İnceleme sürecinde, insan hakları örgütleri de bir paralel rapora girecek önemli bilgiler aktarıyor.
Almanya için hazırlanan paralel rapora, 50'den fazla sivil toplum kuruluşunu çatısı altında toplayan Alman İnsan Hakları Forumu da katkıda bulundu. Forum‘un temsilcisi Theodor Ratgeber, Almanya’yı özellikle mülteci ve göçmenler konusunda eleştiriyor. Ratgeber "İnsan Hakları Forumu olarak, mülteci ve göçmen hakları alanında çok ciddi eksiklikler bulunduğunu düşünüyoruz. Çünkü burada çok büyük acılara tanık oluyoruz. Mevcut yasalar başka türlü kararlar alınmasına olanak verse bile aileler, sınır dışı etme yöntemleri ile parçalanıyor" diye konuşuyor.
Federal hükümet tarafından hazırlanan raporda mültecilerin korunması adına alınan önlemler sıralansa da sivil toplum kuruluşları sorunlu alanlara işaret ediyor ve örneğin Suriyeli mültecilere karşı kurumlardan daha az katı olmasını talep ediyor.
Eksiler ve artılar
Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) sürecinde bir devletin inandırıcılığını test etmek için sadece yazılı raporlar hesaba katılmıyor. Aynı zamanda Cenevre’de ifadesine başvurulurken, o ülkenin kendini nasıl takdim ettiği de önemli. Örneğin 2009 yılındaki gözden geçirme sürecinde Alman hükümetinin sunduğu rapor, birçok açıdan müdafaaya yönelik olduğu gerekçesi ile eleştirilmişti. Ancak iki devlet müsteşarının Cenevre’de ulusal raporun sunumu sırasında özeleştiriye başvurmaları, Almanya’ya artı puan getirmişti.
Almanya’nın bu yılki hükümet raporunda, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı aşırı sağcı terör hücresinin işlediği seri cinayetler gibi zor konulara yer vermesi ise övgüye layık görülüyor. Ancak inceleme sırasında, Alman hükümetinin 2009 yılında kabul ettiği insan haklarının iyileştirilmesine yönelik önerilerin ne kadarını yerine getirdiği belirleyici olacak. İnsan hakları örgütlerinin çıkardığı bilanço pek de parlak görünmüyor. Berlin merkezli Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nün Başkanı Beate Rudolf, şunları kaydediyor: "Tüm önerileri kabul etmek gibi bir yükümlülük yok. Zira, sorunun çözümüne uzak bazı öneriler de var; bunları gözden geçirip duruşunuzu belirlenmeniz gerekiyor. Ama diğer insan hakları komisyonları tarafından da açıkça dile getirilen önerilerin de aynı şekilde dikkate alınması gerekiyor."
‘Öneriler, toplumda tartışılmalı’
Zira Almanya, yasal ikamet iznine sahip olan ve olmayan tüm göçmenlerin daha güçlü haklara sahip olması yönündeki önerileri, 2009 yılında reddetmişti. Uluslararası Af Örgütü de Almanya’nın 2009 yılında yapılan önerileri yeterli derecede hayata geçirmediği görüşünde. Uluslararası Af Örgütü temsilcisi Peter Splinter, şunları kaydediyor:
"Evrensel Periyodik İnceleme'den çıkan sonuçların toplumda tartışılması konusunda Almanya’nın eksik kaldığını düşünüyorum. Burada iş, yasa çıkarıp eylem planları oluşturmak değil, hükümetin, tüm toplumsal gruplarla, hayata geçirilmesi önerilen konuları paylaşmasıdır."
© Deutsche Welle Türkçe
Claudia Witte / Başak Demir
Editör: Ercan Coşkun