1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Amini'nin ödülü İranlı kadınlar için ne anlama geliyor?

John Silk
20 Ekim 2023

Avrupa Parlamentosu Sakharov Ödülü'nü Jina Mahsa Amini'ye ve Amini'nin ölümü sonrası başlayan Kadın, Yaşam ve Özgürlük Hareketi'ne verdi. AP'nin ödülü, İranlı kadınların mücadelesine ne gibi bir katkıda bulunacak?

Sakharov Ödülü, Jina Mahsa Amini'ye verildi
Sakharov Ödülü, Jina Mahsa Amini'ye verildiFotoğraf: Jonathan Brady/PA Wire/empics/picture alliance

Jina Mahsa Amini'nin ve İran'daki Kadın, Yaşam ve Özgürlük Hareketi'nin Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü'ne layık görülmesi, AP Başkanı Roberta Metsola tarafından memnuniyetle karşılandı.

Sosyal medyadaki paylaşımında Metsola, "Bu cesur kadınlar, erkekler ve gençler eşitlik, özgürlük ve haysiyet için yürüttükleri mücadeleyle dünyaya ilham verdi" ifadelerini kullandı.

AP'deki Alman Milletvekili Hannah Neumann da sosyal medyada Amini'ye verilen ödülü "Kurumun özgür ve demokratik bir İran için savaşan herkesle sarsılmaz bir dayanışma içinde olmasının güçlü bir işareti" diye tanımladı.

Amini'nin İran'ın "ahlak polisi" tarafından gözaltında tutulurken hayatını kaybetmesi, ülkede katı Şii rejim karşıtı benzeri görülmemiş protestolara sebep oldu. Peki AB'nin ödülü İran'daki kadınların umudunu yeniden canlanmasına nasıl bir katkı sağlayacak? Önümüzdeki yıllarda İranlı kadınların özgürlük mücadelesi hangi aşamaya gelecek?

Amini'nin mirası

Jina Mahsa Amini, Sakharov Ödülü'nü kazanan ilk İranlı değil. 2012 yılında İranlı avukat ve insan hakları savunucusu Nesrin Sotoudeh ve yönetmen Cafer Panahi, çalışmalarından dolayı Avrupa Parlamentosu tarafından Sakharov ödülüne layık görülmüştü.

Sotoudeh İran'da bir hapishanede tutukluyken Sakharov Ödülü'nü almıştı.

DW'ye konuşan ve ödülün umudunu pekiştirdiğini söyleyen Sotoudeh, "Ve bugüne kadar yorulmadan çalışmaya devam ettim" diyor.

"Bu ödülün artık kadın özgürlük hareketini başlatan kişi olarak anılması gereken Mahsa'ya ait olduğundan eminim" diyen Sotoudeh, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Bu ödülü Mahsa'ya ithaf etmenin, her etnik kökenden, dinden ve farklı ideolojilerden insanların katıldığı bir hareketin devamlılığına katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu ödülün bu hareketi güçlendirmek ve sürekliliğini sağlamaktan başka bir etkisinin olabileceğini düşünemiyorum."

Bu ayın başlarında tutuklu İranlı aktivist Nergis Muhammedi, "İran'da kadınlara yönelik baskıya karşı mücadelesi ile herkes için insan hakları ve özgürlükleri destekleme mücadelesi" nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştü.

DW'ye konuşan İranlı avukat ve insan hakları aktivisti Şirin Ebadi, Muhammedi'ye verilen barış ödülünün "uluslararası dikkati İran'daki insan hakları ihlallerine, özellikle de kadınlara yönelik ayrımcı muameleye çekeceğini" söylüyor.

İran'daki Kadın, Yaşam, Özgürlük hareketi

İran'daki kadınlar, sadece saçlarını toplum içinde gösterdikleri gerekçesiyle idam cezası gibi ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyor. Ülkedeki katı "ahlak" kuralları kadınların başörtüsüz dışarı çıkmasını yasaklıyor. Büyük şehirlerde gezici polis ekipleri bu kuralları denetliyor.

Bu ayın başlarında dünya, İranlı kadınların yaşadığı şiddeti bir kez daha hatırladı. Aktivistler, 16 yaşındaki bir kızın, başörtüsü takmadığı gerekçesiyle  Tahran metrosunda "ahlak polisi" tarafından dövülerek komaya girdiğini belirtiyor.

Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Nergis MuhammediFotoğraf: Reihane Taravati/Middle East Images/AFP via Getty Images

Nobel ödüllü Muhammedi, cezaevinde girmeden önce Haziran 2021'de DW'ye verdiği röportajda "İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1979'dan bu yana kadınlara sistematik baskı uygulanıyor. Uymayanlar cezalandırılıyor. Benim ve diğer insan hakları aktivistleri gibi buna direnen kadınlar, bu sisteme meydan okuyor. İktidardakiler bizi kırmak ve susturmak için ellerinden gelen her şeyi deniyor" demişti.

DW'ye konuşan Muhammadi'nin kocası Tahi Rahmani de DW'ye "Yabancı ülkelerdeki sivil kurumların, hükümetlerine, İran'la ilişkilerinde insan haklarını en önemli meselelerden biri olarak görmeleri için baskı uygulayacağını" söylüyor. Rahmani, "Hükümetler, küreselleşen dünyada özgürlüğün uluslararası öneme sahip bir konu olduğunu anlamalı" diyor.

Geçmişte Sakharov Ödülü'nü alan isimler

Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü, 1988 yılından bu yana Avrupa Parlamentosu tarafından insan hakları, azınlıkların korunması, uluslararası hukuka saygı ve düşünce özgürlüğüne özellikle önem atfeden kişi ve kurumlara veriliyor. 50 bin euro değerindeki ödül, Sovyet fizikçi ve Nobel Barış Ödülü sahibi Andrey Sakharov'un (1921-1989) adını taşıyor.

Nelson Mandela, Cape Town'daki Victor Verster hapishanesinden çıkarılmasından iki yıl önce, 1988'de Sovyet insan hakları savunucusu Anatoliy Marçenko ile birlikte ilk Sakharov ödülünü sahibi oldu. Apartheid karşıtı aktivist Mandela, daha sonra Güney Afrika'nın ilk siyah devlet başkanı olarak seçildi.

Myanmarlı muhalif siyasetçi Aung San Suu Kyi 1990 yılında ödülü kazandığında, ülkesindeki askeri yönetime karşı verdiği barışçıl mücadeleyle tanınıyordu. Ödülünü şahsen alması 23 yıl süren Suu Kyi, bu süre boyunca ev hapsindeydi. Ödülü almasının üzerinden 10 sene sonra Suu Kyi, ülkesinde 2021'de gerçekleşen askeri darbe sonrası halen cezaevinde bulunuyor.

2013 yılında Malala Yousafzai, Sakharov Ödülü'nü kazanan en genç kişi oldu.16 yaşındaki Pakistanlı aktivist, kızların eğitim almasına yönelik çabaları nedeniyle ödüle layık görüldü.

Sakharov Ödülü'ne yakın zamanda layık görülenler arasında Svetlana Tikhanovskaya'nın öncülüğünü yaptığı Belarus'taki demokratik muhalefet ve Rusya'daki yolsuzlukla mücadele aktivisti Aleksey Navalni yer alıyor.

Geçen yıl ise ödül 2022'de ülkelerindeki geniş çaplı Rus işgalinin ardından "demokrasiyi, özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü koruyan" Ukrayna halkına verildi.

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?