1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anadolu Kültür’e fesih davası

16 Şubat 2021

AİHM'nin tahliye kararına rağmen hakkında yeni açılan 15 Temmuz davasından cezaevinde tutulan iş insanı Osman Kavala'nın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olduğu Anadolu Kültür Anonim Şirketi’ne fesih davası açıldı.

Anadolu Kültür'ün kurucusu Osman Kavala
Anadolu Kültür'ün kurucusu Osman Kavala Fotoğraf: Wiktor Dabkowski/dpa/picture alliance

Anadolu Kültür'den yapılan açıklamaya göre şirket hakkında, Osman Kavala’nın da adının geçtiği "Gezi Olayları Soruşturması" kapsamında bir inceleme başlatılmış, ancak ceza kanunları açısından şirketin suç işlemiş olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunamamıştı. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Ticaret Bakanlığı’ndan "şirketin faaliyetlerinin bir şirket kapsamında ele alınıp alınamayacağını" araştırmasını istedi.

Şirkete ait son on yılın tüm muhasebe kayıtları, banka kayıtları ve istenen tüm belgeleri inceleyen Ticaret Bakanlığı müfettişleri, Anadolu Kültür'ün "ekonomik amaç ve konular için kurulduğu, ancak gelirinin büyük kısmının  yurt içi ve yurt dışı kurum/kuruluş ve kişiler  tarafından bağış, hibe vb. fonlarla sağlayarak faaliyetini dernek ve vakıflara benzer şekilde yürüttüğü" iddiasıyla Türk Ticaret Kanunu 210/3 maddesi gereğince fesih davası açtı.

Anadolu Kültür'ün Twitter sayfasında yayınlanan açıklamada alınan karara tepki gösterildi.

Anadolu Kültür'ün açıklamasında, "Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir şirket için 'faaliyetini dernek ve vakıflara benzer şekilde kar amacı gütmeden yürüttüğü" gerekçesiyle dava açıldı" denildi.

MASAK ve Bakanlık incelemelerinde herhangi  bir suç tespit edilemediğine  dikkat çekilen açıklamada, "Buna rağmen açılan bu dava hukuksuzdur" ifadeleri kullanıldı.

Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hakkında verdiği hak ihlali kararına, yerel mahkemenin de verdiği tahliye kararına rağmen uç buçuk yıldır Silivri’de tutuklu bulunuyor.

Son olarak, Kavala’nın sanığı olduğu, 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "siyasal ve askeri casusluk" davasının Gezi davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti. Kavala, son duruşmadaki savunmasında "Suçlamalara dayanak olacak somut delil yokluğunda, iddia makamı bir takım komplo teorileriyle ve suçlamaları birbirlerinin kanıtıymış gibi iç içe geçirerek algı yaratmaya, bu şekilde yargıyı yönlendirmeye çalışmaktadır" demişti.

DW / DBN,TY

© Deutsche Welle

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik