1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Analiz: Cihanda yavaşlama, yurtta küçülme

9 Nisan 2019

IMF, yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye’nin 2019’da yüzde 2.5 küçüleceğini öngördü. Kapsamlı ve itibarlı bir politikanın gereğine vurgu yapılan raporu, DW Ekonomi Uzmanı Uğur Gürses yorumladı.

Türkische Lira fällt auf Rekordtief
Fotoğraf: picture-alliance/A.Gocher

IMF her Bahar Toplantıları öncesinde olduğu gibi, bu yıl da Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladı. Raporda 2019 küresel ekonomik büyüme tahmini, ocak ayındaki tahminlere göre 0.2 puan düşürülerek yüzde 3.3’e çekildi.

Küresel ekonomik yavaşlamanın unsurları arasında, Çin’in gölge bankacılık sektörüne dair kuralları sıkılaştırması, ABD'nin ticaret tarifeleri gerilimi, Euro Bölgesi'nde tüketici ve iş kesiminin güveninde zayıflama ve Almanya’da yeni emisyon standartları nedeniyle otomobil üretiminde düşüş gibi faktörler sayılıyor. Rapora göre, ayrıca gelişen Asya ülkelerinden gelen talebin azalması, Japonya’da doğal felaketlerin ekonomik aktiviteyi zayıflatması gibi nedenler de etkili oldu.

ABD’nin büyük ticaret partnerlerine tarife baskısı, mali piyasalardaki hissiyatın önce kırılgan nitelikli gelişen ülkelerdeki finansal koşulların sıkılaşması, sonra da gelişmiş ülkelerdeki gelişmelerle kötüleşmesi talep üzerinde etkili oldu.

Uğur GürsesFotoğraf: Selcuk Samiloglu

Rapor 2019’da ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artışında mola vermesi ve daha uyumlu bir para politikası duruşuna geçmesi ile ABD-Çin ticaret görüşmelerinde daha iyimser bir tablonun ortaya çıkmasının koşullarda rahatlama sağlasa da hala kısıtlayıcı unsurların etkili olduğunu vurguluyor. Bu yüzden, yılın ilk yarısı için küresel ekonominin yavaşlama eğiliminin devam ettiği not ediliyor.

Küresel ekonomi 2018’in ikinci yarısında yavaşlarken, bunun 2019’un ilk yarısında da devam edeceği, yılın ikinci yarısında ise toparlanacağı öngörülüyor.

Küresel büyümenin aşağı yönlü güncellenmesinde, ülkeler bazında ABD ekonomisine dair büyüme tahmininin yüzde 2'den yüzde 1.8' çekilmesi en başta gelirken, Euro Bölgesi’ne dair büyüme tahmininin 0.3 puan aşağı çekilerek yüzde 1.3 olarak öngörülmesinin de önemli bir etken olduğu görülüyor.

Euro Bölgesi içinde de en büyük güncellemenin Almanya ve İtalya için aşağı yönlü yarım puan olduğu; 2019'da ekonomik büyümenin Almanya'da yüzde 0.8, İtalya’da ise yüzde 0.1 tahmin edildiği görülüyor.

IMF, Brexit eşiğindeki Britanya’nın 0.3 puanlık düşüşle yüzde 1.2 büyüyeceğini öngörürken, Çin ve Rusya’ya dair büyüme tahminlerini değiştirmedi.

G20'nin krizde küçülenleri

Raporda gelişen ülkeler grubuna dair büyüme tahmini 0.1 puan düşüşle yüzde 4.4 olurken; G20 içinde ekonomik küçülme tahmini yaptığı iki ülke Türkiye ve Arjantin oldu.

IMF, 2019 yılında Türkiye’nin yüzde 2.5 küçüleceğini tahmin ediyor. Raporda yer alan tahminlere göre IMF, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci yarısında toparlanmaya başlamasını bekliyor. 2020 yılında ise yüzde 2.5 büyüme öngörülmüş. Rapor, orta vadede Türkiye ekonomisinde büyüme oranının, iç talepteki bugünkü sert küçülmenin toparlanarak yüzde 3.5’e çıkacağını not ediyor.

Cari açığın 2019’un sonunda cari fazlaya dönüşeceğini hesaplayan IMF, bunun GSYH’ya oranla yüzde 0.7 olacağını tahmin etmiş.

IMF'nin Türkiye için 2019'da yıllık enflasyon ortalaması tahmini yüzde 17.5 olurken, işsizlik de yüzde 12.7 olarak öngörülmüş.

Gelişen ülkelere dair politika öncelikleri kısmında ise Türkiye’nin ilan ettiği Yeni Ekonomik Program çerçevesinde, makroekonomik istikrar sağlamak için kapsamlı ve itibarlı bir politika karışımı gerektiği vurgulanıyor.

IMF diplomatik bir dille; maliye politikasında düzgün bir politika çerçevesi oluşturulmasını, özellikle de devlet cebinden garanti verilerek yapılan yatırımların rasyonel bir çerçeveye girmesini ve bunlara dair taahhütlerin şeffaflığının da sağlanmasını öneriyor.

Raporda, gevşek görünümdeki maliye politikasına dair tahkimatın ise mevcut yüksek enflasyon ve yüksek bir dalga boyuna çıkan enflasyon bekleyişleri bağlamında, uygun biçimde kalibre edilmesi gerektiği vurgulanıyor; para politikasının ekonomik aktiviteyi desteklemek için yerinin dar olduğu da hesaba katılarak.

Kamu-özel iş birlikleri kanalından yapılan harcamaların rasyonel hale getirilmesi ve bunların şeffaflığının sağlanmasının, ekonomide mali çıpa için destekleyici bir unsur olacağı da hatırlatılmış.

İş geliyor, şirketler kesimindeki borca batık kesime. Burada da örtülü biçimde ve diplomatik biçimde belirsizliklerin ortadan kaldırılması için “bilanço temizliği” öneriliyor. Ancak daha fazla ayrıntı yok. IMF, finansal bilançoların şeffaflığı ile bu bilançoların güçlendirilmesinin şart olduğunu, bu yolla şirketler kesimindeki sorunlar ve borç kırılganlığı hedeflenerek süregelen belirsizliklerin ortadan kaldırılmasına yararı olacağını söylüyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise ocak ayında Davos'ta Reuters'a yaptığı açıklamada ekonomideki daralmaya rağmen resesyona düşme tehlikesinin bulunmadığını ve bu yıl için hedeflenen yüzde 2.3'lük büyüme hızına ulaşılmasının mümkün olduğunu söylemişti.

Türkiye İstatistik Kurumu ise mart ayının ilk haftasında Türkiye ekonomisinin 2018’in son çeyreğinde yüzde 3 küçüldüğünü açıklamıştı.

Uğur Gürses

©Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik