1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara Atina ve Berlin'e baskıyı artırmak istiyor

7 Şubat 2017

Yunanistan ve Almanya'ya iltica başvurusu yapan askerlerin iadesi konusunda Ankara baskıyı artırmak istiyor. Ankara, iadeler gerçekleşmezse özellikle Almanya ile terörle ortak mücadelenin aksayacağı mesajını veriyor.

Symbolbild Türkei Gefahr
Fotoğraf: Colourbox

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yunanistan'a kaçan 8 asker nedeniyle Ankara - Atina hattı bir süredir gergin. Ankara’nın darbe girişimine karışmakla suçladığı askerlerin iadesinin Yunanistan Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilmesine Türk hükümeti tepkili. Yunan hükümetini hem komşuluk hem de Avrupa hukukuna ters düşmekle suçlayan Ankara, Yunanistan'a karşı tepkisini sertleştirebileceği mesajları veriyor.

DW Türkçe’ye konuşan bir Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilisi "iadelerin gerçekleşmemesinin taraflar arasındaki güven ilişkisini zedeleyeceğini" söyledi. Türk Dışişleri yetkilileri ayrıca "siyasetten, ekonomiye, eğitimden kültür alanına kadar uzanan geniş yelpazede ikili bir açılım yaşanamayacağına" da işaret etti. Askerlerin iadesi konusunda Yunanistan'a baskıyı artırmak isteyen Ankara, ikili ilişkilerin zor bir dönemden geçtiğini ve Yunanistan’la yaşanan bu güven bunalımının Türkiye’nin AB’yle ilişkilerini de ‘doğrudan sekteye’ uğrattığını ifade ediyor. 

Fotoğraf: Reuters/A. Konstantinidis

Almanya’yla sıkıntı büyük

Ankara, darbe girişimi ile bağlantılandırdığı askerler konusunda AB ülkelerinden sadece Yunanistan’la gerilim yaşamıyor. Bu gerilim, Türkiye-Almanya ilişkilerine de doğrudan yansımış durumda. Ankara, Gülen yapılanmasıyla bağlantılı olduğu ve Almanya’ya kaçtıkları iddia edilen eski savcılar Zekeriya Öz ile Celal Kara’nın Türkiye’ye iadeleri konusunda henüz bir sonuç alamadı. NATO üslerinde görev yapan yaklaşık 40 Türk askeri personelinin de Almanya’ya iltica başvurusunda bulunması Ankara - Berlin hattındaki tansiyonu daha da yükseltti.

Türk hükümeti, bu askerlerin iadesi konusundaki talebini geçen hafta Ankara'yı ziyaret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel'e iletti. İki ülkenin Adalet bakanlıklarının ortak bir çalışma yapmasını öneren Merkel, kendilerine somut kanıtların sunulması durumunda harekete geçebileceklerini kaydetti. Ankara ise bu yanıtı tatmin edici bulmadı.

Ancak yine de iadelerle ilgili belgeler dosyalar halinde Alman makamlarına iletildi. Adalet ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri, "ellerindeki bütün belgeleri ilgili makamlara ulaştırdıklarını ifade ederek eğer Alman makamlarının işbirliği yapmaması durumunda "özellikle terörle mücadelede ortak bir açılım sağlanmasının mümkün olmayacağını" kaydetti.

“Avrupa’nın derin çelişkisi”

Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle yaşadığı iade gerilimi Ankara siyasetinin de temel konusu. Bu gerilimi ve ikili ilişkilere yansımalarını DW Türkçe’ye değerlendiren TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı AKP’li Taha Özhan, Avrupa ülkelerinin ‘derin bir çelişki’ yaşadığı kanısında. Özhan, “Açıkça, kan dökmüş terör örgütlerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bu tavır devam ederse terör örgütlerine ev sahipliği yapmış ülke konumuna düşecekler. Bu tavır ne demokratik ne de ahlakidir” diye konuştu.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/D. Naupold

Öcalan’ın zamanında Türkiye’ye iade edildiğini ve yargılandığını anımsatan Özhan, Avrupa’nın Türkiye’ye adil yargılama konusunda da tam olarak güvenmesi gerektiğini savundu. Konuyu Ankara ziyaretinde Merkel’e de anlattıklarını söyleyen Özhan, “Tam bir cevap alamadık. Durum çok ama çok dramatik. Dünyanın yaşadığı küresel siyasi depresyon ortada. İkili siyasi ilişkileri iade konusunda sıkıntıya sokan Avrupa ülkeleri tam bir akıl tutulması yaşıyor” dedi. Özhan, iade konusunda ciddi bir tavır sergilenmemesi durumunda Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde karmaşık ve zor bir dönemin kaçınılmaz olduğu ifade ederek Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinin ikili anlaşmalara uygun hareket etmesi gerektiğini savundu.

Özhan, “İade anlaşmalarının temeli bellidir. Türkiye’de ilgili şahıslarla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunda, karşı ülke ilgili kişileri gözaltına alır ve iade eder. Yapılması gereken budur” diyor.

“OHAL kalksın”

CHP Genel Başkan yardımcılarından hukukçu Bülent Tezcan da iade konusunda yaşanan gerilimin bir an önce bitmesi gerektiğini dile getirdi. Ancak bu konuda her iki tarafın da adım atmasından yana olduklarını söyleyen Tezcan, “Hem Alman hükümeti hem de diğerleri iade etmeme gerekçelerini açıkça paylaşmalı. Bugüne kadar tatmin edici bir açıklama duymadık. Eğer Türk hükümetinin bir eksiği varsa, onu da söylememeliler ama kendileri de bu iade konusunu 'bir yargı meselesi' deyip geçiştirmeliler” dedi.

Darbe girişiminden sonra yaşananların hukuka uygun olması, intikam olmaması konusunda bütün meclisin hemfikir olduğunu ve bu konudaki görüşlerin zamanında kamuoyuyla paylaşıldığını anlatan Tezcan, Türkiye’ye karşı şüphe yaratanın OHAL uygulaması olduğuna dikkat çekti. “OHAL’le birlikte etkili hukuki koruma ve güvenceler ortadan kaldırıldı. Parlamento devre dışı bırakıldı. Bir taraftan da referandum sürecine girildi. OHAL kararnameleriyle ülke yönetiliyor. Bunların hiçbiri uygar ülkelerde olmaz” diyen Bülent Tezcan, Türkiye’nin OHAL’i gecikmeksizin kaldırmasını, Avrupa ülkelerinin de hukuka uygun bir şekilde iade konusunda Türkiye’ye açık ve net açıklamalar yapması gerektiğini söyledi.

“Siyasi suç kavramı daraltılabilir”

İade konusunda uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalar ne diyor? Konuyu DW Türkçe’ye değerlendiren İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Uluslararası Ceza Hukukçusu Prof. Durmuş Tezcan, Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında ‘kesin hükümler’ getiren bir düzenlemenin olmadığını, ancak 1977 tarihli Tetikçiliğin Önlenmesine Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin taraflar arasındaki işbirliğini en üst düzeye çıkaran nitelikte olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin AİHM denetimini kabul etmiş bir ülke olarak terör suçlularının iadesi konusunda Avrupa ülkelerinden adli yardım isteme hakkının olduğunu belirten Tezcan, “Ama Avrupa ülkeleri, kendi mahkemeleri - Türkiye’de işlenen siyasi suçtur - dediği vakit, Türkiye’nin istediği terör suçlularını iade etmeme yoluna gidebiliyorlar. Oysa siyasi suç kavramı daraltılabilir. Bu konuda karşılıklı anlaşma yoluna gitmek taraflar için en kolay çözüm olabiliyor. Eğer Avrupa ülkeleri tam olarak anlamıyorsa, Türkiye’ye kolaylık sağlamıyorsa Türkiye’nin tekrar tekrar darbe girişimi konusunda askerlerin, yargıçların ya da kimi kamu görevlilerinin ne yaptığını anlatması, açıklaması gerekiyor. Bunun için de karşılıklı güven tesisi şart” diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik