1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara siyasetinde 2019 hesapları

11 Ocak 2018

Ankara, Erdoğan’ın Bahçeli’nin desteğiyle yeniden cumhurbaşkanı olup olmayacağı ve muhalefetin bundan sonra ne yapacağını tartışıyor. Erken seçim olasılığı da tamamen dışlanmış değil.

Türkei Präsident Erdogan in seinem Palast
Fotoğraf: AFP/Getty Images

"Hemen her partide sabah ayrı, akşam ayrı hesaplar yapılıyor. Ankara siyaseti toz-duman. Siyaset, hiç bu kadar öngörülemez, içinden çıkılamaz olmamıştı.”

Bu sözler, Ankara’da siyaset kulislerini en yakından izleyen ve özellikle AKP’deki gelişmeler hakkında analizler yapan gazeteci Sedat Bozkurt’a ait. Bozkurt, Ankara’da siyaset kulislerini bu denli hareketlendiren açıklamayı da MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığını düşünüyor. Bozkurt, “Öyle ki Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçiminde ve sonrasında Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayarak Ankara’daki siyaset senaryolarına, planlarına, hesaplarına yeni bir boyut kattı” diyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli, 2017’deki anayasa değişikliği uyarınca milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi için öngörülen 3 Kasım 2019 tarihine bir buçuk yıldan fazla bir süre varken, MHP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayacağını açıkladı. Bahçeli, bu açıklamasıyla da kalmadı, MHP’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceğini, bu desteğin cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında da süreceğini ilan etti. Erdoğan’ın bu açıklamaya “Şükranlarımı sunuyorum” sözleriyle karşılık vermesi de Ankara’da tüm dikkatleri seçim hesaplarına çevirdi.

Bozkurt: İşi en zor adam Erdoğan

Peki bu hesaplarda hangi konular öne çıkıyor? Erdoğan’ın 2019 planları için Ankara’da neler konuşuluyor? Gazeteci Sedat Bozkurt, DW Türkçe’nin sorularını yanıtlamaya “Ankara’da işi en zor adam Erdoğan” gözlemini dile getirerek paylaşıyor. Çünkü Bozkurt’a göre Erdoğan “Mutlak iktidar olmak zorunda. İktidarını kaybederse her şeyini kaybedeceğini” düşünüyor.

Fotoğraf: DHA

Bozkurt, “İşte bu yüzden Erdoğan, Bahçeli’nin açıklamalarına şükranla karşılık verdi. AKP’li 11.cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le de kavgası bu yüzden. Gül’ü şimdiden siyaset pistine çıkartıp, hırpalamak istiyor ancak Gül ona izin vermiyor” diyor.

Bozkurt’a göre, Erdoğan ile Bahçeli’nin bu denli birbirine yakın davranmasının tek nedeni var.

“İkisi de birbirinin oylarına muhtaç” diyen Bozkurt, sözlerini “Ancak, Erdoğan için AKP’yi kontrol etmek zorlaştı. Çünkü Gül’le kavgası Erdoğan’a avantaj sağlamıyor. Partide halen Gül’ün bir karşılığı var. Öte yandan hem dış politikada hem de ekonomide Erdoğan hiç de öngöremediği sorunlar yaşıyor. Yani; Bahçeli’nin desteği Erdoğan’a yeter mi, bunu kestirmek çok zor. Ankara’da siyasi hesaplar altüst olmuş durumda” değerlendirmesiyle sürdürüyor.

Bozkurt, Bahçeli ile Erdoğan her ne kadar 2019 seçimi için hazırlık yapıyormuş gibi görünse de, erken seçim senaryolarının AKP’de bile gündemden düşmediğini söylüyor. “Muhalefet de bu yüzden kafa karışıklığı yaşıyor. Çünkü ortada hiç öngörülemeyen bir siyasi atmosfer var” diyen Bozkurt, AKP-MHP ittifakının dahi süreç içinde sıkıntı yaşayabileceğini öngörüyor. Bozkurt, bu öngörüsünü de "Bahçeli'nin, partisini elinde tutabilmesi için en az 40-50 vekiline yeniden milletvekilliği sözü vermesi gerekiyor. Çünkü tabanında büyük bir erime var. Milletvekillerine bu sözü verebilmek için de Erdoğan’la ittifak arayışına girdi. Ama hiçbir şey onun için garanti değil. Erdoğan’ın öngörülemez olduğunu o da biliyor” sözleriyle genişletiyor.

Özer Sencar: Muhalefetin ikinci tur şansı var

MetroPoll araştırma şirketinin sahibi Prof. Özer Sencar da siyaset kulislerindeki değerlendirmeleri ve bu değerlendirmelerin kamuoyuna yansımalarını yakından analiz ediyor. Sencar, Bahçeli’nin açıklamaları ve MHP-AKP ittifakının olası sonuçlarını DW Türkçe’ye değerlendirirken, “Bahçeli ile Erdoğan’ın ortaklığını, AKP ile MHP’nin seçmen kitlesi birleşiyor diye anlamamak lazım” vurgusu yapıyor.

Bahçeli’nin AKP’ye bu denli yaklaşmasının ‘manidar’ olduğunu ve bunun ‘sıradan bir destek olarak görülmemesi gerektiğini’ anlatan Sencar, “Bir, bir buçuk yıl önce Erdoğan’a çok sert karşı duran Bahçeli’nin şimdi destek vermesi planlı bir stratejinin ürünü. Bu stratejiyi de zaman içinde daha net anlayabileceğiz” diyor.

Sencar’a göre Bahçeli’nin AKP’ye yakınlaşması, MHP tabanındaki oyların MHP’li muhaliflerin öncülüğünde kurulan ve genel başkanlığını Meral Akşener’in yaptığı İyi Parti’ye kaymasını hızlandıracak. “Bu kaymayı süreç ilerledikçe net bir şekilde ölçeceğiz” diyen Sencar, Erdoğan-Bahçeli ittifakının özellikle muhalefetteki arayışları şekillendireceğini öngörüyor.

Akşener Kürt seçmenden oy alabilir mi?

Erdoğan karşısında birisinin seçimi kazanabilmesi için AKP seçmeninden 4-5 puan alması gerektiğini söyleyen Sencar, Erdoğan karşısında iddiasını güçlendirecek bir siyasi figür olarak görülen Akşener’in özellikle Kürt seçmenin oyunu kazanmasını düşünüyor.

Sencar “Akşener önemli bir aktör ama bir engeli var. Dindar, muhafazakar ve Kürtlerden oy almakta zorlanabilir. Yurt içindeki gezileriyle bu zorluğu aşma yönünde bir gayreti olduğunu görüyoruz, ancak onun henüz bu seçmenle arasını çok iyi tuttuğuna dönük bir işareti alamadık. Akşener’in Erdoğan’ın karşısında nasıl bir rakip olacağını da zaman içinde daha net anlayacağız” değerlendirmesi yapıyor.

Özellikle Bahçeli’nin Erdoğan’la ittifak açıklamasından sonra muhalefetin cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu olmuştu. CHP ile İyi Parti, seçimin ilk turunda Erdoğan’ın karşısına kendi adaylarıyla çıkmayı planlıyor. HDP’de de bu yönde bir eğilim var. Ancak CHP ‘geniş tabanlı bir buluşma’ arzusu içinde.

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda Özer Sencar da, “Birinci turda kimse kazanamaz” diyor ve ekliyor: “Muhalefetin ikinci turda kazanabilmesi için mutlaka hem sol hem dindar-muhafazakar ve Kürt oylarını alması gerekiyor. Çok zor ama mümkün. İkinci turda ortak hareket edecek muhalefetin şansı var. Bunun iyi değerlendirilmesi lazım.”

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik