Ankara-Tahran enerji hattında pürüzler
21 Ağustos 2007Rusya’nın geçen aylarda imzaladığı ve Türkiye’yi baypas eden petrol ve doğal gaz projeleri Ankara’da büyük endişe yaratmıştı. Ülkeden geçecek petrol ve doğal gaz boru hatlarıyla, dünyanın önde gelen ‘enerji oyuncuları’ndan biri olma hedefindeki Türkiye’nin artık öneminin azalmaya başladığı yorumları yapılırken, Temmuz ayında Ankara ile Tahran’dan sürpriz bir adım geldi.
İran Enerji Bakanı Perviz Fettah’ın Ankara ziyareti sırasında iki ülke, Türkmen ve İran doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlanmasında mutabakata vardığını açıkladı. Ancak iki ülke açıklanan bu mutabakatı ayrıntılı bir yazılı anlaşmayla henüz sonuçlandırabilmiş değil. Uzmanlar Türkiye ile İran arasında güçlü bir enerji işbirliğinin, başta Amerika olmak üzere çok sayıda engelle karşı karşıya olduğu yorumunu yapıyorlar.
Türkiye ile İran enerji alanında işbirliği hedeflerini büyütüyor. İran Enerji Bakanı Perviz Fettah’ın geçen ay Ankara’ya yaptığı ziyarette, Türkmenistan ve İran gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması konusunda mutabakata varılmıştı. İran ayrıca, Türkiye’nin ülkesinde doğal gaz yatırımları yapmasına yeşil ışık yakmıştı.
Karşılıklı alışveriş
Enerji Bakanı Hilmi Güler’in iki günlük Tahran ziyaretinde taraflar yeni projeler üzerinde mutabakata vardıklarını açıkladı. Bu projeler arasında, Türk özel sektörünün İran’da 2000 megavat gücünde üç doğal gaz santrali kurması, İran’da yap-işlet-devret yöntemiyle hidroelektrik santraller yapılması ve karşılıklı elektrik alışverişi bulunuyor.
Ankara ile Tahran arasında enerji alanında yoğunlaşan temas trafiği ve açıklanan iddialı hedeflere karşın, taraflar kapsamlı bir anlaşmayı henüz sonuçlandırabilmiş değil. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Genel Koordinatörü Necdet Pamir, Türkiye’nin enerji alanında İran ile güçlü bir işbirliği oluşturmasının birçok engelle karşı karşıya olduğunu kaydediyor.
Enerji politikaları uzmanı Pamir’e göre, İran’ın nükleer programı ve Irak’taki durum nedeniyle ABD ile kavgalı olması bu işbirliğinin önündeki engellerin başında geliyor: “Özellikle doğal gaz alanındaki yatırımlara baktığınızda bunun önünde ciddi bazı engeller olduğunu söyleyebiliriz. O da özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin politikasından kaynaklanıyor. ILSA diye kısaltılan Iran Libya Sanctions Act., yani İran ve Libya’ya karşı uygulanan ambargolar kapsamında ABD’nin çıkardığı bir yasa bu. Ve sadece Amerikan şirketlerini değil, Amerika dışındaki şirketlerin de eğer İran’ın petrol ve doğal gaz sektörüne 20 milyon doların üzerinde yatırım yaparsa herhangi bir yabancı şirket, bunun mal varlıklarına, yatırımlarına ambargo koymak biçiminde bir yasası var.”
İran ile Türkiye arasında öngörülen enerji işbirliğinin önemli bir adımını, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın, İran’a üç ayrı blokta doğal gaz araması ve yatırım yapması bulunuyor. Ancak Necdet Pamir, bunun yaşama geçirilebileceği konusunda ciddi şüpheler taşıyor: “Bu kadar Amerika’ye endeksli dış politika uygulamanız varken, Amerika’nın ambargo koyduğu bir ülkenin sektörüne yatırım yapmakta zorlanacağınız aşikar. Öz kaynaklarınız da buna yeterli olmadığı için, ki Güney Pars sahasının 22., 23. ve 24. fazlarını geliştirmek ve boru hattı inşa etmek milyarlarca dolarlık bir yatırımı gerektirir.”
Önceki kesintiler düşündürüyor
Türkiye, bugün doğal gazda büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı durumda. Bu bağımlılığı aşmak için İran doğal gazına yönelen Ankara yine de büyük soru işaretleri taşıyor. Geçtiğimiz yıllarda İran’ın Türkiye’ye sağladığı doğal gazda yapıtğı kesintiler, Ankara’yı yine Rusya’dan daha fazla gaz arayışına yöneltmişti. İran, gaz kesintilerinin tümüyle teknik nedenlerden kaynaklandığını belirtirken, bazı uzmanlar bunun gerisinde siyaset ve iki farklı siyasi modele sahip ülkelerin rekabeti olduğunu kaydediyor.
Enerji uzmanı Necdet Pamir, Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme çabaları çerçevesinde İran ile işbirliği arayışını önemli buluyor. Ancak Pamir, İran’ın doğal gazda en azından kısa vadede önemli bir kaynak olamayacağını vurguluyor: “Çok zengin gaz rezervleri olmasına rağmen bugün Türkiye’ye vermekte oldukları gazı aslında, özü itibariyle, zaten Türkmenistan aldıkları gazı takas ederek... Yani Türkmen gazılarını kendileri kullanıyor... Kendi ürettikleri gazın bir kısmını da Türkiye’ye verebiliyorlar. Yani çok zengin gaz rezervleri var İran’ın. 27 trilyon metreküp, hemen Rusya’dan sonara ikinci sırada. Dünyada bilinen gaz rezervlerinin yaklaşık yüzde 17’si İran’da ama 89 milyar metreküp yılda gaz tüketiyor ve ancak yine o kadar üretebiliyor.”