1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anneler ve bebekler ölüyor!

Helle Jeppesen / DW11 Temmuz 2005

Dünya nüfusu giderek yaşlanırken, Nüfus artışının daha yoğun olduğu yoksul ülkelerde ise başka tehlikeler mevcut: Doğum sırasında anne ve bebek ölümleri. BM’nin Milenyum Hedefleri arasında yer almasına karşın, kadınların eğitimi ve doğum sırasında bebek ölümleri dünyanın birçok bölgesinde hala yaşanıyor…

Afrika ülkelerinde anne ve bebek ölümlerinin önüne geçilemiyor
Afrika ülkelerinde anne ve bebek ölümlerinin önüne geçilemiyorFotoğraf: AP

Bugün, BM Dünya Nüfus Günü. BM tahminlerine göre, dünyada 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranı 2050 yılına kadar yüzde 7’den yüzde 16’ya yükselecek. Bu, şimdiye göre iki katı aşan bir artış anlamına geliyor. Sadece sanayi ülkelerinde değil, gelişmekte olan ülkelerde de doğum oranlarında azalma gözleniyor. Nüfus artışının daha yoğun olduğu yoksul ülkelerde ise başka tehlikeler mevcut: Doğum sırasında anne ve bebek ölümleri. Kadınların eğitimi ve doğum sırasındaki ölüm oranlarının aşağıya çekilmesi BM Milenyum Hedefleri’nde de yer alıyor.

Kadınların eşit haklara kavuşması ve siyasi, sosyal ve toplumsal alana katılımı, bu yılki BM Dünya Nüfus Günü’nün en önemli konuları. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, dünya nüfusunun yarısını oluşturan 3 milyar 250 milyon kadın olmadan, insan haklarının iyileştirilmesi, kalkınma gibi hedefler için çabalamanın anlamsız olduğunu vurguladı. Alman Teknik İşbirliği Derneği Sağlık, Eğitim ve Sosyal Güvenlik Bölümü Yöneticisi Asiya Brandrup-Lukanov, kadınların eğitiminin önemini şöyle açıklıyor:

“Gelişmekte olan ülkelerde en önemlisi, kız çocuklarının okula gitmelerini sağlamak. İkinci öncelik ise sağlık hizmetlerine, kadınlar için sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesine yatırım. Yoksul ülkelerde doğum anında ölüm oranı hala çok yüksek. Bunun en önemli nedeni, sağlık hizmetlerine ulaşılamaması ya da iyi donanıma sahip olmaması veya ücretli olması. Bunlar önümüzdeki on yılda çözmemiz gereken sorunlar.“

Kadın ve kız çocuklarının eğitimi

Sağlık, eğitim ve kadın haklarının güçlendirilmesi, BM’nin 2000 yılında ilan ettiği Milenyum Hedefleri arasında da yer alıyor. Eylül ayında devlet ve hükümet başkanları yeniden bir araya gelecek, şimdiye kadar yapılanların beş yıllık bilançosu çıkarılacak. Alman Parlamentosu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Komitesi üyesi Hristiyan Demokrat Sibylle Pfeiffer, özellikle kadınların yerel bazda güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor:

“Öncelikler belirleyeceksek, bence bunun en önemli bölümünü kadınların ve kız çocuklarının eğitimi konusu oluşturmaktadır. Kadınların eğitimini, bilgilenmesini, kendi durumu hakkında kendisinin düşünüp fikirler üretebilmesini ve toplum yapısı içinde yerini almasını sağlayabilirsek, bu çok önemli bir kazanım olur. Benim en çok önem verdiğim nokta bu.“

Bazı toplumlarda kadına haksızlık, gelenekselleşmiş durumda. Sünnet uygulamaları, şiddet, çocuk yaşta evlendirilme… Bunların sonucunda çok erken yaşlarda hamilelikler yaşanıyor. Doğum sırasında ölümler yoksul ülkelerdeki genç kadın ölümlerinin önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Hedef, bebek ve anne ölümlerinin azaltılması

BM Nüfus Programı’nın son yıllık raporu, 201 milyon kadına doğum kontrol yöntemlerinin sağlanması durumunda her yıl 1.5 milyon kadın ve çocuğun hayatının kurtarılabileceğini, istenmeyen gebeliklerin yüzde 72 oranında gerileyeceğini belirtiyor. BM’nin Milenyum Hedefleri, 2015 yılına kadar bebek ölümlerinin üçte iki, doğum sırasında anne ölümlerinin de dörtte üç oranında azaltılmasını öngörüyor.

Ancak BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Dünya Nüfus Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada vurguladığı gibi, kadınlara eğitim imkanları sağlanmadıkça milenyum hedeflerine ulaşılabilmesi mümkün olmayacak.