Araştırma: Deniz kirliliği hangi ülkede nasıl algılanıyor?
5 Haziran 2019
Yedi ülkede yapılan bir araştırmaya göre Batı Avrupalılar denizlerdeki plastik atıkları en büyük çevre sorunu olarak görüyor. Brezilya ve Mısır’da içme suyu kirliliği, Çin’de ise hava kirliliği en önemli çevre sorunu.
Reklam
Dünyanın beş kıtasından toplam yedi ülkede yapılan bir araştırma, Batı Avrupalıların okyanus ve denizlerin plastik atıklarla kirlenmesini en önemli çevre sorunu olarak gördüğünü ortaya koydu. Söz konusu çalışma, kamuoyu araştırma şirketi YouGov'un Almanya kolu ile okyanuslardaki yaşamı destekleme örgütü Orange Ocean tarafından yapıldı.
Araştırmaya katılan Almanların yüzde 49'u, İngilizlerin ise 55’i okyanus ve denizlerin kirlenmesini en önemli çevre sorunu olarak gördüğünü dile getirdi.
Avustralyalıların yüzde 40'ı denizlerin kirlenmesinden şikayetçi olurken, yüzde 43'ü küresel ısınmayı daha büyük bir tehdit olarak gördüklerini ifade etti.
Araştırmaya katılan ABD'liler ise okyanuslar ve dünya denizlerindeki plastik atıkları üçüncü büyük çevre sorunu olarak görüyor. ABD'lilerin yüzde 45'i küresel ısınmayı, yüzde 38'i içme sularının kirlenmesini, yüzde 34'ü ise okyanusları kirleten plastikleri tehdit unsuru olarak tanımladı.
Mikroplastik ne kadar tehlikeli?
Plastik altın çağını yaşıyor. Mikroplastikler yani küçük plastik parçacıklar tekstil ürünleri, lastik, boya ve kozmetik eşyaların başlıca hammaddesi arasında. Mikroplastikler çevre ve canlılar için ne kadar tehlikeli?
Fotoğraf: picture alliance/JOKER/A. Stein
Kum taneciği kadar
Küçük plastik parçacıklar için mikroplastik tabiri kullanılıyor. Büyüklükleri 5 milimetreyi geçmeyen bu granüller üretim esnasında katkı maddesi olarak kullanılıyor. Mikroplastikler plastik atıkların parçalanması aşamasında, çamaşır yıkanırken ve otomobil seyir halindeyken oluşan sürtünme ile de ortaya çıkıyor.
Fotoğraf: picture alliance/JOKER/A. Stein
Mikroplastikli diş macunu
Bazı üreticiler umursamıyor, bazı tüketicilerinse haberi bile yok: Diş macunları içindeki küçük mavi noktacıklar plastik parçacıkları. Dişler üzerinde sürtünmeyi sağlayarak, daha etkili bir fırçalama amaçlanıyor. Ancak bu plastik parçacıklarının son durağı, büyük olasılıkla denizler oluyor. Arıtma tesislerinin ise mikroplastikleri süzme özelliği yok.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Sauer
Plastikli kozmetik ürünleri
Cildin peeling yöntemiyle temizlenmesini sağlamak için duş jelinden, farklı yüz ve el kremlerine kadar kozmetik ürünlerinin içinde de miktoplastik bulunuyor. Tüketiciler genelde bu ürünlerin içinde plastik veya sentetik maddedelerin bulunduğuna dair yeterince bilgilendirilmiyor. Çevreciler ve tüketici hakları temsilcileri, bu küçük plastik parçacıklarının kullanımının yasaklanmasını talep ediyor.
Fotoğraf: picture-alliance/empics/Y. Mok
Sentetik lifler mikroplastiğe dönüşüyor
Dünya genelinde mikroplastiklerin büyük bölümü sentetik bazlı tekstil ürünlerinden ortaya çıkıyor. Kıyafetlerin yüzde 60’ı sentetik içeriyor. Ucuz fiyatı nedeniyle sentetik iplikler giderek daha fazla tercih ediliyor. Örneğin polar bir ceketten yıkama esnasında bir milyon elyaf açığa çıkıyor. AB’nin bir araştırmasına göre, Avrupa’da her yıl yaklaşık 30 bin ton elyaf lağım suyuna karışıyor.
Fotoğraf: Imago/Mint Images
İçme suyunda plastik
Mikroplastikler sadece ırmak ve denizleri kirletmekle kalmıyor, aynı zamanda her gün milyonlarca insan, görünmez plastik parçacıklarını mulsuk suyu aracılığıyla tüketiyor. ABD’li araştırmacılar 5 kıtadaki farklı kentlerden aldıkları 150 musluk suyu örneğini inceledi ve bu örneklerin yüzde 83’ünde plastik parçacıklar tespit etti.
Fotoğraf: Colourbox
Denizlerde mikroplastik
Mikroplastikler, plastiklerin sürtünerek parçalanması aşamasında ortaya çıkıyor. Dünya genelinde denizlerdeki mikroplastiklerin %35’i elyaf içerikli tekstil ürünlerinden, %28’i otomobil lastiklerinden, %24’ü şehirlerde oluşan tozlardan, % 7’si yol şeritleri boyasından, %3,7’si gemi yüzeyindeki boyalardan, %2’si cilt bakım ürünlerinden ve %0,3’ü de plastik granül ve parçacıklarından kaynaklanıyor.
Fotoğraf: DW
Saatli bomba
Mikroplastik, plastik atıklardan da ortaya çıkıyor. Bir alışveriş poşeti 20 yıl, bir pet şişenin doğaya geri dönüşümü 450 yıl sürüyor. Yeryüzündeki her insan yılda ortalama 60 kg plastik tüketiyor. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’dakilerin plastik tüketimiyse yılda 100 kiloyu aşıyor. Yeryüzünde üretilen plastiklerin %2’sinin son durağı ise denizler oluyor.
Fotoğraf: Getty Images/M.Clarke
Plastiğe hapsolmuş
İnsanların yanı sıra hayvanlar da plastik tehdidi ile karşı karşıya. Aşırı plastik tüketiminin bizi ne denli etkileyeceği ve nelere yol açabileceği, henüz tam olarak kestirilemiyor. Ancak kesin olan şey mikroplastiğin her canlının midesine ulaştığı. Hayvanların bir kısmı bu nedenle açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Mikroplastiğin insan sağlığına olan etkisi ise henüz kanıtlanmış değil.
Fotoğraf: Reuters/Francis Perez/Courtesy of World Press Photo Foundation
Daha az plastik
Plastik, üretimi ve kullanımı kolay bir madde. Dünya genelinde plastik tüketimini azaltmak için izlenecek politika konusunda farklı fikirler var: Plastik poşet ve bakım ürünlerinin içinde mikroplastik kullanımının yasaklanması, geri dönüşüm yükümlülüğü getirme veya plastik vergisi getirmek. Ama en etkili yöntem tabi ki kişilerin gönüllü olarak plastikten uzak çevre dostu alternatiflere yönelmesi.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Pilick
9 fotoğraf1 | 9
Çin, Mısır ve Brezilya'da sonuçlar farklı
Görüşlerine başvurulan Çinlilerin yüzde 59'una göre en önemli çevre sorunu hava kirliliği. Okyanus ve denizlerdeki plastik atıklar Çinliler için büyük sorun teşkil etmiyor.
Mısır'da ise ankete katılanların sadece yüzde 7'si bu konudan rahatsızlık duyduklarını dile getirdi. Mısırlıların yüzde 72'si içme sularının giderek daha da kirlenmesinden endişeli olduğunu belirtti.
Brezilyalılara göre ise denizlerin kirlenmesi çevre sorunları arasında altıncı sırada yer alıyor. Brezilyalıların yüzde 57'si içme suyunun kirlenmesini, yüzde 47'si dünyanın ısınmasını yüzde 41'i ise çevre kirliliğini en önemli çevre sorunu olarak değerlendiriyor.
8 Haziran Birleşmiş Milletler Dünya Okyanus Günü dolayısıyla yapılan araştırmaya Almanya'da 2 bin 47, İngiltere'de 2 bin 339, ABD'de bin 393, Avustralya'da bin 62, Mısır'da bin 19, Çin'de bin 101 ve Brezilya'da bin 38 kişi katıldı.