Christina Kirchner Aralık ayında göreve başladığında, eşi Nestor Kirchner’in koltuğuna oturacak. Arjantin’in Hillary’si olarak nitelendirilen ve onun gibi senatör olan 54 yaşındaki politikacının seçimi kazanması zaten bekleniyordu, ama birinci turda yeterli oy çoğunluğuna ulaşıp ulaşmayacağı belli değildi. Arjantin yasalarına göre birinci turda yeterli oy çoğunluğu % 45 ile sağlanıyor, ama adaylardan birinin en yakın rakibi ile arasındaki oy farklı % 10 ise, oyların % 40’ını alması da yeterli oluyor.

Kadınlara mesaj

Bayan Carrio ile oy farkı % 20’den fazla olan Bayan Kirchner ikinci koşulu yerine getirmiş oldu. Kirchner seçim zaferini kutlarken, kadınlara mesaj vermeyi unutmadı: “Özellikle hemcinslerime, Arjantin’in kadınlarına seslenmeme izin verin. Biz hem kamu hem de özel alanda üyük görevlerle karşı karşıyayız. Ama hem ailede hem de politikada başarılı olacak yeteneklyere sahibiz. Önemli olan da bu.”

Dün akşam seçmenlerine konuşan Kirchner, 5 Aralık’ta görevi devralacağı eşine verilen destek için de teşekkür etti: “Eşimin, Başkan Kirchner’in hükümetine verdiğiniz destek için de teşekkür ederim. Doğrusu ve yanlışı ile bu ülkeye derinden bağlı olduğunu gösterdi. Hepizine teşekkürler, Arjantinliler ve iyi geceler.”

Erkek adaylara güvensizlik

Arjantinliler, iki kadın adayın yanısıra devlet başkanlığı için yarışan 12 erkek politikacıya pek güven göstermediler. En fazla oyu, % 18,6 ile eski Ekonomi Bakanı Roberto Lavagna aldı. Seçmenin üçte ikisi Arjantin tarihinde ilk kez kadın politikacıları tercih etti. Sosyolog Graciela Römer, bu sonucu şöyle değerlendirdi: “Bu sonuca politik partilere olan güvensizlik yol açtı. Seçmen, kadınların geleneksel partilerdeki erkek egemenliğine bağlı kirli politikadan fazla etkilenmediğini düşünüyor.”

Arjantinli seçmenin tercihi Cristina Fernandez de Kirchner’in, eşinin gölgesinde kalmayacağı kesin. Kirchner’in kendi politikasını yaratacak kadar deneyimi mevcut. Santa Cruz’dan milletvekili seçilen, daha sonra senatör olan Cristina Kircher, otoriter tavrı ve keskin dili ile eleştirilse de, ülkeyi yönetebileceğinden kuşku duyan yok. Orta tabaka bir aileden gelen Bayan Kirchner’in annesi sendikal çalışmaları ile kızına örnek olmuş. Hukuk eğitimi sırasında eşini tanıyan ve evlenen Kircher, 1976 yılında başlayan cunta döneminde şiddete maruz kalmaktan korktuğu için başkentten ülkenin güneyindeki Santa Cruz’a taşınmış. Kirchner çifti 1983 yılında cunta döneminin sona ermesinden sonra da birlikte politik kariyerlerini başlatmış.