1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Asgari ücret görüşmeleri başladı

11 Aralık 2023

Asgari Ücret Komisyonu bugün ilk kez toplandı. Asgari ücrete yine açlık sınırı üzerinden bir zam yapılacağını öngören ekonomistlere göre, bu zam da birkaç ayda erime riskiyle karşı karşıya.

Fotoğraf: Sedat Suna/epa/dpa/picture alliance

Gelecek yıl için belirlenecek asgari ücrete ilişkin görüşmeler bugün başladı.

Resmi enflasyonun yüzde 60'ın üzerinde olduğu Türkiye'de asgari ücret toplam çalışanların yüzde 49'unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70'ini ilgilendiriyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2024’te asgari ücrete tek zam olacak şekilde çalıştıklarını açıkladı. Buna göre yapılacak zam, bütün bir yıl boyunca alım gücünü etkileyecek. Resmi enflasyon beklentilerine göre bile ara zam olmadığı takdirde asgari ücretlinin geliri ciddi anlamda eriyecek.

Ocak 2023 için 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak belirlenen asgari ücret, temmuz ayında enflasyon farkıyla 11 bin 402 lira 32 kuruşa yükseltilmişti. Ancak asgari ücret buna rağmen açlık sınırının altında.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçiyi temsil eden tek sendika olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş) göre kasım itibarıyla açlık sınırı 14 bin 25 TL, yoksulluk sınırı 45 bin 686 TL'ye çıktı. Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 18 bin 239 TL oldu.

Asgari ücret zammı için geri sayım

02:58

This browser does not support the video element.

Gündemde hangi rakamlar var?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eylül ve ekim ayında yaptığı açıklamalarda, yüksek enflasyonun bir nedeninin de ücret zamları olduğunu savunmuş, ücretlerde geçmiş enflasyona değil beklenen enflasyona göre zam yapılması gerektiğini söylemişti.

Merkez Bankası, 2023 sonunda yüzde 65, 2024 sonunda yüzde 36'lık bir enflasyon beklerken, Orta Vadeli Program’da enflasyon beklentisi 2023 sonu için yüzde 65, 2024 sonu için yüzde 33 seviyesinde.

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan, zammın Şimşek ekibinin etkisiyle beklenen enflasyon üzerinden yapılması halinde asgari ücretin OVP beklentisi esas alındığında 15 bin 165 lira, Merkez Bankası beklentisi esas alındığında ise 15 bin 506 lira olacağını söylüyor. Bu enflasyon beklentilerinin de oldukça düşük tahminler olduğunu vurgulayan Oyan, "2023’ün ikinci yarısında gerçekleşen enflasyonu baz alırsak ise 11 bin 402 liranın, artışı bırakalım, olduğu seviyeyi koruması için yüzde 40 artması gerekiyor. Bu da 15 bin 963 ile yaklaşık 16 bin lira demek. Yani asgari ücret 16 bin liraya çıkarsa hiç artmış gibi olmaz, sadece hazirandaki seviyesini korumuş olur" diyor.

Yalçın KaratepeFotoğraf: privat

Muhalefet ve sendikaların talebi

Ana muhalefet partisi CHP asgari ücretin beklenen enflasyona göre değil gerçek enflasyona göre yılda en az iki kez iyileştirilmesi gerektiği görüşünde.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe önceki gün yaptığı açıklamada, ücret zammı hesaplanırken beklenen enflasyonun dikkate alınması halinde de 2023’ün son altı ayına ilişkin enflasyon farkının buna eklenmesi gerektiğini söyledi.

Oyan, Karatepe'nin açıklamasına göre beklenen enflasyona altı aylık enflasyon farkı da eklendiğinde asgari ücretin en az 21 bin 231 liraya çıkması gerektiğine işaret ediyor.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) ise asgari ücretin en az 25 bin lira olmasını ve her ay güncellenmesini talep etti.

Komisyonda yer alan tek sendika olarak Türk-İş’in talebinin önemli olduğunu vurgulayan Oyan, sendikanın asgari ücret pazarlıklarını genellikle düşükten başlatarak teklifini bekar bir işçinin yaşama maliyeti üzerinden yaptığını, onun da 18 bin 239 lira olduğunu söylüyor.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda bulunmayan DİSK ise bir ailede iki kişinin çalıştığı varsayımıyla en az yoksulluk sınırının yarısı kadar bir asgari ücret olması gerektiği görüşünde. Bu da son rakamlara göre 22 bin 843 liraya denk geliyor.

Sonuç olarak işçi tarafında Türk-İş'in 18 bin, DİSK'in 22 bin küsür dediği bir tablo çıkıyor.

Asgari ücrete sadece bir kere zam öngörülüyorFotoğraf: Tunahan Turhan/Zumapress/picture alliance

"Euro bazında gerileyecek"

Oyan, Türk-İş’in pazarlıkları 18 bin liradan başlatması halinde asgari ücretin 17 bin lira düzeyinde belirlenmesi ihtimalinin yüksek olduğu görüşünde.

17 bin liranın şu anda 500 euronun biraz üzerinde olduğuna işaret eden Oyan, mevcut kur tahminlerine göre bunun, yıl ortasına gelmeden 500 euronun çok altına düşen, yıl sonunda da 400 euronun bile altına düşebilecek bir rakam olduğunu aktarıyor.

Oyan’a göre de asgari ücret minimum yoksulluk sınırının yarısı kadar olmalı, ancak bu yine de ciddi bir artış değil. Merkez Bankası’nın 2024’ün ilk yarısında yüzde 70'lerin altına inmeyen bir enflasyon öngördüğüne dikkat çeken Oyan, asgari ücretin böyle bir enflasyonist ortamda en az üç ayda bir güncellenmesi gerektiğini söylüyor.

2024'ün tüm kesimler için çok zor geçeceğini ifade eden Oyan, reel ücretler gerilerken krediye erişimin kısıtlandığı bir dönemden geçileceği, ciddi anlamda tüketim şoku ve gelir şoku yaşanacağı görüşünü paylaşıyor.

Özgür MüftüoğluFotoğraf: Privat

"Demokratik katılım olması şart"

DW Türkçe'ye konuşan çalışma ekonomisi uzmanı Dr. Özgür Müftüoğlu’na göre ise asgari ücretin belirlenme şekli hiçbir bilimsel temele dayanmıyor.

Asgari ücrete ilişkin toplumun ve emekçilerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, rakamlar içine sıkıştırılmış bir tartışmanın yürütüldüğünü vurgulayan Müftüoğlu, "15 bin liradan 17 bin liraya kadar rakamlar konuşuluyor. Ancak meselenin daha köklü şekilde tartışılması gerek. Komisyonda rakamlar siyasi iktidarın ve sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenirken işçinin sözü yok. Asgari ücret geniş kesimleri ilgilendiriyor ve burada işçilerin sözünü söyleyeceği bir mekanizmayla demokratik katılım olması şart" diyor.

Bugüne dek kamuoyuna yansıyan en yüksek talebin 25 bin lira ile yoksulluk sınırının yarısına denk geldiğini vurgulayan Müftüoğlu, "İşçilere reva görülen bu. Meseleye açlık sınırı ve yoksulluk sınırı üzerinden bakılıyor. Açlık ve yoksulluk sınırı da resmi enflasyon üzerinden hesaplanıyor. Bunların da gerçek yaşamla bağlantısı olmadığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu tartışmalarla aslında emekçilerin baştan kaybetmiş olduğunu söylemek gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

"Mevcut yapı yoksullaşmaya yol açıyor"

Türk-İş’in komisyona katılımının "göstermelik" olduğunu düşünen Müftüoğlu, sendikaların grev gücünü kullanmadıkça bu yapının değişmeyeceği görüşünde. Müftüoğlu’na göre, işçilerin satın alma gücünün artması ve emeklerinin karşılığını alabilmesi için öncelikle örgütlenme özgürlüğünü, sendikal hak ve özgürlükleri geliştirecek temel bir politika izlenmeli.

Gelecek dönemde enflasyonda beklenen artışa dikkat çeken Müftüoğlu, bu şartlarda belirlenecek asgari ücretin iki üç ay sonra yine açlık sınırının altına kalacağını belirterek ekliyor: "Bu da sürekli yoksullaşmaya neden olarak barınma, beslenme, sağlık gibi en temel ihtiyaçların bile karşılanamayacağı bir durumu ortaya çıkartıyor. Dolayısıyla asgari ücretin, işçinin bir insan ve sosyal bir varlık olduğu gözetilerek ailesiyle birlikte tüm ihtiyaçlarını kapsayacak bir kriterle ele alınması gerekiyor."

"Her ay güncellenmeli"

Türkiye'de istatistiklerin gerçeklikten uzak olduğuna işaret eden Müftüoğlu, satınalma gücündeki kayıpların telafisi için asgari ücrette hiç değilse her ay artış yapılması gerektiği görüşünde.

Asgari ücret artışının yılda iki kez yerine bir kez yapılmasının kayıpları daha da derinleştireceğini vurgulayan Müftüoğlu, "Yerel seçimlerden sonra iktidarın önünde bir engel kalmıyor. Dolayısıyla Mehmet Şimşek’in temsilciliğini yaptığı ekonomik program, emekçi kitlelerin üzerinde daha ağır bir şekilde hissedilmeye başlayacak. Bu durum yoksullaşmanın yanı sıra işsizlik dalgasını da beraberinde getirebilir" diyor.

Asgari ücret neden önemli?

Asgari ücretin, tanımı gereği düşük ücret alan çalışanlar açısından en alt sınırı oluşturması gerekiyor. Ancak Türkiye'de çalışanların yarısı asgari ücret civarı kazanıyor. Merkez Bankası ve DİSK’in de aralarında olduğu çok sayıda kurumun yaptığı araştırmalara göre Türkiye'de çalışanlar arasında asgari ücret ya da asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altında maaş alanların oranı yaklaşık yüzde 50'yi buluyor. Bu da asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bir yapıya işaret ediyor.

Kamuoyuna yansıyan rakamlara göre Türkiye'de 19,5 milyon ücretli çalışanın 9,7 milyonu asgari ücretli. Avrupa Birliği’nde asgari ücretle çalışanların oranı ise toplam ücretliler içinde yüzde 4 civarında.

Nasıl belirleniyor?

Asgari ücreti, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten 5'er temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında dört kez toplanıyor. Komisyonda işçiyi temsilen sadece Türk-İş bulunuyor. Ancak Türk-İş, ücret konusunda diğer işçi sendikalarından görüş alıyor.

Mevzuata göre Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararlarının Komisyon Başkanı tarafından kamuoyuna duyurulması gerekiyor. Geçen yıl belirlenen asgari ücret ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmıştı.

Bu haber ilk kez 1 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmış ve 11 Aralık 2023'te güncellenmiştir. 

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?