1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Konseyi'nden Almanya'ya ırkçılık uyarısı

17 Mart 2020

Avrupa Konseyi raporunda Almanya'da ırkçı saldırılardaki artışa ve mağdurların Alman polisine yeterince güven duymadığına dikkat çekildi.

Hanau kentinde iki nargile kafeye düzenlenen ırkçı saldırı sonrası protesto gösterileri
Hanau kentinde iki nargile kafeye düzenlenen ırkçı saldırı sonrası protesto gösterileriFotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Arnold

Avrupa Konseyi'ne bağlı "Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu" (ECRI) uzmanları beş yıl boyunca Almanya’daki gelişmeleri gözlemleyerek hazırladıkları raporu açıkladı. Almanya’da aşırı sağcı saldırıların giderek arttığına dikkat çeken rapor, hükümetin ayrımcılıkla mücadele dairesine daha fazla destek ve yetki vermesi tavsiyesinde bulundu.

Raporu yazan Reeta Toivanen Alman Haber Ajansı’na (dpa) yaptığı açıklamada, Almanya‘nın okullar, üniversiteler ve emniyet gibi kamu kurumlarında ırkçılık ve ayrımcılık konusunda zorunlu kurslar vermesinin gerekliliğine dikkat çekti.

Eyaletlerin eğitim yasaları ve eğitim müfredatlarına insan hakları ve eşit muameleyi de almasını talep eden Toivanen,  bunun yanı sıra öğretmenlerin eğitimlerinin çok kültürlü sınıflarda ders metotları da eklenerek genişletilmesini önerdi.

Poliste ırksal fişleme

Raporda Racial Profiling olarak adlandırılan insanların dış görünüş ya da etnik köken gibi belirli özelliklerine göre şüpheli olarak derecelendirilmesi ve incelenmesine de yer verildi. Polislerin etnik kökene göre fişleme yapmasının önüne geçilebilmesi için bu alanda zorunlu kurslar verilmesi gerektiği kaydedildi.

Irkçı şiddet ya da ayrımcı muameleye maruz kalan mağdurların çoğu zaman Alman polisine güven duymadığını belirten raporun yazarı Toivanen, "Emniyette kapsamlı bir ırksal profilleme yapıldığına dair yeterli kanıt olmasına rağmen, birçok polis ve emniyet  yetkilisi bunun bilincinde değil ya da varlığını inkar ediyor" dedi.

Toivanen Almanya Başbakanı Angela Merkel ve diğer politikacıların aşırılıkçı şiddet olayları karşısındaki tavrını ise övdü. "Bu her ülkede böyle değil" diyen uzman Toivanen, ancak Almanya’nın aşırılıkla mücadele için daha fazla girişimde bulunması gerektiğini vurguladı.

Raporda Alman emniyeti ve iç istihbarat birimi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın aşırı sağcı çevrelerdeki insanların bu gruplardan ayrılmalarına yoğunlaşması tavsiye edildi. Alman Ayrımcılıkla Mücadele Birimi'nin (ADS) görevlerinin de daha net bir şekilde tanımlanması gerektiğine işaret eden komisyon, bu dairenin mağdurları destekleme ve suç duyurusunda bulunma konusundaki yetkilerinin yeterli olmadığını kaydetti. Raporda ADS'nin yeterli mali kaynağa sahip olmadığına da dikkat çekildi.

"AfD’nin iki oluşumunda ırkçılık belirgin"

ECRI Almanya raporunda özellikle yabancı düşmanı saldırıların arttığı konusunda uyarıda bulundu. Toplumda İslamofobinin de arttığına dikkat çeken komisyon, aşırı sağın İslamofobi ve yabancı düşmanı açıklamalarının genel siyasi söylemi giderek daha fazla etkilediği uyarısı yaptı. Raporda "Irkçılık yeni partinin (AFD) iki alt oluşumunda özellikle belirgin" denilerek bunlar, "Flügel (Kanat)" ve "Junge Alternative (Genç Alternatif)" olarak sıralandı. 

Merkezi Strasbourg’da olan komisyon, üyesi olan 47 ülkedeki insan haklarını gözetliyor. Bunun için farklı uzman grupları düzenli olarak ilgili ülkedeki durum konusunda araştırmalar yapıyor.

Raporlar beş yıllık süreler gözetilerek hazırlanıyor. Almanya için hazırlanan son rapor 2019 Haziran ayına kadarki beş yıl baz alınarak hazırlandı. Almanya’da ırkçı kaynaklı Halle ve Hanau saldırıları Haziran’dan sonra düzenlendiği için bu raporda yer almadı.

 dpa, HT/BK

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik