Avrupa sinemasının en iyisi "Gomorra"
7 Aralık 2008Akademi Ödüllerinin Avrupa'daki muadili olarak verilen Avrupa Filmi Ödülleri, bu yıl Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da sahiplerine verildi. Ödül töreninin yıldızı ise İtalyan yönetmen Matteo Garrone'nin "Gomorra" adlı filmi oldu.
Mafyasıyla ünlü Napoli kentindeki yeraltı dünyasını anlatan film, en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu dahil 5 dalda ödül topladı. Film, İtalya’da bir kahraman olarak kabul edilen ve iki yıldır polis korumasında yaşayan Roberto Saviano’nun “Gomorra” kitabından bir uyarlama. Yazdığı kitap nedeniyle Napoli mafyasının hedefi haline gelen Saviano, aynı zamanda filmin senaristi.
Napoli'deki zalim hayat
Gomorra, Napoli kentinde varlığını sürdüren organize bir suç örgütü ve ülkede Gomorra tarafından öldürülenlerin sayısının 4 bini bulduğu tahmin ediliyor. Film, uyuşturucu ve silah ticareti yapan, ayrıca haraç da toplayan Gomorra çetesinin zalimliklerini anlatıyor. Filmde izlenen öyküler kurgulanmış olsa da, aslında gerçek olaylardan birer alıntı.
Avrupa Film Akademisi jürisini derinden etkileyen bu film, sonbaharda gösterime girdiğinde de sinema çevrelerinin büyük ilgisini çekti. Eleştirmenlerden olumlu notlar alan filmin yönetmeni Matteo Garrone de Avrupa'nın en iyi yönetmeni ödülüne sahip oldu. Garrone ise ödülünü alırken bunun bir ekip işi olduğuna işaret etti. “Sinema, bir ortaklık çalışmasıdır” diyen İtalyan yönetmen, ödülü kendisi almış olsa da, filmi bir ekiple birlikte çektiklerini dile getirdi.
Avrupa sinemasına destek
Kopenhag'daki ödül töreninde Kristin Scott Thomas en iyi kadın oyuncu ödülüne layık bulunurken, Toni Servillo ise "Gomorra" ve "Il Divo" filmlerindeki rolleriyle en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı. İngiliz aktrist Judi Dench de Avrupa Film Akademisi'nce hayat boyu başarı ödülüne layık bulundu. Dench, ödülünü alırken yaptığı konuşmada ise Avrupa sinemasının durumuna dikkat çekti. Avrupa sinemasına daha fazla destek gerektiğine dikkat çeken Judi Dench, Avrupa filmlerinin yeteri kadar gündeme getirilmediğini, ancak Avrupa Film Ödülleri’nin bunun için iyi bir vesile olduğunu ifade etti.
Avrupa sineması, gelişmesi için resmi kurumlarca desteklense de dünya film piyasasında Hollywood’un gücüne ulaşamıyor. Avrupa Film Ödülleri de bu nedenle Oscarlar gibi geniş kitleleri çekmiyor. Hollywood gibi büyük bütçeli filmlerin çok az çekilebildiği Avrupa’da yönetmenler de hikayeye ağırlık veriyor. Böylece sanatsal yönü ve senaryosu güçlü filmlerin ortaya çıkması da sanatseverleri memnun ediyor.