1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Yatırım Bankası’ndan Türkiye’ye 800 milyon euro kredi

25 Ekim 2008

Bu yıl içinde Türkiye'deki bankalara, KOBİ'lere ya da küçük projelere kullandırılmak üzere 800 milyon euro kredi veren Avrupa Yatırım Bankası EIB, Ankara ve İstanbul’da iki ofis birden açtı.

EIB Başkanı Philippe Maystadt, Türkiye'deki ofislerin açılışına katıldı
EIB Başkanı Philippe Maystadt, Türkiye'deki ofislerin açılışına katıldıFotoğraf: AP

Avrupa Yatırım Bankası (EIB) Başkanı Philippe Maystadt, bu yıl Türkiye'deki bankalara, KOBİ'lere ya da küçük projelere kullandırılmak üzere 800 milyon euro kredi verdiklerini belirterek, "Türkiye'de bankacılık güçlüdür. Avrupa'daki bankalara kıyasla Türkiye'deki belli başlı bankalar çok daha güçlü durumdadır" dedi.


Avrupa Yatırım Bankası’nın (EIB) Ankara ve İstanbul'da olmak üzere iki temsilcilik açması dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan EIB Başkanı Philippe Maystadt, Türkiye'nin çok önemli ve büyük bir piyasa olması nedeniyle iki ofis birden açmalarının son derece uygun olduğunu belirtti.

EIB'in Türkiye'deki faaliyetlerine daimi olarak devam edeceğini söyleyen Maystadt, EIB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin çok eskilere dayandığını, 2000 yılında Türkiye'de kullandırılan kredi tutarının 10 milyar euroya ulaştığını açıkladı.


Türkiye, EIB’den en çok kredi kullanan 6’ncı ülke

Maystadt, sadece 2007 yılında 2 milyar euro, 2008 yılında ise 3 milyar euroyu aşkın kredi verildiğini belirterek, Türkiye'de normalde kullandırmayı hedefledikleri yıllık kredi miktarının 2,2 milyar euro olduğunu, ancak bazı büyük projeler olduğunda bu rakamın artabildiğini kaydetti.

EIB'in Lüksemburg'daki merkez binasıFotoğraf: PA/dpa


Türkiye'nin EIB'den en çok krediyi kullanan 6. ülke olduğunu ifade eden Maystadt, İstanbul'daki metro projesine kredi verdiklerini, bunun eşsiz bir proje olduğunu, hesaplamalara göre saatte 50 bin, hatta 75 bin kişinin bu metro ile taşınacağını söyledi.


Türkiye'de üç farklı alanda kredi kullandırdıklarıni işaret eden Maystadt, kamu sektörü ile işbirlikleri çerçevesinde altyapı yatırımlarına büyük önem verdiklerini, Boğaz Köprüsü ve Ankara-İstanbul arasındaki hızlı tren projesinin, finansman sağladıkları projelerden bazıları olduğunu anlattı.


Kurumsal krediler alanındaki faaliyetlerine de değinen Maystadt, "Türkiye ekonomisi son derece canlı bir ekonomidir. Mevcut krizden bir parça etkilenecektir ama genel anlamda Türkiye ekonomisi bölge ve dünya ekonomisi içinde en dinamik ekonomilerden biridir" diye konuştu.


Hedef, KOBİ’ler ve kurumsal şirketler

Maystadt, bu çerçevede kurumsal şirketlerin yatırımlarına da finansman desteği verdiklerini vurguladı.


Philippe Maystadt, kredi sağladıkları üçüncü kesimin de KOBİ'ler olduğunu, ancak tek tek KOBİ'lerle iş yapmaları zor olacağı için bunu bankalar aracılığıyla gerçekleştirdiklerini belirterek "bu sene Türkiye'deki bankalara, KOBİ'lere ya da küçük projelere kullandırılmak üzere 800 milyon euro kredi vermiş durumdayız. Türkiye'de bankacılık güçlüdür. Avrupa'daki bankalara kıyasla Türkiye'deki belli başı bankalar çok daha güçlü durumdadır. İçimiz çok rahat..." dedi.


Türkiye'de iki ofis birden açmakla Türkiye'deki faaliyetlerinin daima devam edeceği mesajını verdiklerini dile getiren Maystadt, "bu ofisleri açmamızın sebebi, Türkiye'deki kurum ve kuruluşlarla daha yakın bir işbirliğine gitmek, ihtiyaçlarını öğrenmek ve böylece onlara daha iyi hizmet vermek" şeklinde konuştu.

Mali kriz değerlendirmesi

Maystadt, konuşmasının ardından soruları yanıtlarken, 2009 yılı için de normal şartlarda 2,2 milyar euro kredi kullandırmayı planladıklarını, özel projeler olması durumunda bu rakamın daha yukarı çıkabileceğini, bu miktarın da yaklaşık 3'te birini KOBİ'lere kullandırılmak üzere bankalara aktaracaklarını kaydetti.


Global piyasalardaki krizin Türkiye'ye etkisine ilişkin olarak da Maystadt, "Türkiye ekonomisi bugün dış şoklara arşı çok daha fazla dirençli. Hiç etkilenmeyecek demiyorum ama 10 yıl öncesine göre ve bölgedeki diğer ekonomilere göre çok daha az etkilenecek" görüşünü dile getirdi.


Maystadt, böyle bir şeyi söylemesinin, Türkiye ekonomisinin güçlü bankacılık sistemi, kamu maliyesi gibi iyi özelliklerini görmesinden kaynaklandığını anlattı.


“Hepimiz aynı teknedeyiz”

Dünyada decoupling denilen ABD ve Avrupa ekonomilerinin, Çin ve diğer ekonomilerin ayrışacağı teorisinin yanlış olduğunu, küreselleşme nedeniyle bütün ekonomilerin bu krizden mutlaka bir ölçüde etkileneceğini söyleyen Maystadt, "Hepimiz aynı teknedeyiz. Türkiye de elbette küresel krizden etkilenecektir ama umuyoruz ki çok uzun sürmeyecektir bu kriz..." dedi.


Maystadt, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ise, EIB olarak görevlerinin Türkiye'yi bu yolda desteklemek olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin kendi iç yapılanmaları kapsamında AB içi ilişkilere bakan müdürlük altında ele alındığını, bunun da Türkiye için bir avantaj olduğunu bildirdi.