Avrupa'da şirketler batıyor
4 Şubat 2004Batı Avrupa’daki iflas dalgasından, konjonktüründeki olumlu kıpırdanmalara karşın Almanya’nın da bu yıl yine nasibini alacağı belirtiliyor. Creditreform adlı ilgili derneğin yöneticilerinden Helmut Rödl, 2004‘de yaklaşık 42 bin özel şirketin Almanya’daki iflas yargıçlarının kapısını çalacağı tahmininde bulunuyor.
Ama asıl kötü durumda olanlar ise tüketiciler. Ödeme zorluğu çeken ve borç batağından kurtulmak için ister istemez iflas mahkemesinin yolunu tutanların sayısının son üç yılda üç katına yükselerek bu yıl 60 bin sınırına dayandığı belirtiliyor. Helmut Rödl, ”Tüketici iflaslarının sayısı baş döndürücü bir hızla artıyor. Bunların çoğu istatistiklere yansımadığı için biz sadece mahkeme kayıtlarında yer alanları görebiliyoruz” diyor.
Rödl, bu yıl yine küçük ve orta ölçekli bir çok şirketin iflasını ilan edecek olmasını, bu boyuttaki özel ticari kurumların kredi almakta ve dolayısıyla istikrar sağlamakta zorlanmasına bağlıyor ve para bitince ayakta kalma şanslarının da sıfıra indiğini kaydediyor.
157 bin batık şirket
Avrupa çapındaki şirket iflaslarında ise 2003 yılında %3.9’luk bir artış gözleniyor. Toplamı 157 bin olan batık şirketlerin sıralamasında Almanya %5.5 artış oranıyla Fransa ile birlikte ilk iki sırada yer alıyor. Bu gelişmenin sonucunda Avrupa’da yitirilen işyeri sayısı ise 1 milyon 700 bin. Almanya’daki işsizlerin %15’ini, iflas nedeniyle işini yitirenler oluşturuyor. Bunun ülke ekonomisine zararı ise 40 milyar Euro’nun üzerinde.
Küçük ve orta ölçekli firmaların geleceği ile ilgili tahminler de fazla iç açıcı değil. Öz sermayenin azlığı yüzünden taze paraya ulaşma şansı da azalan bu tür şirketlerin eninde sonunda gücünü yitirip iflas bayrağını çektiği kaydediliyor. Bu arada her dört firmadan biri de müşterilerinin ödeme zorluğu çekmesi ve gecikmesi nedeniyle batıyor.
Sermaye sıkıntısı
Yapılan araştırmalar İtalyan şirketlerinin faturalarının ödenmesi için ortalama üç ay beklediğini, Belçika, Fransa ve İngiltere’de bu sürenin iki ay, Almanya’da ise birbuçuk ay olduğunu ortaya koymuş. Helmut Rödl, en fazla şirketin sermaye konusunda düştüğü sıkıntı nedeniyle iflas ettiği görüşünde:
”Orta ölçekli Alman firmalarındaki kronik sorun, öz sermaye azlığı nedeniyle kredi çerçevesi daraldığından, taze para edinimi konusunda yaşanıyor. Örnek gerekirse, bu tür şirketlerin ortalama %7.5 oranında öz sermayesi var, geri kalan %90’ın üzerindeki sermaye payı kredi ile karşılanıyor. Güvence azlığı nedeniyle kredi faizleri de o oranda yüksek tutuluyor.”
Bir başka sorun ise Avrupa ülkelerinin farklı iflas yasalarına sahip olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle özellikle yeni Birlik üyesi doğu Avrupa ülkelerinde bazı firmalar çoktan battığı halde piyasada varlığını sürdürerek yeni iflasların kaynağını oluşturuyor.