İzmir sığınmacıların Avrupa’ya yeni çıkış noktası. Avrupa Birliği’ne yerleşmek isteyen sığınmacılar insan kaçakçılarını ve esnafı zengin ediyorlar. Anna Lekas Miller’in haberi.
Reklam
Hafif esen meltem İzmir limanında bekleyenleri serinletiyor. İzmirliler havanın değişmesiyle biraz nefes alıyorlar. Suriye, Irak, Afganistan ve Pakistan'dan gelen sığınmacılar için ise rüzgâr hiç de hayra alamet değil.
Göçmenler Yunan adaları üzerinden Avrupa'ya iltica edebilme umuduyla insan kaçakçılığının önemli kavşak noktalarından biri haline gelen İzmir'den tıka basa dolu şişme botlarla denize açılıyorlar.
Rüzgâr arttıkça dalgalar yükseliyor. Botların dalgalı denizde devrilmesi ve içindekilerin boğulması işten bile değil. İnsan kaçakçıları ve diğer karanlık simalar havaya aldırmadan işlerini yürütüyorlar.
Basmane Garı sığınmacıların buluşma yeri olmuş. Burada bekleşiyorlar. Otelde kalacak parası olmayan garda geceliyor. Gar girişindeki kaçakçı ‘Suriyeli var mı?' diye sesleniyor.: “Var mı Yunanistan'a gitmek isteyen?”
Yeni turnike
Sığınmacılardan bazıları Avrupa yolculuğunun rezervasyonunu ülkesinden ayrılmadan önce yapmış. Diğerleri İzmir gibi transit notalarında bekleşiyor, kendilerini Avrupa'ya kavuşturacak insan simsarı bulmayı umuyorlar.
Kısa süre öncesine kadar sığınmacılar Libya'dan bindikleri teknelerle İtalya'ya gidiyorlardı. Tehlikeli ve pahalı yolculuk dört gün sürüyor ve adam başına 6 bin dolar ediyordu.
Şimdi Türkiye'nin İzmir ve Bodrum gibi alternatif limanlarından yakındaki Yunan adalarına geçmeye çalışıyorlar. Bir saatlik mesafedeki Yunan adasına geçmek isteyen 1.500 dolar ödüyor.
Basmane Garı'nda artık bikini yerine turuncu renkli can yelekleri satılıyor. Can yeleği 1.500 dolarlık geçiş ücretine dahil değil. Can güvenliğini sağlamak mülteciye kalmış.
Sığınmacıların durakları
Suriye ile Almanya arası yaklaşık 3 bin 700 kilometre. İç savaştan kaçan sığınmacılar için bu yolculuk haftalar hatta ayları bulabiliyor ve son derece tehlikeli. Bu Batı Balkan güzergahı için de geçerli.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/N. Armer
Var gücüyle
Duma, Suriye başkenti Şam’ın kuzey doğusunda bir kasaba. Bir adam kendisi de yaralı olmasına rağmen diğerleriyle birlikte hayatta kalan kimse var mı diye arıyor. Devlet Başkanı Beşar Esat’ın Suriye ordusu kısa süre önce buraya hava saldırıları düzenledi. BM’nin tahminlerine göre 2011’de başlayan iç savaşta bugüne kadar en az 250 bin kişi hayatını kaybetti.
Fotoğraf: picture-alliance/A.A./M. Rashed
Terör uzakta değil
İç savaştan kaçan 40 bin Suriyeli Şanlıurfa-Suruç’taki mülteci kampına sığındı. Burası Suriye sınırında yer alan ve ufukta görünen Kobani kentine sadece birkaç kilometre uzaklıkta. Kamp, camileri, okulları ve geniş yollarıyla küçük bir kasaba gibi. Ama kimse burada sürekli kalmak istemiyor.
Fotoğraf: Getty Images/C. Court
Savaşın izleri
Abdurrahman Yaser El-Saad İzmir’e kadar gelmeyi başarmış. 16 yaşındaki Suriyeli karnındaki büyük yara izini gösteriyor. Abdurrahman Suriye Hava Kuvvetlerinin okuluna attığı misket bombasıyla ağır yaralanmış.
Fotoğraf: picture-alliance/AA/E. Menguarslan
Daha iyi bir yaşam için beklerken
Birçok sığınmacı için Avrupa’ya yolculuk İzmir’de başlıyor. Buradan Yunanistan’a geçmek istiyorlar. Tekneler çoğunlukla dolu ve birçoğu yüzme bilmediği için can yelekleri çok değerli. Sığınmacılar geçiş için beklerken açık havada konaklıyorlar. Otelde kalmaya çoğunun maddi gücü yetmiyor.
Fotoğraf: picture-alliance/AA/E. Atalay
Çıkış noktasına geri dönmek
Bu sığınmacı zar zor Bodrum sahillerine geri dönerek kurtulmayı başarmış. Yüksek paralara insanları yasadışı olarak Yunanistan’a geçiren bir tekneye binmeye çalışmış. Bu tekneler genellikle haddinden fazla kalabalık oluyor.
Fotoğraf: Getty Images/AFP/B. Kilic
Çaresizlik
Yunanistan’ın Kos adasında tatilciler, şişme bir botla kıyıya ulaşmaya çalışan sığınmacıları izliyorlar. Bodrum’dan buraya ulaşmak için kaçakçılara kişi başına yaklaşık 1000 euro ödeniyor. Her ne kadar mesafe dört kilometre olsa da birçoğu yüzme bilmediği için sürekli sığınmacıların boğulduğu haberleri geliyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Y. Kolesidis
Dikkat çeken gerçek
Kos’ta turistler otel ya da plaja gidip gelirken bazı sığınmacı çadırlarının önünden geçiyorlar. Sadece bakıp geçilmeli mi ? Yardım mı edilmeli?
Fotoğraf: picture-alliance/AA/G. Balci
Bir kişilik yer
Birçok sığınmacı Yunanistan’tan sonra Balkanlar üzerinden Batı Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyor. Makedonya’nın Gevgelija tren garı önemli bir durak. Günlerce bekledikten sonra hepsinin isteği Sırbistan’a giden trene binebilmek.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/G. Licovski
Adım adım
Sığınmacılar günün ilk ışıklarıyla birlikte Sırbistan-Macaristan arasındaki kullanılmayan demiryolu üzerinde ilerliyorlar. Birçoğu oradan Avusturya ve Almanya’ya ulaşmaya çalışıyor. Kilometrelerce uzunluğundaki yürüyüşte son güçlerini harcamak zorunda kalıyorlar.
Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Messinis
Umutsuzluk
Macar mülteci kampına gitmek istemeyen Suriyeli baba kendisini eşi ve çocuğuyla birlikte Bicske’deki tren istasyonunda demiryoluna atmış. Onlar da trenle Budapeşte’den Viyana’ya gitmek istiyorlar. Ama kayıtları Macaristan makamları tarafından yapılacak.
Fotoğraf: Reuters/L. Balogh
Hedefe doğru yürüyüş
Irak, Suriye ve Afganistan’dan yüzlerce sığınmacı kendi başının çaresine bakarak Macaristan’daki bir otoyoldan Avusturya’ya doğru yürüyor. Budapeşte tren garında yola devam edebilmek için boşuna günlerce beklediler. Polis her defasında onları engelledi.
Tezgâhın önünde adının Jake olduğunu söyleyen 21 yaşındaki bir Suriyeli duruyor. Her gün en az yüz elli can yeleği satıyormuş. Jake yüksek öğrenimini yarıda bırakıp Halep'ten İzmir'e geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Kim bilir ilerde belki Almanya'ya giderim. Ama şimdilik işim var ve iyi de kazanıyorum.”
Standart can yeleğinden başka çocuk yelekleri ve karikatürlü şişme kolluklar da satılıyor. Fiyatı 4 Euro. Jake kollukların yüzme havuzuna uygun olduğunu söylüyor ama büyük can yeleklerinin hemen yanında durması oldukça manidar.
Tezgâhta daha koyu renkli can yelekleri de var. Jake sinyal düdüğü ve güvenlik lambalı diğer yeleklerle arasındaki farkı anlatırken, “Bunlar biraz daha ağır ve diğerleri kadar sağlam da değil. Satıyoruz ama kendi kardeşimin bu yelekle yola çıkmasını istemezdim.”
Daha iyi bir hayat
Avrupa yolcuları hemen göze batıyor. Ellerindeki kara çöp torbaları ve can yelekleriyle kaçakçının direktiflerini dinliyorlar.
Hozan küçük çantasını gösterip, “İçinde sadece giyeceklerim var” diyor. Sanki günlerce sürecek yüzlerce kilometrelik yolculuğa çıkmaya değil, hafta sonu gezisine gelmiş gibi. 24 yaşındaki Suriyeli genç iki arkadaşıyla birlikte üç haftalık bir yolculuktan sonra İzmir'e varmış.
‘Kaybedecek bir şeyimiz yok’
02:44
26 yaşındaki Ahmed, “Tatil değildi ama biz tatile çıkmış gibi yaptık” diyor. Gençler Basmane Garı'nda vakit geçiriyorlar. Kaçakçının telefonunu bekliyorlar. Ahmed, hafif bir gülümsemeyle anlatıyor: “Almanya'da ne yaparım, bilmiyorum, belki evlenir aile kurarım. Ama aslında sadece hayatımı yaşamak istiyorum.”