Avrupa’dan Atina’ya ırkçılık uyarısı
24 Şubat 2015Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi’nin Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı, Hoşgörüsüzlük ve Antisemitizmle Mücadele organı ECRI tarafından Yunanistan hakkında bugün açıklanan değerlendirme raporunda, Atina'dan ırkçılıkla mücadele için kapsamlı bir ulusal strateji hazırlaması ve Batı Trakya’daki Türklerin eğitim haklarını güvence altına alması istendi.
Raporda, Yunanistan'da siyaset dünyası, Ortodoks Kilisesi ve medyada ırkçı ve nefret söyleminin arttığı belirtilip, bu fenomenle yeterli mücadele edilmediği için başta Müslümanlar olmak üzere göçmenler, mülteciler, Romanlar ve Yahudilere karşı ırkçı eylemlerin hızla arttığı not edildi. Irkçı şiddetin polis içinde de mevcut olduğuna dikkat çekildi. Sadece 2013 yılında ülkede resmi olarak 166 ırkçı saldırı kaydedildiği, bu saldırılarda 320 kişinin yaralandığı bildirildi.
Yunan toplumunda nefret söyleminin aşırı sağcı Altın Şafak partisinin yükselişe geçmeye başladığı 2009 yılından itibaren kaygı verici biçimde arttığına işaret edilen raporda, Ortodoks Kilisesi'nin önde gelen bazı isimlerinin de alenen Yahudi düşmanlığı yaptıkları not edildi. Örnek olarak; Pire Metropoliti Serafim’in “Holokostu Yahudilerin tertiplediğine” dair ifadeleri gösterildi. Yunanistan’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sonra “Yahudi düşmanlığının en fazla olduğu ülke” olarak gösterildiği belirtildi. Merkez sağ Yeni Demokrasi partisine mensup bazı milletvekillerinin TV’de katıldıkları tartışma programlarında ülkeye gelen mültecileri “silahsız istilacılar” veya “Türklerin elindeki silahlar” olarak adlandırmaktan kaçınmadıkları hatırlatıldı. ECRI, Yunan siyasi parti ve Ortodoks Kilisesi’ni ırkçı söyleme karşı net tavır almaya çağırıp, “insanları etnik köken, dil, din ve ‘ırk’ temelinde hedef almamaları” konusunda uyardı.
İslam düşmanlığı ve Batı Trakya Türkleri
Raporda, İslamofobinin “İslam’ın terörle eşdeğer gösterilmeye başlanmasının ardından” artışa geçtiği de kaydediliyor. Terörle mücadele söyleminin “çoğu zaman göçmenler ve Müslümanları hedef aldığına” dikkat çekilen raporda, Türkiye yönünden ülkeye giriş yapan Müslüman ve göçmenlerin bazı medya organları tarafından “terörist” olarak nitelendirdiği anımsatılıyor. ECRI, Yunanistan’ın, resmi makamlarından medyanın bağımsızlığını etkilemeden yazılı ve görsel basında ırkçılığın önlenmesi için özdenetim mekanizması oluşturmasını istiyor.
Batı Trakya'daki Müslüman azınlığın durumuna da değinilen raporda, vatandaşlık yasasının 19’uncu maddesi temelinde vatandaşlıktan çıkarılmış Müslümanların yeniden Yunan vatandaşı olabilmeleri önündeki engellerin kaldırılması isteniyor. Bu madde temelinde çok sayıda Türk kökenli Batı Trakyalı da vatandaşlıktan çıkarılmıştı. ECRI, Selanik Aristotelio Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ndeki Azınlık Eğitimi bölümüne resmiyet kazandırılarak buradan mezun olanların Batı Trakya’daki azınlık okullarında Türkçe öğretmeni olarak çalışabilmelerinin önünün açılmasını da istiyor.
Avrupa Konseyi, Batı Trakya’da ilk ve orta dereceli okullarda Türkçe anadilde veya Türkçe-Yunanca öğretime olanak tanınmasını da istedi. Yunanistan ise Avrupa Konseyi'ne gönderdiği yanıtta, Yunanistan’da “Batı Trakya” diye bir yer olmadığını, o bölgenin idari adının “Doğu Makedonya ve Trakya” olduğunu belirtti.
© Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg