1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Ayşe Barım hakkında tutukluluğuna devam kararı verildi

7 Temmuz 2025

Gezi soruşturması kapsamında 28 Ocak'ta tutuklanan menajer Ayşe Barım bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Barım'ın "tutukluluk halinin devamına" karar verildi; dava 1 Ekim'e ertelendi.

Menajer Ayşe Barım 27 Ocak'tan bu yana tutuklu
Menajer Ayşe Barım 27 Ocak'tan bu yana tutukluFotoğraf: Anka

Televizyon sektöründe tekelleşme suçlamasıyla gözaltına alınan ancak 12 yıl önceki Gezi Parkı eylemlerine sanatçıları yönlendirerek "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla tutuklanan menajer ve ID iletişim sahibi Ayşe Barım 162 gün sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. İlk duruşmada Barım'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Davaya 1 Ekim'de devam edilecek. 

Barım: Yaşam hakkımı geri istiyorum

Duruşmada gözyaşını tutamayan Barım savunmasında, "Ben Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik hiçbir şeye teşebbüs etmedim, yardım etmedim... Buraya girmeden evvel tespit edilmiş çok ağır bir kalp rahatsızlığım ve beyin anevrizmam var. Kalbimde 6 adet ayrı hastalık tespit edildi. Son derece sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi veriyorum... Yaşam hakkımı geri istiyorum. Onurum itibarım, yaşam hakkım her şeyim elimden alındı. Sizin adaletinize ve vicdanınıza güveniyorum" dedi.

Gezi eylemlerinin olduğu 2013 yılında ID İletişim'in 43 oyuncu ile çalıştığını anımsatan Barım şöyle devam etti:

"Biz ID iletişim olarak, iddianamede yazanın aksine, 2013 yılımda ID iletişim 43 oyuncuyla çalışıyordu. İddianame boyunca üzerinde tek bir kıyafet var. Çünkü ben Gezi Parkına sadece bir kere gittim. Oyuncularım Gezi Parkına katılmaya gitmiş. Muhteşem Yüzyıl oyuncularından bazıların Gezi Parkı’na gitmeye karar verdiğini gördüm. Sette böyle bir karar alıyorlar. Hep birlikte Gezi Parkı’nı ziyaret etmeye karar veriyorlar. Tamamıyla bir dizi setinde olan oyuncularım oraya gittiği için gittim. Basın da orayı sıkı takip ediyordu. Parkta olan birçok oyuncu orada toplandı. Basın olduğu için bir açıklama yapmak istediler. Bu da son derece spontane bir görüntüydü. O oyuncuların bir kısmı benimle çalışmıyordu. Çok fazla isim vardı. İddianamede sanki bu insanların hepsi ID iletişimde çalışıyormuş da ben organize etmişim gibi görünüyor. Zerrin Tekindor, Haluk Bilginer, Ali Atay, Hazal Kaya, Birce Akalay bizimle çalışmıyor o dönem. 2013’te bizimle çalışıyormuş gibi gösteriyor iddianame. İddianamenin 50 sayfası fotoğraflarla birlikte benimle çalışmayan oyuncuları anlatıyor. 43 oyuncu varmış o dönem bizimle çalışan ama 12 oyuncu mu ikna edebilmişim başarılı bir menajer olarak? Ben mesleğim icra etmek için oradaydım."

Barım'a destek için Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Ezgi Mola'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı adliyeye geldi. Sağlık sorunları olduğu için avukatları tarafından acil tahliyesi istenen Barım'ın cezaevinde oldukça zayıflamış olduğu gözlendi.

Gezi Parkı soruşturması kapsamında 28 Ocak'ta tutuklanan ve hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istenen Barım İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Barım'ın "Gezi sürecinde sanatçıları organize ettiği, medya yoluyla kamuoyunu yönlendirdiği ve eylemlerin organizasyonuna katkı sunduğu" öne sürülüyor.

Duruşmada Savunma yapan Ayşe Barım, "Benimle ilgili bütün iddialar asılsızdır. Bu iddialar, sosyal medya mecrasında kimliği belirsiz kişiler tarafından yayılmış asılsız iddialardır. 23 yıldır menajerlik yapıyorum. 23 yıldır ekibimle birlikte çok büyük başarılara imza attık ama bir anda sosyal medyada hakkımda iftira kampanyasıyla, büyük bir karalama kampanyası başlatıldı. Avukatım aracılığıyla itiraz etmek istedim fakat kimlikleri bulunamadı. İlk kampanya, benim birlikte çalışmaktan gurur duyduğum bir kadın oyuncu üzerinden gayriahlaki para kazandığım iddiasıydı. Avukatlarım bunları yayanların kimliğini tespit edemiyordu. Benim için sektörde tekelci, olumsuzlukların sebebi gibi gözüktüğüm yeni bir kimlik yaratıldı" dedi.

Barım, "Ben 12 yıl sonra nasıl bu suçlamayla suçlanıyorum, anlamıyorum. 2015 yılındaki ID İletişim oyuncuları listelenmiş; ama 2013 yılında ID İletişim'de 43 oyuncu vardı ve bu oyuncuların sadece 13'ü Gezi Parkı'na kendi istekleriyle gitmiştir. Benim Gezi Parkı'nda sadece aynı kıyafetle gittiğim fotoğraflar var çünkü sadece bir gün gittim. Oyunculardan biri bir gün Gezi Parkı'na gideceklerine dair bir tweet atıyor, ben de retweetliyorum ve onlarla gidiyorum. Ben gittiğimde bazıları zaten oradaydı. Zaten dizi oyuncularım orada olduğu için ben de gittim. Oraya her gün bir dolu ünlü gidiyordu; hatta bu yüzden basın sıkı takipteydi. Basın da orada olduğu için oyuncular bir açıklama yapmak istediler ve elden ele megafonla açıklama yaptılar. İddianamede bu oyuncuların hepsinin fotoğrafları, kimlerin ne açıklama yaptığı yazıyor. Orada benimle çalışmayan birçok oyuncu da vardı. Ama iddianamede sanki bütün ünlüler oraya gitmiş ve hepsi ID İletişim'de çalışıyormuş gibi gösterilmiş. Oyuncuların çoğu o zamanlar bizimle çalışmıyordu" diye konuştu.

"2013'te Osman Kavala'yı tanımıyordum"

Ayşe Barım savunmasının devamında, "Osman Kavala ile irtibatım 2014'te başladı. Ben 2013'te Osman Kavala'yı hiç tanımıyordum. Hiç irtibatım yoktu çünkü sonradan tanıştım. Ama iddianamede Osman Kavala'yla görüştüğüm yazılmış. Osman Kavala'yla daha sonra görüşmemin nedeni de Fatih Akın'ın çektiği bir film üzerine iş gereği görüştüm. Beni Osman Kavala'yla Fatih Akın tanıştırıyor. Zaten bunu da ben tutuklandıktan sonra kendisi, bizi tanıştırdığını sosyal medya üzerinden açıklamış. Çiğdem Mater ile Boğaziçili olduğumuz için tanışıyoruz. Oyuncular da Boğaziçi'ne gidip oyuncularla sohbet etmeyi sevdiği ve söyleşi yaptığı için, vaktim oldukça ben de giderken onlara eşlik ediyordum. En son 2019'da görüşmüşüm kendisiyle. Mehmet Ali Alabora bir tweet atmıştı ve birçok insan tarafından eleştirilmişti. Sinemacı arkadaşlar ise Mehmet Ali Alabora'ya destek olmak için bir bildiri yazmışlardı. Bildiri bana da geldi. Ben de bildiriyi görünce Mehmet Ali Alabora'yı arayıp 'Lütfen bunu yayınlamayın' diye konuştum. Yayınlanmayan bir bildirinin suç unsuru olarak görülmesine anlam veremiyorum."

Tanık olarak dinlenen PR ajansı sahibi Banu Kamil Zeytinoğlu, 'Örgütleme konusunda bir bilgim yok, böyle bir şey olduğuna da zannetmiyorum. Ben o dönem Gümüşsuyu'nda oturuyordum. Orada oturduğum için Gezi Parkı'ndan geçmek zorunda kalıyordum ama fiilen Gezi Parkı'nda hiçbir zaman bulunmadım. Hangi bildiriden bahsettiğinizi bilmiyorum" ifadelerini kullandı.

Tanık olarak dinlenen Metin Yıldız, “Ayşe Barım'ı tanımıyorum. Olaylar hakkında hiçbir fikrim ve bilgim yok. Daha önce verdiğim ifadem mesleğim, menajerlikle alakalıydı" dedi. Tanık olarak dinlenen oyuncu Şebnem Sönmez, "Gezi Parkı'na katılmamda Ayşe Barım'ın asla katkısı olmamıştır" şeklinde konuştu.

Ayşe Barım kimdir?

Türkiye'de dizi ve sinema oyuncularına yönelik menajerlik hizmeti verin ID İletişim adlı şirketin kurucusu ve yöneticisi olan Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanmadan önce sektörde tekelleşme yarattığı öne sürülen ve şirketine yönelik inceleme başlatılmıştı.

Birçok tanınmış oyuncu ile çalışan Ayşe Barım'ın tutuklanması kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve sanatçıların tepkisini çekmişti.

DW,ANKA/BÖ,TY

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik