Suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bağlantısı olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan'a yönelik operasyonda toplam 14 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında yer alan Kaplan'a eski İçişleri Bakanı Soylu ile bağlantısı olduğu iddiasına ilişkin herhangi bir soru sorulmadığı öğrenildi. Aylık 1 milyonun üzerinde geliri olduğunu savunan Kaplan, bir suçlama için "FETÖ'cü kumpas olabilir" dedi.

Ankara'da suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve uzun yıllar polis takibinde olan Ayhan Bora Kaplan, 7 Eylül akşamı Almanya'ya gitmek üzere geldiği Esenboğa Havalimanı'nda gözaltına alınmıştı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilen Kaplan grubuna yönelik operasyon daha sonra genişletilmiş ve gözaltı sayısı 29'ı çıkmıştı.

Kaplan emniyette 9 saat sorgulandı

Şüphelilerin sorgusu 11 Eylül'de tamamlandı. Bu kapsamda Kaplan da Emniyet'te 9 saat sorgulandı. Daha sonra 29 şüpheli, savcılık talimatıyla Ankara Adliyesi'ne getirildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, 29 şüpheliyi doğrudan sulh ceza hâkimliğine sevk edildi.

Adliyede bu nedenle yoğun güvenlik önlemi alındı. Şüpheliler, polis çemberi içerisinde bekletildi. Kaplan'ın da ters kelepçeli şekilde koridorda bekletildiği ve bu şekilde tuvalete götürülüp getirildiği görüldü. Kaplan'ı iki polis kollarından tutarken, üçüncü bir polis ise uzun namlulu silahla yanlarında güvenlik önlemi aldı.

Kaplan'a yönelik operasyonda 14 kişi tutuklandı

Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkarılan Kaplan'ın arasında bulunduğu 14 şüpheli 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan gecede tutuklanarak cezaevine gönderildi. 15 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı alındı. Tutuklananlar arasında Uzman Çavuş M.S. de yer aldı.

Kaplan'a yönelik suçlamalar

Kararda; Kaplan'ın, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma," "kasten yaralama," "nitelikli yağma," "cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma," "Beden bakımından kendi savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı eziyet" suçlarından tutuklandığı yazıldı.

DW Türkçe'nin ulaştığı ifadeye göre, Kaplan aylık gelirini "1 milyon TL civarı" olarak kayda geçirdi.

İfadede ne dedi?

Ayhan Bora Kaplan hâkimlik ifadesinde suçlamaları kabul etmediğini bildirdi. Örgüt kurmadığını ve yönetmediğini öne süren Kaplan, gözaltına alınanların çoğunu tanımadığını öne sürdü.

İfadesinde "bir kişinin darp edilmesi olayına" açıklık getiren Kaplan, "Bu şahsı, bizim restoranımıza gelip gittiği için tanıyorum. Bu olay tarihi 15 Temmuz'dan hemen hemen bir hafta sonrasıdır. FETÖ'cü kumpas olabilme ihtimali vardır diye düşündüm ben. 15 Temmuz'dan sonra bütün FETÖ'cü kanallar, benimle ilgili saçma sapan haberler yaptılar. Bir nevi, herkesi bana düşman ettiler. Suçsuzum" dedi.

Kaplan'ın avukatı Doç. Dr. iur. S. Sinan Kocaoğlu da müvekkilinin "silahlı suç örgütü olduğu kurucusu ve yöneticisi" iddiasının basit şüphe düzeyinde dahi ortaya konulmadığını savundu. Kaplan'ın kendisini darp ettirdiğini belirterek şikâyetçi olan E.K.'nın şikâyetine takipsizlik kararı verildiğini ancak 7 yıl sonra bunun kaldırıldığını belirten Kocaoğlu, bunun hukuka aykırı olduğunu, iyi niyetli olmadığını kaydetti.

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz rolü ne?

Kocaoğlu, Kaplan'ın 15 Temmuz'daki rolünü ise şöyle açıkladı:

"Müvekkilim Ayhan Bora Kaplan, 15 Temmuz 2016 günü darbe teşebbüsü esnasında TRT Genel Müdürlüğü'nü basan Fethullahçı askeri birliklere cansiparane mücadele vermiş bir kahramandır. FETÖ'nün müvekkilime namlusunun ucuna hedef koyması çok normaldir. Çünkü bugüne kadar bütün ihtilaller göstermiştir ki TRT Genel Müdürlüğü düştükten sonra iktidar da düşmüştür. Müvekkilim ve benzer kahramanlar ile Türk Ordusu bu darbe girişimini bastırmıştır. Ne yazık ki hain örgüt intikamını almaya halen devam etmektedir."

15 Temmuz darbe girişimi sırasında TRT Genel Merkezi önünde bulunan dönemin Çalışma Bakanı Süleyman Soylu'nun, kuzeni Sadık Soylu aracılığıyla Ayhan Bora Kaplan ile telefonda konuştuğu ve darbenin bastırılması için TRT önüne çağrıldığı iddia edilmişti. Halk TV'den Seyhan Avşar'a konuşan Sadık Soylu, iddiaları doğrulamış ve "15 Temmuz'da TRT'ye gittik. Ayhan'ı ben aradım. 15 Temmuz bir savaştı. Savaşa beraber girdik. Biz Başbakanlık'taydık. Herkesin Başbakanlığa gelmesini istedik. Beni arayan herkes oraya geldi. Ayhan Bora Kaplan zaten oraya gelecekti" demişti. Ancak 15 Temmuz gecesi Kaplan ve adamlarına silah dağıtılıp dağıtılmadığına ilişkin bir soruşturma yürütülmedi.

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?