1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Azınlık gazetelerinin varoluş mücadelesi

20 Temmuz 2011

Türkiye’de azınlıklara ait köklü gazeteler, ekonomik zorlukların yanı sıra sosyal değişimin de sancısını çekiyor. İstanbul’dan Selçuk Oktay’ın özel araştırması:

Fotoğraf: DW

İstanbul’da azınlıkların yaşadığı sayılı semtlerden Feriköy’de bir apartman dairesi… Türkiye’nin en köklü yayınlarından biri olan Rum "Apoyevmatini" gazetesi bu apartman dairesinde iki bilgisayar ve bir de telsiz telefonla Mihailis Vasiliadis tarafından hazırlanıyor.

Geçen haftalarda gazetenin kapatılması gündeme gelince Türk kamuoyunda ciddi bir destek kampanyası başlamıştı. Rumca bilmeyen birçok kişi Apoyevmatini’yi yaşatmak için abone kampanyasına katıldı. Daha sonra basına resmî ilanlar verilmesini düzenleyen Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Vasiliadis’i ziyaret edip gazetenin durumu hakkında bilgi aldı ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da konuyu takip ettiği mesajını verdi. Hemen ardından 26 Temmuz’da bütün azınlık yayınları ile Basın İlan Kurumu’nun toplantı yapacağı bilgisi geldi. Çünkü Apoyevmatini'nin yanı sıra, daha çok Ermeni cemaatinin takip ettiği Jamanak, Marmara ve Agos ile Türkiye Yahudilerinin köklü gazetesi Şalom da benzer dertlerden muzdarip.

“30 bin euroya yakın borcumuz var”

Apoyevmatini'nin Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis’in verdiği bilgilere göre, İstanbul’da 610 Rum aile var. Gazetenin tirajı da 600 civarında. Ama gazeteyi yaşatmak için başlatılan kampanya ile birlikte gazete bir iki hafta içinde 200 yeni abone kazandı. Vasiliadis bu sayede gazetenin 2-2,5 ay yetecek kadar nefes aldığını söyledi.

Apoyevmatini'nin Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis (Fotoğraf:Selçuk Oktay)Fotoğraf: DW

Basın İlan Kurumu Başkanı Mehmet Atalay’ın bu kampanyadan sonra Apoyevmatini’yi ziyaret etmesi de deneyimli gazeteciye umut vermiş. Vasiliadis sadece Yunanistan’daki ekonomik kriz sonrası kesilen ilanlardan dolayı gazetenin tehlike altına girmediğini belirtti. Aslında gazete uzun zamandan beri zor durumda. Gazetenin her gün 150 euro masrafı olduğunu söyleyen Vasiliadis toplam borcun 30 bin euro civarında olduğunu belirtiyor. Bu aşamada resmî ilan desteğinin önemli olduğuna dikkat çekiyor.

“İlan verme konusunda önyargılar var”

Türkiye’de azınlık basınının önde gelen bir diğer gazetesi Agos. 1996 yılında Hrant Dink tarafından kurulmuş olan gazete haftalık olarak yayınlanıyor. Agos Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş gazetenin tirajının 5 bin civarında olduğunu söyledi. Bu tirajın yaklaşık dörtte biri yurt içi ve yurt dışında abonelerden geliyor. Gazetenin yurt dışında yaklaşık 500 abonesi bulunuyor. Abonelerin yanı sıra gazete İstanbul içinde yaklaşık 130-140 noktaya dağıtılıyor.

Rober Koptaş “Bayilere dağıtım iki kanalla oluyor. Basılan gazetelerin bir kısmını dağıtım şirketi ile bir kısmını da bir günlüğüne ödünç kullandığımız bir araba ile yaklaşık 70 noktaya kendimiz dağıtıyoruz. Ermenilerin yoğun yaşadığı yerlerde bir Ermeni’nin işlettiği tuhafiyeci dükkânına bile gazete bırakabiliyoruz” dedi. Gazetenin bütçesinin yarıya yakını ilan gelirlerinden oluşuyor. Diğer azınlık gazeteleri gibi Agos'un da ilanlarının önemli kısmını kendi cemaat mensuplarının ilanları oluşturuyor. Ama Koptaş ticari ilanlar konusunda da çok çalıştıklarını ve bütün ilanlar konusunda son birkaç yıldır iyi bir performans gösterdiklerini belirtti.

Fotoğraf: AP

Ancak Rober Koptaş, bu konuda bazı sıkıntılara dikkat çekti. Özellikle gazetenin eski yayın yönetmeni Hrant Dink'in cinayete kurban gitmesinden sonra, reklamverenlerin gazeteye reklam vermekten çekindiklerine dikkat çeken Koptaş, bu yüzden Basın İlan Kurumu’nun toplantısının önemli bir destek sağlayacağını ifade etti. Rober Koptaş, bu aşamada Agos’un çok rahat bir şekilde ayakta duran ve kâr eden bir gazete olmadığını vurguladı. Tabii bir diğer sıkıntı tehdit mesajları. Rober Koptaş, bu tehdit mesajlarının azalmasına rağmen devam ettiğini anlattı. Bu tehditlerin üzerine gidilmesinin ve faillerinin cezalandırılmasını talep ettiklerini belirten Koptaş son zamanlarda bu konuda iyi örneklerin de olduğunu, Agos’a tehdit mesajı gönderen bazı kişilerin hapis cezasına çarptırıldığını da ifade etti.

Rober Koptaş, gazetenin internet sitesinde güncel gelişmelere yer verecekleri bir format üzerinde çalıştıklarını ve bunun 1-2 ay içerisinde hayata geçeceğini de sözlerine ekledi.

“Bu durum, basın özgürlüğü ile de ilgili”

İstanbul’daki Ermeni cemaatinin önde gelen yayınlarından bir tanesi de 28 Ekim 1908’den beri aralıksız olarak Ermenice yayınlanan Jamanak gazetesi. Türkiye’nin aralıksız olarak yayınlanan en eski günlük gazetesi niteliğini taşıyan Jamanak’ın tirajı yaklaşık bin 500. Genel Yayın Yönetmeni Ara Koçunyan, diğer azınlık gazeteleri gibi dağıtım konusunda sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Jamanak satış dışında İstanbul’daki Ermeni vakıf ve kuruluşlarının verdiği ilan ve duyurularla da gelir elde ediyor. Bayram dönemlerinde cemaatin yoğun yaşadığı ilçelerin yerel yönetimlerinin kutlama ilanları da son zamanların gelir kaynaklarından. Tüm bu tablodan sonra Ara Koçunyan borçlu olmadıklarını, gündelik dengelerle gazeteyi idame ettirdiklerini ifade etti. Koçunyan "Jamanak görünür bir gelecekte herhangi bir kapanma riskiyle karşı karşıya değil” dedi.

Ancak daralan ekonomik koşullar tüm azınlık gazeteleri gibi Jamanak’ın geleceğine yönelik de belli bir karamsarlık yaratıyor. Bu kapsamda, Basın İlan Kurumu’nun 26 Temmuz’da gerçekleştireceği toplantının olumlu bir adım olacağını düşünen Ara Koçunyan, yaklaşımından dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a müteşekkir olduklarını söyledi. Koçunyan, çok seslilik kapsamında devletin bu gazeteleri kendi kaderleri ile baş başa bırakmasının anlaşılır olmadığını dolayısıyla bu sorunun aynı zamanda bir basın özgürlüğü meselesi olduğunu da sözlerine ekledi.

“Reklam olmazsa 1 yıl dayanabiliriz”

Türkiye Yahudilerinin önde gelen yayın organı ise, haftalık bir siyasi ve kültürel gazete olan Şalom. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas’ın verdiği bilgilere göre Şalom’un abone sayısı 4 bin civarında. Abone satışının yanında gazetenin temel gelirlerini reklam gelirleri oluşturuyor. Ama Molinas halen bazı reklamverenlerin tepki almaktan çekindikleri için Şalom’a reklam vermeyi tercih etmediklerini belirtti. Cemaat ile organik bağlarının olmadığını söyleyen Molinas, olası bir ekonomik kriz döneminde reklamların kesilmesi durumunda gazetenin en fazla bir yıl ayakta kalabileceğini vurguladı. Fakat Molinas gazetenin gelir giderlerinin birbirine eş olduğunu gazetenin borcunun bulunmadığını söyledi.

Bunun yanında Şalom okuyan Yahudi cemaati nüfusunun azalması da geleceğe yönelik potansiyel bir sıkıntı olarak görülüyor. Molinas, Türkiye Yahudilerinin sayısının gelecek 10 yıl içinde bariz şekilde azalacağını tahmin ediyor. Molinas, tüm bunların yanında antisemitizmin gazete için bir sorun olduğuna dikkat çekti. Zaman zaman küfürlü maillere ve tehditlere maruz kaldıklarını anlatan Molinas, Mavi Marmara olayından sonra Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın “Türkiye’de yaşayan Yahudiler ile İsrail’in ayrı olduğu” yönündeki açıklamalarından sonra bu hasmane tutumun azaldığını söyledi.


© Deutsche Welle Türkçe


Haber: Selçuk Oktay / İstanbul

Editör: Gezal Acer