Almanya'da yaşadıkları Hamburg kentinden tatil için İstanbul'a seyahat eden Böcek ailesinin dört ferdinin gıda zehirlenmesi şüphesiyle kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybetmelerinin ardından kamuoyunda tartışmalar sürüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP'nin TBMM Grup Toplantısı'nda "4 gurbetçimizin vefatı ile ilgili soruşturma büyük bir hassasiyetle yürütülüyor" dedi.

Erdoğan "ihmali, hatası, kusuru veya kastı olanların tek tek tespit edileceğini" ve "kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağını" söyledi.

Hastanelerde ihmal var mı?

Böcek ailesi fertlerinin, mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle 12 Kasım'da gittikleri iki ayrı hastaneden taburcu edilmeleri, ilerleyen saatlerde ise sağlık durumlarının kötüleşmesi, başvurdukları hastanelerde neden gerekli tedavilerin yapılmadığının sorgulanmasına yol açmıştı.

3 yaşındaki Masal ve 6 yaşındaki Kadir Muhammet 13 Kasım'da, anne Çiğdem 14 Kasım'da, baba Servet ise yoğun bakımda geçirdiği altı günün ardından 17 Kasım'da vefat etmişti.

Hem Türk kamuoyunda hem de Böcek ailesinin yaşadıkları Almanya'da pek çok soruya yanıt bekleniyor.

Böcek ailesi neden söz konusu hastanelerden taburcu edildi? Sağlık durumları taburcu edilmeye uygun muydu? Böcek ailesinin hayata veda etmesi engellenebilir miydi? Hekimler, tedavi esnasında tüm ihtimalleri değerlendirdi mi? Gerekli tahliller yapıldı mı? İşte bunlar, yanıt verilmesi beklenen sorular arasında.

Bugün sağlık ve tarım bakanları, Türk ve uluslararası basında geniş yankı bulan olayla ilgili olarak art arda açıklamalar yapmakla birlikte, merak edilen pek çok soruya henüz yanıt veremedi.

Sağlık Bakanı Memişoğlu: İnceleme yapıyoruz

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu bugün TBMM'deki AKP grup toplantısı öncesinde gazetecilere hastane süreçleri ile ilgili incelemenin sürdüğünü söyledi.

Türk basınında, Böcek ailesinin 12 Kasım'da Bezmi Alem Vakıf Üniversitesi Hastanesi ile Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gittikleri, tedavinin ardından taburcu edilerek otele geri döndükleri belirtiliyor.

Memişoğlu, her iki hastanenin Türkiye'nin en iyi hastaneleri arasında yer aldığına işaret ederek "Hastane süreçlerinde gördüğümüz kadarıyla bir eksik yok. Her ihtimale karşı inceleme yapıyoruz. Nereden, nasıl kaynaklandığını sonuçlar gösterecek" demekle yetindi.

Yiyecek ve içeceklerde uygunsuz madde tespit edilemedi

Bu arada ilk etapta, Böcek ailesinin vefatına gıda zehirlenmesinin yol açtığı şüphesi dile getirilmişti.

Hatta ailenin 10-11 Kasım tarihlerinde dışarıda midye, pide, tantuni, kokoreç ve lokum gibi gıdalar tükettiğinin belirlenmesi üzerine, midye satıcısı Y.D., kafe sahibi F.M.O., kokoreççi E.E. ve lokum satıcısı F.T. sevk edildikleri Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Ancak İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapor gıda zehirlenmesi ihtimalini azaltıyor.

İl Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü'nde, soruşturma kapsamında ailenin yemek yedikleri işletmelerden alınan numunelerin incelemelerinin tamamlanması üzerine hazırlanan raporda, analiz sonuçlarına yer verildi.

Raporda "ailenin yediği yemek ve içeceklerden alınan örneklerde herhangi bir uygunsuz madde tespit edilmediği" belirtiliyor.

Kimyasal madde zehirlenmesi üzerinde duruluyor

Soruşturma esnasında, ailenin İstanbul'un Fatih ilçesinde konakladıkları otelde tahtakurusuna karşı ilaçlama yapıldığı tespit edilmişti.

Bu ilaçlamanın ailenin kaldığı odanın alt katındaki bir odada yapıldığı, ilaçta bulunan "alüminyum fosfit" içeren maddenin banyo boşluğundaki havalandırmadan ailenin bulunduğu odaya ulaşarak, aileyi zehirlemiş olabileceği ihtimali kamuoyuna yansıdı.

Adli Tıp Kurumu ön raporunda da Böcek ailesinin, kaldıkları oteldeki kimyasal maddeden zehirlenmiş olabileceğine işaret edilmesi, dikkatlerin ilaçlamada kullanılan "alüminyum fosfit" maddesine çevirdi.

Adli Tıp Kurumu raporunda "anne ve çocukların öncelikli olarak kalınan oteldeki ortamdan kaynaklı kimyasal madde zehirlenmesi neticesinde vefat ettiklerinin düşünülmekte olunduğu" kaydedildi, besinlere bağlı gıda zehirlenmesinin ise "daha düşük bir olasılık olduğu" belirtildi.

Tarım ilaçlarının satışında "b-Reçete" uygulaması

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bugün güvenilir gıda uygulamaları ve gıda denetimleri hakkında basın açıklaması yaparken, Böcek ailesinin ölümüne yol açan olayla ilgili savcılık soruşturmasının büyük bir hassasiyetle devam ettiğini söyleyerek "Bu talihsiz olayın tüm yönleriyle açıklığa kavuşacağından ve sorumlularının hak ettikleri cezayı alacağından hiç şüphemiz yok" dedi.

Yumaklı, devreye sokacakları "b-Reçete" yani Bitki Reçetesi uygulaması sistemi ile birlikte tarım ilaçlarının artık sadece belirli miktarda ve sadece yetkili ziraat mühendislerinin reçetesiyle satın alınabileceğine vurgu yaptı.

"Böylece isteyen, istediği ilacı istediği zaman temin edemeyecek; tarım ilaçlarının başka alanlarda kötüye kullanımı da engellenmiş olacaktır" diyen Bakan Yumaklı, bu uygulamanın önümüzdeki yıl tüm Türkiye'de hayata geçirileceğini duyurdu, bu yolla hem zirai ilaç kullanımını kontrol altına almayı hem de pestisitle, kalıntı ile daha etkin mücadeleyi hedeflediklerini kaydetti.

Bakan Yumaklı ayrıca, bu yıl 1 milyon 143 bin gıda denetimi gerçekleştirdiklerini, kurallara uymayan 26 bin 591 işletmeye toplam 2 milyar 265 milyon lira idari para cezası uyguladıklarını, suç unsuru tespit edilen 506 dosyayı da Cumhuriyet savcılıklarına ilettiklerini açıkladı.

Halk sağlığı uzmanı "sınırlandırılsın" çağrısı yapmıştı

Halk sağlığı uzmanı Özkan Kaan Karadağ, otelde alüminyum fosfit maddesi içeren ilaçlama yapıldığı tespiti üzerine kritik uyarılarda bulunmuştu.

Karadağ, Türkiye'de alüminyum fosfitin satışı ve kullanımının sınırlandırılması ve ancak özel yetki verilmiş birim ile şirketlere satın alma ve kullanma izni verilmesi gerektiğini söylemişti.

"Alüminyum fosfit reaksiyona girmesi kolay bir kimyasal madde. Havadaki nem dahil olmak üzere reaksiyona girer ve fosgen gazını ortaya çıkarır. Asıl zehirli etken fosgen gazıdır" diyen Karadağ, fosgen gazının Birinci Dünya Savaşı'nda kimyasal silah olarak kullanıldığını, çok tehlikeli ve insanlık dışı olduğu için savaşlarda kullanımının yasaklandığını hatırlatmıştı.

Karadağ, "Bir evde, bir apartmanda bu malzemeyi herhangi bir odada kullanmaya kalkarsanız, o apartmanda sabah kimse uyanmayacaktır. Onun için böyle bir kimyasal madde kesinlikle yaşam alanlarında kullanılmaz" uyarısını yapmıştı.

DW, DHA/ DA, TY