1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Büyürken devlet kıstı, vatandaş harcadı

1 Eylül 2021

Türkiye’nin ikinci çeyrekte rekor büyümeye ulaşmasında, pandemide devlet desteklerinin düşük kalması nedeniyle vatandaşın harcamalarını artırması etkili oldu. Büyüme şirketlere yararken, çalışanlar gelir kaybetti.

Arşiv - Kocaeli'ndeki Ford Otosan Fabrikası'nda üretim
Arşiv - Kocaeli'ndeki Ford Otosan Fabrikası'nda üretimFotoğraf: picture-alliance/AA/S. Oktay

Türkiye ekonomisi, 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüdü. Böylelikle çeyrek dönem itibariyle, 1999 yılından bu yana en yüksek büyüme oranına ulaşılmış oldu. Yüzde 21,7’lik büyümedeki en büyük pay, vatandaşların özel tüketim harcamalarından geldi. DW Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre, Türkiye ekonomisindeki büyüme sokağa yansımıyor. Şirket sahipleri gelirini artırsa da, çalışan kesimler yoksullaşmaya devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, son dönemde yüksek enflasyon ve işsizlik sorunları ile boğuşan Türkiye ekonomisi, 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüdü. Türkiye geçen yılın aynı döneminde ise, pandemi kaynaklı sorunlar nedeniyle yüzde 10,4 küçülmüştü. Öte yandan yüzde 21,7’lik büyümeye rağmen, bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 0,9 ile beklentilerin altında kaldı.

En büyük katkı hane halkından

Ana gruplara bakıldığında yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları 2021 yılı ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 22,9 arttı. Devletin nihai tüketim harcamalarında büyüme ise yüzde 4,2'de kaldı. İhracat, 2021 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60 ithalat ise yüzde 19,2 büyüdü. TÜİK’in açıkladığı büyüme verilerine bakıldığında, ikinci çeyrekte yakalanan yüksek büyümenin büyük oranda hane halkı harcamalarından, diğer bir deyişle vatandaşların cebinden çıkmış olması dikkat çekti.

Devlet harcamaları yüzde 0,7

Hane halkının büyümeye katkısı 13,6 puanla ilk sırada yer alırken, bunu 10,8 puanla ihracat ve 8,9 puanla hizmetler sektörü takip ediyor. Bu dönemde devlet harcamalarının büyümeye katkısı ise 0,7 puanla çok düşük bir seviyede kaldı. Türkiye, dünyada pandemi döneminde topluma verilen maddi yardımlar konusunda son sıralarda yer almıştı. Bu dönemde hem muhalefet hem de çalışan ve iş dünyası örgütleri, AKP iktidarını pandemiden olumsuz etkilenen kesimlere gerekli yardımı yapmamakla eleştirmişlerdi.

181 ülke içinde 116’ncı sırada

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) verilerine göre, Türkiye’de devlet pandemi dönemi olarak kayıtlara geçen Ocak 2020-Haziran 2021 döneminde topluma ve iş dünyasına toplamda 19,4 milyar dolarlık destek açıkladı. Bu rakam, Türkiye’nin 2020 yılı gayrisafi milli hasılasının yüzde 2,7’sine denk geliyor. Türkiye, bu destek miktarı ile 181 ülke içerisinde 116’ncı sırada yer alıyor. Büyüme verilerini DW Türkçe’ye değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Elgin, rekor büyümedeki baz etkisine dikkat çekiyor. Geçen yılın ikinci çeyreğinde ekonominin yüzde 10,4 küçüldüğünü hatırlatan Prof. Elgin, "Kapatma tedbirlerinin en yoğun olduğu zamandı o zaman dilimi. Dolayısıyla orada zaten çok ciddi bir küçülme olduğu için bunun üzerine bir baz etkisiyle yüksek bir büyümeye ulaşmış gözüküyoruz" diyor.

Prof. Dr. Ceyhun Elgin Fotoğraf: Privat

 "Çalışan kesim gelir kaybetti"

Büyüme verilerinde ortaya çıkan bir diğer sonuç ise, ücretli çalışanların gelirleri ile ticari kuruluşların gelirleri arasındaki makasın daha da açılması oldu. İstanbul Ticaret Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Demir’e göre, ekonomi büyüyor gözükse de, bu büyüme vatandaşa yansımıyor.

Türkiye’de büyüme oranlarının gelir, harcama ve üretim olmak üzere 3 temel alan üzerinden hesaplandığını dile getiren Doç. Dr. Demir, son verilere göre çalışan kesimin gelirlerinin büyümeye katkısının düştüğünü, sermaye sahiplerinin katkısının ise arttığına işaret ediyor. Demir, "İşgücünün gelirdeki payı her dakika düşüyor, ikinci çeyrekte de böyle olmuş. Geçen sene yüzde 37 olan işgücünün payı yüzde 32’ye düşmüş" diyor.

Aynı dönemde toplam gelir içerisinde işveren ve sermaye sahiplerinin payının yüzde 42,8’den yüzde 49,8’e yükseldiğine dikkat çeken Demir, "Bu dönemde işverenin payı, rant elde edenin, kira geliri elde edenin payı, üretimde sermaye ortaya koyanın geliri artmış. Demek ki üretimdeki kaybı telafi etmişiz, gelirleri de artırmışız ama sadece belirli bir kesimin gelirleri artmış. Geri kalan kesiminki ise gerilemiş" diye konuşuyor.

"Gelecekten borçlanarak büyüdük"

Doç. Dr. Oğuz Demir’e göre, ikinci çeyrekte yakalanan yüksek büyüme, çoğunluğu ücretli çalışanlardan oluşan toplumun, daha da borçlandırılmasıyla elde edildi. Demir, şunları söylüyor: "Bir insan gelirden daha az pay alırken, harcamaya daha fazla katkı sağlıyorsa, bunu nasıl yapar? Borçlanmayla yapar. Borçlandırıyorsunuz insanları, bu gelecekten borç almaktır. Yani büyüme için gelecekten borç aldık. Gelecekteki büyümeleri bugüne transfer ettik."

Doç. Dr. Oğuz Demir Fotoğraf: Privat

Peki, ikinci çeyrek büyümesi ile dünya sıralamasında ilk sıralarda yer almayı başaran Türkiye ekonomisi, 2021’in tamamında nasıl bir performans gösterecek?

"Yıl sonu büyümesi yüzde 10’a ulaşabilir"

Prof. Dr. Ceyhun Elgin’e göre, 2021’in tamamı için daha önce yüzde 5,5 civarında olan büyüme tahminlerinde yukarı yönlü beklentiler artmış durumda. Elgin, "2021 yılı büyümesinin yüzde 5,5 civarında olacağı öngörülüyordu. Ama bu rakamlar biraz daha olumlu geldiği için aslında şu anda biraz daha yükselebilir diye gözüküyor. Yani yavaş yavaş büyümeyi yüzde 9’lar civarına, belki bazıları yüzde 10’lara revize edeceklerdir diye düşünüyorum" diye konuşuyor.

Büyüme beklentileri farklı

Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerinde küresel kurum ve kuruluşların beklentileri ise farklılık gösteriyor. Temmuz ayının sonunda yaptığı güncellemeyle IMF, Türkiye ekonomisi için 2021 büyüme beklentisini yüzde 6'dan yüzde 5,8'e düşürmüştü. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings ise Haziran ayında yayımladığı küresel görünüm raporunda Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 6,7’den yüzde 6,3’e indirmişti. Öte yandan ABD’li yatırım bankaları JP Morgan ve Goldman Sachs, ikinci çeyrek büyüme verisinin açıklanmasının ardından Türkiye için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. JP Morgan büyüme tahminini yüzde 6,8'den 8,4'e çıkarırken, Goldman Sachs büyüme tahminini yüzde 7,5'ten 9,5'e yükseltti.

Yeni OVP, eylülde açıklanacak

Ekonominin 3 yıllık yol haritası niteliğini taşıyan Orta Vadeli Program'ın (OVP) eylül ayı içerisinde hükümet tarafından açıklanması bekleniyor. OVP ile 2022-2024 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme, ihracat, cari açık gibi temel makro göstergeler belirlenmiş olacak.

 

Aram Ekin Duran

© Deutsche Welle Türkçe