Bangladeş'in "Katiller Taburu" RAB ve infazları
7 Nisan 2023Bangladeşli Acil Müdahale Taburu'nun (RAB) eski komutanı, büyük bir dikkat ve özenle planlanmış yargısız bir infazı sahte kanıtlarla örtbas etmenin hiç de zor olmadığını anlatıyor.
Komutan, kendisinin de görev aldığı RAB'ın yargısız infazlarını, güvenlik güçlerinin bir operasyonu sırasında "meşru müdafaa" sonucu gerçekleşmiş ölümler gibi göstermek için pek çok farklı yola başvurulduğunu itiraf etti. Kamuflaj görevi gören sahte kanıtların, sahnelenmek istenen senaryoya göre değiştiğini söylerken de şunları şöyle sıraladı: Duruma göre, olay yerine ya mermi kovanları ya cihatçı savaş literatürü ya da uyuşturucu bırakılıyor.
DW ve İsveç-Bangladeş Araştırma Platformu Netra News, aylarca süren araştırmaları sırasında bu taburun faaliyetlerini mercek altına aldı.
Bakanlık iddiaları reddediyor
Taburun kuruluş amacı terör ve organize suçlarla mücadele. Bangladeşlilerin büyük bir çoğunluğu ise kurulduğu 2004 yılından bu yana 13 bin kişilik siyah üniformalı RAB taburundan korkuyor.
Aktivistler ve bu taburun kurbanı oldukları belirtilenlerin yakınları, RAB'ı yüzlerce kişiyi kaçırmak ve öldürmekle suçluyor.
DW ve Netra News'e açıklama yapan Bangladeş İçişleri Bakanlığı ise "siyasi saiklerle" gündeme getirildiğini savunduğu iddiaları "uydurma ve düzmece" olarak nitelendirdi. Her olayın mahkemeler tarafından incelendiğini söyleyen bakanlık, soruşturmalar sonucunda hazırlanan raporların suçlamaların gerçek olmadığını da gösterdiğini iddia etti.
Ancak bugüne pek çok ölüm aydınlatılamıyor, hatta pek çok kurbanın izine de rastlanmadı.
Zaten bu nedenle ABD 2021 yılının sonunda RAB'ı, taburun eski ve görevdeki yedi üyesini yaptırım listesine aldı.
Washington'daki düşünce kuruluşu Wilson Center'ın Güney Asya uzmanı Michael Kugelman, bunun önemli bir adım olduğu görüşünde. Kugelman, "Çünkü bu tür birimler, cezalandırılmayacaklarını bildikleri için bu kadar fütursuzca şiddet kullanmaya istekliler" dedi.
Elit taburun iki eski komutanı ifşa etti
İki eski komutan, taburun yaptıklarını ifşa etti, hükümete ağır suçlamalar yönelttiler.
Her ikisi ordu mensubu ve RAB'da görev almak üzere görevlendirilmiş kişiler. RAB hem askerlerden hem polisleren oluşuyor. Ve her iki eski komutan bu elit tabur bünyesinde farklı birliklerde görev almış isimler.
RAB'ı "katiller taburu" olarak nitelendiren bir komutan, yapılanları "Mesele sadece birini ortadan kaldırmak değil… O kişinin tüm ailesini ve sevdiklerini tehlikeye atıyor ve onları hayatlarının geri kalanında travmatize ediyoruz" sözleriyle anlattı.
Komutanlar, ailelerinin can güvenliği için isimlerinin açıklanmasını istemedi. Ancak DW ve Netra News bu kişilerin kimliklerini ve üstlendikleri görevleri teyit etti. Ayrıca her iki eski komutan ile ayrı ayrı, günlerce süren görüşmeler gerçekleştirildi. Otopsi ve polis raporlarının yanı sıra bir yargısız infaz sırasındaki ses kaydı da analiz edildi.
Komutanların anlattıkları, uzmanların analizleri ve aktivistlerin suçlamalarıyla örtüşüyor.
DW ve Netra News, her iki eski komutanın ifadelerinin tamamını doğrulatma imkanına sahip değil. Ancak hem belgeler hem kurbanların ve yakınlarının ifadeleri hem de iki eski komutanın anlattıklarından şu sonuç çıkıyor: Bangladeş'te RAB, sistematik olarak ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştiriyor.
En üst düzey düzeyden emir ve onay iddiası
Her iki komutan, kaçırma, işkence ve infaz için yetkilendirmenin en üst düzeydeki hükümet yetkilileri tarafından yapıldığını ya da en azından onaylandığını söyledi. Emirlerin yazılı değil sözlü aktarıldığını da ifade ettiler.
Bu arada hedef kişi siyasi bir geçmişe sahipse ya da siyasi bağlantıları varsa, yargısız infaz emrinin RAB'ın bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığı'ndan geldiğini ya da İçişleri Bakanı'nın kendisinin bu emri verdiğini de anlattılar.
Eski komutanlardan biri, "Bir içişleri bakanının, başbakanın onayı olmaksızın böyle bir emir verme ihtimali neredeyse imkansız" dedi. Kastettiği kişi, ülkeyi 2009'dan bu yana yöneten Başbakan Şeyh Hasina Vecid.
DW ve Netra News, bu iddiayı Bangladeş başbakanlığına sordu. Başbakanlık soruları yanıtsız bıraktı. İçişleri Bakanlığı ise hem başbakana hem de içişleri bakanına yönelik suçlamaları, "art niyetli ve siyasi saiklerle yapılmış" olarak nitelendirerek reddetti.
Suçların anatomisi
Her iki tanık, kurbanların genellikle gece geç saatte, sokaklar boş ve dükkanlar kapalı olduğunda alındığını, gözleri bağlı olarak sivil bir minibüsle götürüldüklerini anlattı.
Bazı kurbanların öldürülmemek için yalvardıklarını, bazılarının ise sessiz kaldıklarını söyleyen eski komutanlar, infaz sonrası da sahte delillerle cinayetin örtbas edilmeye çalışıldığını aktardılar.
Gizli hapishanelerde işkence
Eski komutanların ifadelerine göre RAB'ın aynı zamanda işkence için kullandığı gizli hapishaneleri de var. Bu hapishanelerin her birinde işkence aletleriyle donatılmış sorgu odaları mevcut.
2021 sonunda bu hapishanelerden birinde işkence gördüğünü anlatan bir genç adamın ifadeleri, eski komutanların verdikleri bilgilerle örtüşüyor.
Genç adam, beyzbol sopalarını, elektrik şokunu, mahkumları tavana asmak için kullanılan kancayı anlatırken "Ben sadece teröristlere böyle şeyler kullanıldığını sanıyordum" dedi.
Kendisi şanslıymış, çünkü hayatta kalmış. Oysa yüzlerce kişiden hâlâ haber alınamıyor. Bunların çoğu, 2014 ve 2018 seçim kampanyaları sırasında kaybolan muhalefet üyeleri.
Yakınları, hayatta olmalarını ümit ederek hâlâ onların izini sürmek için çabalıyor.
Oysa eski komutanlardan biri, bunun gerçekçi bir beklenti olmadığına işaret ediyor. Ona göre, kaçırılanların canlı halde geri dönme ihtimalleri yüzde birden daha az.
"Dayanaksız, gerçek dışı araştırma"
DW ve Netra News, iddialarla ilgili olarak RAB'a da sorular yöneltti. RAB sözcüsü, verdiği yazılı yanıtla sorulara yanıt veremedikleri için son derece üzgün olduklarını, soruların İçişleri Bakanlığı'na yöneltilmesi gerektiğini iletti.
İçişleri Bakanlığı ise araştırma sonuçlarını "abartılı, dayanaksız ve gerçek dışı" olarak değerlendirirken DW'den "partizan görüşlerle arasına mesafe koymasını" istedi.
Önümüzdeki senenin başında Bangladeş'de seçimler yapılacak. ABD, RAB'a yaptırım uygularken Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere henüz bu yönde bir karar almadı.