1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Fetö projesiyle baroların sesini kısma peşindeler"

30 Nisan 2020

Eşcinsellik üzerinden barolarla “nefret suçu” gerilimi yaşayan hükümet, baroların seçim sistemini değiştirmek için harekete geçti. Hükümetin yasal düzenleme hazırlığına barolardan sert tepki gecikmedi: Fetö projesi

(Arşiv)
(Arşiv)Fotoğraf: DW/Aram Ekin Duran

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın salgın hastalıkların kaynağını eşcinsellik ve nikahsız yaşam olarak gösteren açıklamasıyla barolar-Diyanet- cumhurbaşkanlığı üçgeninde yaşanan tartışma büyüyor.

Ankara Barosu Diyanet’i toplumda ayrımcılık yapmakla suçlayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan, baronun Diyanet’e saldırdığını duyurmuştu. Erdoğan’ın bu saldırıyı “devlete saldırı” olarak yorumlamasının ardından AKP baro seçim sistemini değiştirmeye yönelik daha önceden hazırlanan yasa değişikliğini gündeme taşımak için kolları sıvadı.

AKP’nin gündeme taşımak istediği yasa değişikliği baroların kendi yönetimleri ile Türkiye Barolar Birliği’ndeki (TBB) temsiliyet güçlerini de doğrudan değiştirecek düzenlemeler içeriyor. Değişiklik hakkında DW Türkçe’ye bilgi veren AKP’li yetkililer “Hem baro hem de TBB seçim sisteminde değişiklikler olabilecektir. Barolar Birliği seçiminde büyük baroların daha etkili değil de, tüm baroların eşit düzeyde etkisi sağlanabilir” diyor.

Üzerine çalışılan düzenlemelere göre baro seçimlerinde ‘nisbi temsil’ sistemi hakim kılınmak isteniyor.

Mevcut durumda TBB Genel Kurulu için her baro ikişer delege çıkarıyor. Ankara, İstanbul gibi avukat sayısı fazla olan barolar yüzden sonraki her 300 üye için ayrıca birer delege seçme hakkına sahip. Örneğin 50 binden fazla üyesi olan İstanbul Barosu, TBB Genel Kurulu’nda yüzde 28’e yakın temsil hakkı elde ediyor.

Hükümet ise üye sayısı az olan baroların TBB’ye göndereceği delege sayısıyla üye sayısı çok olan baroların göndereceği üye sayısını birbirine yaklaştırmak istiyor. Bir AKP’li yetkili “Her 300 üye için bir delege seçilmesi yerine her bin üye için bir delege seçilebilir” diyor.

AKP’liler, Diyanet’in salgın hastalıkların kaynağını eşcinseller olarak göstermesini “Halkı kin ve nefrete teşvik suçu işlemek” olarak değerlendiren Ankara Barosu ile hükümet arasındaki gerilim tırmanırken, baro seçimlerine dönük düzenlemenin konuşulmasının normal olduğunu dile getiriyor. Baro seçimleriyle ilgili daha önce yapılan yasa değişikliği çalışmalarının üzerinden geçtiklerini anlatan AKP cephesi, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla çalışmalarımız kısa sürede tamamlanacak” mesajı veriyor.

“Fetö projesiyle karşımıza çıkıyorlar”

Hükümetin, baro seçimlerine ilişkin yasal düzenleme hazırlığına karşı baroların ses yükseltmesi ise dikkat çekiyor.

Diyanet’in toplumda “nefret suçunu körüklediği” mesajı verdiği için hakkında soruşturma başlatılan Ankara Barosu’na destek veren barolar, hükümetin yasal düzenleme çalışmaları karşısında geri adım atmayacaklarını söylüyor.

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu Fotoğraf: privat

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, DW Türkçe’ye “Üzerinde çalıştıkları tasarıyı yargıda Fetö’nün hakim olduğu dönemde, yani 2016 öncesinde Fetöcüler hazırlamıştı. Muhalif anlayış sergileyen baroların sesini kısmak, onların yönetilemez olduğunu göstermek istiyorlar. Fetö projesiyle karşımıza çıkıyorlar” diyor.

Yasa değişikliğinin daha önce de gündeme geldiğini hatırlatan Durakloğlu, “Bunun bir Fetö projesi olduğunu ilk kez TBB Başkanı Metin Feyzioğlu söylemişti. Çünkü gerçekten antidemokratiktir ve TBB’nde büyük baroların hakimiyetini azaltmayı hedefler. Kabul edilemez” çıkışı yapıyor.

"Maksat ses kısmak olsun”

Diyanet’in “nefret suçu” işlediğini düşünen açıklamasıyla hakkında soruşturma açılan Diyarbakır Barosu da, yeni yasa değişikliğinin tamamen muhalif barolara yönelik olduğunu savunuyor. Baro Başkanı Cihan Aydın, “Maksat ses kısmak. Muhalif baroların etkisini azaltmak için Diyanet’le yaşanan tartışmayı fırsat görüyorlar. Diyanet üzerinden bu kadar gürültü koparmanın asıl sebebi de, bu yasal değişikliği yeniden gündeme getirmekti, öyle anlaşılıyor” diyor.

Her ne olursa olsun, baroların evrensel hak ve hukuk kurallarını uygulamaktan kaçınmayacağını belirten Cihan Aydın, “TBB’yi şekillendirmeye dönük hazırlık yapıldığını zaten biliyorduk. Hiçbir şey yeni değil” yakınmasında da bulunuyor.

Hükümet baroların ve TBB’nin seçim sistemine dönük değişiklik girişimi son olarak Eylül ayındaki “Adli yıl açılışı” nedeniyle gündem olmuştu. Açılışın Yargıtay yerine Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılmasına karşı çıkan 52 baro başkanı açılış törenine katılmamıştı. Erdoğan, törendeki konuşmasında "Önümüzdeki dönemde ilk çözmemiz gereken meselelerden birinin, barolar başta olmak üzere tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin temsili demokrasiye uygun hale getirilmesi olduğuna inanıyorum" demişti.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik