Financial Times Deutschland gazetesi, Rusya’da Başbakan Fradkov’un beklenmedik bir biçimde istifası ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 66 yaşındaki mali müfettiş Subkov’u aday göstermesini, onun Batılı demokrasi anlayışından ne kadar uzak olduğunun yeni bir kanıtı olduğunu belirtiyor. Gazete, yorumunda özetle şu görüşlere yer veriyor:

“Putin, iktidar yapılanmasının geçiş sürecine uygun hale getirilmesini gerekçe göstererek, hiç hesapta olmayan bir ismi, Subkov’u başbakanlığa atadı. Yaş haddi itibarıyla emekliye ayrılması gereken bir politikacının bu göreve atanmasını ise Rus Parlamentosu ve politikacıları her zaman olduğu gibi sineye çekerek, kabullenecektir.”

Westfalenpost ve Allgemeine Zeitung gazeteleri de, Rusya anayasasına göre bir kez daha başkanlığa seçilmesi mümkün olmayan 55 yaşındaki Putin’in, bu 4 yıllık zorunlu mola süresi içinde iktidarını ve politik hedeflerini kaybetmek istemediğini, bu yüzden de aslında emeklilik çağındaki bir politikacıyı başbakanlığa atadığını belirtiyorlar. Her iki gazete de, ipleri kendi elinde tutmayı yeğleyen Putin’in siyasi kariyerini daha uzun süre korumak istediğini, bu durumun ise, Rusya ile siyasi ve ekonomik ilişkiler içinde bulunan batılı ülkelere güven vermediği görüşünü savunuyorlar.

Münchener Merkur gazetesinin yorumu ise, Rusya’nın yeni geliştirdiği, atom silahı gücündeki patlayıcı ile ilgili. Yorumda şu satırları okuyoruz:

„Vladimir Putin’in iktidar ve güç gösterisi, bir yandan kendi ülkesi vatandaşlarına, öte yandan dünyanın geri kalan diğer ülkelerine Rusya’nın yeniden dirilmekte olan süper bir güç olduğu imajını sergilemeye yönelik. Ancak bu, Rusya’nın yeniden bir silah yarışına girişeceği anlamına gelmiyor. Rusya’da büyük zenginliğe sahip küçük bir oligarşi katmanının yanısıra, toplumda hala büyük sosyal uçurumlar mevcut. Bu durumda Rusya, milyarlık meblağları, askeri açıdan anlamsız, yeni bir güç denemesine kanalize etmekten yarar bekliyor olamaz.“

Almanya’da ise dünden beri yeni bir tartışma alevlendi…. Hristiyan Birlik Partileri iç politika sözcüsü Wolfgang Bosbach’ın, Müslümanlığa geçen Almanların fişlenmesi yönündeki önerisi, bugünkü Alman gazetelerinde genişçe yer bulan bir başka konu. Neu Osnabrücker Zeitung gazetesi, önerinin Almanya’da din özgürlüğüyle çeliştiğinin altını çizerken, Nürnberger Nachrichten gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Bu öneriyi dile getiren politikacılara Anayasa’nın, vatandaşların din özgürlüğünü koruma altına aldığı mı hatırlatılmalı? Gerçekten de onlara bu tür uygulamaların halk içinde nefret ve aşırılığın büyümesine neden olabileceği mi açıklanmalı? Öyle görünüyor ki bu öneri, hem Anayasamıza, hem de ilgili yasalarla bizleri şimdiye dek fanatik radikallere karşı koruyan, özgür temele dayanan değerlerimize aykırı.”