1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Basın özeti

Ahmet Günaltay17 Ekim 2007

Alman basınının yorumladığı iç politik konuların başında iktidar ortağı Alman Sosyal Demokrat Partisi'ndeki anlaşmazlık geliyor. Ayrıca, Rusya lideri Putin’in İran politikası ve Çin'deki gelişmeler ele alınıyor.

Fotoğraf: dpa

Bugünkü Alman basınının yorumladığı iç politik konuların başında iktidar ortağı Alman Sosyal Demokrat Partisi bünyesindeki işsizlik yardımlarıyla ilgili anlaşmazlık, kârlarını katlayarak arttıran enerji şirketlerinin zama doymamaları ve öncelikle enerji ve gıda maddelerindeki fiyat patlamasının yol açtığı enflasyon artışı geliyor. Dış politik gelişmeleri konu alan yorumlardaysa, Rusya Devlet Başkanı Putin’in İran politikası, Çin Komünist Partisi kongresi ve ABD’nin Ortadoğu barış konferansı için başlattığı girişim ele alınıyor.

Süddeutsche Zeitung Vladimir Putin’in Tahran ziyaretini şöyle yorumluyor.:

“Rusya devlet başkanı, bölgeyi kara bulutların sardığı bir dönemde Batı’nın gözünden düşen İran’ı ziyaret etti. Nükleer programıyla ilgili talepleri yerine getirmediği için boy hedefi haline gelen İran’ı savaşla ilk tehdit eden Fransa olmuştu. ABD ise sadece İran’ın nükleer tesislerini tahrip etmeyi değil ama aynı zamanda Irak ve Afganistan’daki yandaşlarını destekleyen Devrim Muhafızları’nı cezalandırmayı da düşünüyor. Vladimir Putin ise Amerika’da savaş nidalarının yükseldiği bir sırada barış havarrisi rolüne bürünerek Ortadoğu’luların sempatisini topluyor. Gelişmelere mukadderatçı açıdan bakanlar, İsrail ve ABD’nin İran’a ortaklaşa yapmaları muhtemel operasyonun bu ülkeyle sınırlı kalmayıp giderek artan bir dozda bütün Ortadoğu’ya yayılmasından endişe ediyorlar. Bu şartlar altında savaş gerekçesi icat etmek sanal bir tehdit olmaktan çıkıyor.”

Bu satırlar Süddeutsche Zeitung gazetesinde yer aldı. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi ile batılı ülkeler ile İran arasındaki nükleer anlaşmazlığa şu satırlarla değinmiş:

“Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ile Almanya Tahran yönetimine zaman tanıyarak sertleştirilmiş yaptırım kararını ikna turları uğruna erteledi. Yaptırımların ölçüsü daha çok tartışılacak olsa da altı devlet arasında varılan uzlaşma Çin ve Rusya için de bağlayıcı nitelik taşıyor. İran’ın cezzalandırılmasına karşı çıkan Rusya sabır ve tavizlerinin karşılığını ise alamadı. Putin’in Tahran ziyareti, Rusya’nın bu ülke üzerinde ne kadar nüfuz sahibi olduğunu gösterecek olması bakımından önemli. Rusya İran’ın atom silahına kavuşmasını da sorunun silahla haledilmesini de istemiyor. Bu nedenle Putin’in ev sahiplerini yaptırım tehdidinde bulunmadan müzakerelere ikna etmesi gerekirdi.”

Konuyla ilgili son yorumu ise Halle’nin Mitteldeutsche Zeitung gazetesinden aktarıyoruz.:

“Genişletilmiş yaptırımların önlenmesinde İran’ın Rusya ve Çin’e güvenebileceği anlaşılıyor. Moskova ve Pekin yönetimleri ekonomik olduğu kadar siyasi nedenlerle de AB’nin yaptırımların sertleştirilmesi talebine karşı çıkıyor. Çin Dalay Lama’nın başbakanlıkta ağırlanması yüzünden Almanya’ya öfkeli. Putin ülkesindeki seçimler öncesinde gövde gösterisi yapıyor. ABD ise İran’a askeri müdahale opsiyonunu yeniden gündeme aldı. İran’ın nükleer anlaşmazlıkta nasıl yola getirileceği muamma.”

Son yorum konumuz Almanya’daki hayat pahalılığı artışı. Nordkurier gazetesinde şu satırları okuyoruz:

“Tam bir çelişki. İstatistik Federal Dairesi enflasyonun son iki yılın en yüksek oranına çıktığını duyururken Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü uzmanları, konjonktürü en çok frenleyen tüketim harcamalarının önümüzdeki yıl hissedilir şekilde artacağını söylüyorlar. Anlayan beri gelsin. Tahminler tutsa ve normalin üzerindeki ücret zamları sayesinde 2007’de tüketicinin cebine daha fazla para girmiş olsa bile bordrolardaki bereketin fiyat artışlarına yenik düşeceği kesin. Fiyatlara güvenilmemesi nedeniyle çoğu tüketici ücret zammına rağmen cüzdanını kapalı tutacaktır."