Basın özeti
12 Kasım 2007Almanya Başbakanı Merkel’ın, ABD Başkanı Bush ile Teksas’taki buluşmasına dair yorumlarla başlıyoruz. Frankfurter Allgemeine Zeitung’un değerlendirmesi şöyle:
“Amerika’da, özellikle de Teksas’ta misafirini çiftliğinde ağırlamak büyük bir jest kabul edilir. Ev sahibi Bush, tüm dünyanın gözü önünde ülkesi ile Almanya arasındaki ilişkilerin yeniden güven temeline oturduğunu teyyid etmiş oldu. Ama bu, Washington ile Berlin’in dünyadaki sorun ve anlaşmazlıklara tamamen aynı pencereden baktığı anlamına gelmez. Bush yönetiminin iklim koruma ve ekonomik çıkarlar konusundaki öncelikleri, Merkel hükümetinden farklı. BM Güvenlik Konseyi’nin reformdan geçirilmesi de, Amerika için Almanya’nın aksine aciliyet taşımıyor. Ama ABD ve Almanya’nın, dünyayı meşgul eden pek çok sorun karşısındaki tavrı örtüşüyor ya da birbirine yaklaşıyor.”
Şimdi de başkent Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel’in aynı konudaki yorumuna göz atıyoruz:
“İki lider de acı gerçekleri telaffuz etmekte zorlanıyor. Bush’un Amerikalılara İran’ın nükleer bombasına karşı savunulabilecek bir askeri seçeneğin bulunmadığını söylemesi gerekirdi. Merkel’in ise Alman halkına, böyle bir askeri operasyon durumunda, Avrupa ve İsrail’in sırtını sağlama alması gerektiğini… Örneğin, eğer yaptırımlar, Mollaları atom bombası edinme çabasından vazgeçirmez ise bir füze savunma sisteminin gerekli olduğunu…”
Cinsel taciz suçlamasıyla Antalya’daki yargı süreci devam eden Alman genci Marco W. konusu da gazetelerde geniş bir şekilde işleniyor. Hannover’de çıkan Neue Presse’de konuyle ilgili şu satırları okuyoruz:
”Marco olayı, sadece iki gencin mukadderatını ilgilendiren bir dava olmaktan çoktan çıktı. Daha ziyade iki ülkenin emniyet ve adlî mercîlerinin farklı yaklaşımlarının bariz bir şekilde ortaya çıktığı bir olaya dönüştü. Alman politikacıların, dava sürecine ilişkin alelacele yaptıkları eleştiriler Türkiye’de büyük tepkiyle karşılanmıştı. Şimdi ise soruşturma safhasında bazı aksaklıkların olduğu dile getiriliyor. Gerçi henüz Türk hakimlere yönelik ’hukukî bir hata yapıldığına dair’ bir suçlama mevcut değil. Ancak yine olayın daha büyük bir ciddiyet ve aciliyetle ele alınması gerekirdi.”
Aynı konuda Nürnberger Zeitung’un yorumu ise şöye:
”Antalya, eski Frig Kralı Gordion’un hüküm sürdüğü bölgelere pek de uzak sayılmaz. Kral Gordion’un icâdı olduğu söylenen ve (öküz arabalarına sütuna bağlamakta kullanılan son derece karmaşık) ’Gordion Düğümü’nü kraldan başka kimsenin çözemediği rivayet edilir. İşte Marco davası da giderek bir kördüğüme dönüşmektedir. Başta bürokratik engeller olmak üzere, olayın sürekli uzaması ve daha da karmaşık hale gelmesine neden oluyor. Eğer gerçekten hakkında isnâd edilen fiilleri işlediyse, Marco’nun ucuz kurtulmasını kimse göze alamıyor anlaşılan. Ama hüküm kesinleşinceye kadar en azından tutukluluk halinin son bulması gerekiyor. Tabii bu sadece bir düşünce. Sahi; şu ’Gordion Düğümü’ nasıl çözülüyordu?”