Berlin’de yayınlanan Tageszeitung, Rusya’daki parlamento seçimlerini şu ifadelerle değerlendiriyor:

“Parlamento seçimleri ilkbahardan sonra Rusya’nın Putin’le mi yoksa onsuz mu yönetileceğine ilişkin soruları açıklığa kavuşturmadı. İstikrar artık sadece sözde kalacak. Dış politikaya gelişmeler batıya karşı nefret dolu söylemler yansıyacak. İç politikadaysa otoriter tavrın daha da güç kazanmasından endişe edilmeli. Zira halka karşı güvensizlik derinleşiyor.”

Bonn’da yayınlanan General Anzeiger ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in seçimlerdeki tavrı sorgulanıyor:

“Çar Vladimir seçim kampayalarından yorgun düştü ve bu dönemin aşılmasından dolayı memnun. Muhalefet de aynı şekilde düşünecektir. Ne de olsa Kremlin’in sert baskılarına maruz kaldılar ve bu baskılar sonucunda liderleri Garry Kasparow’un hapishaneye girdi. Sorgulamaya gerek yok. Putin ile özdeşleşmiş Rus devleti parlamento seçimlerinde onay aldı. Muhalefete yönelik sert baskılar ülkede eleştirilerin Putin’e yönelmesini tetiklemedi. Peki halkın bu desteğine rağmen Putin neden en ufak bir protestoya bu denli sert tepki gösteriyor?”

Alman basınında en çok yer verilen konu ise Hristiyan Demokrat Birlik’in yeni parti programını kabul ettiği kurultayı. Hannover’de yapılan kurultayı Frankfurter Allgemeine Zeitung şöyle değerlendiriyor:

“CDU yönetimindeki hedeflerini, Sosyal Demokratlar olmadan hesaplıyor. Bayan Merkel, o yüzden CDU’nun en az SPD kadar sosyal devletin ve sosyal adaletin koruyucusu olduğunu Almanlara sadece Hannover’de göstermedi.“

Başbakan Merkel’in Kurultay’da partinin merkezde olduğu mesajını vermeye çalıştığına dikkat çeken Stuttgarter Nachrichten gazetesi ise ancak yönetimin tabanına ulaşamadığı eleştirisinde bulunuyor:

"Biz, merkezin olduğu yerdeyiz. Merkez bizim olduğumuz yerde.’ Bir Mantra gibi bunu tekrarlayan Merkel’in kurultaydaki konuşmasını böyle formüle etmek mümkün. Bu, sola yüzünü dönen SPD’den farklı olduklarını göstertemeye yaramış olabilir. Ancak Merkel’in CDU’su yandaşlarına yine de ulaşamadı. Merkel, partisini takip edip etmediğini göstermek zorunda. CDU’nun yeni sosyal hassasiyetleri konusunda hiç kimse ikna olmadı ve sonsuza kadar da sessiz kalmayacaklardır.“

Ve Bali’deki İklim Zirvesi. Süddeutsche Zeitung, Bali’deki emisyon hazarlıklarının zorlu geçtiğine işaret ediyor:

Avustralya’nın dönüş yapması cesaret veren bir mesaj, özellikle de kıtada adam başına düşen iklim günahı hesaplandığında. Bali’de iklim pazarlıkları ise tüm güçlüğüyle devam ediyor ve Washington, hızlı hareket edecek gibi görünmüyor… Ancak ABD ile bir yakınlaşma sağlamak belki mümkün olabilir. Diğer yandan Bali’deki görüşmelerde, sanayileşmiş ülkelerle, aynı haklara sahip olmak isteyen gelişmekte olan ülkeler arasında bir denge sağlamak oldukça komplike olacak gibi.“