Basın meslek örgütlerinden "sansüre hayır" mesajları
24 Temmuz 2025
24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü vesilesiyle Türkiye'deki basın meslek örgütleri ve muhalefet Türkiye'de basının durumuna ve gazetecilerin zorlu çalışma koşullarına dikkati çeken açıklamalarda bulundu.
Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin (ÇGD) açıklamasında "Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü'nde ülkemizde artık ne yazık ki sansür günlük hayatımızın rutini haline gelmiş, sadece sansür değil otosansür de her alanda mesleğimizi esir almış durumdadır" denilerek örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekildi.
"Sansür sadece bir habere engel olunması, yazdırılmaması veya yayından kaldırılması değildir" denilen açıklamada, "Sansür, medya sahipliğinin iktidarla veya siyasilerle olan kişisel çıkar ilişkileri nedeniyle ortak hareket etmesi, gazetecilerin kadrosuz, sendikasız ve açlık ücretleri ile çalıştırılması, her habere soruşturma açılması, gazetecilerin tutuklanması, RTÜK ve Basın İlan Kurumu ile gösterilen sopalardır da… Sansür, yasal hakkı olan onlarca basın mensubuna 'kanuna uygun çalışmıyorsun' gerekçesiyle basın kartı verilmemesi, gazetecilere soru sordurmama veya soru soran gazeteciye 'ben senin patronunu tanıyorum' mesajı verilmesidir" ifadeleri yer aldı.
ÇGD, açıklamasında sansürün her biçiminin hedefnin halkın haber alma hakkı ve ifade özgürlüğü olduğunu vurgulayarak halka ve gazetecilere "anti demokratik gelişmeleri normalleştirmeme ve örgütlü mücadeleye destek verme" çağrısında bulundu.
Basın Konseyi: Basın hürdür sansür edilemez
Basın Konseyi de sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Bundan 117 yıl önce basından sansürün kaldırılışına tanıklık eden bu topraklarda bugün basın bayramı kutlamak ne yazık ki mümkün değildir. 24 Temmuz 2025'te hâlâ sansür ve otosansür baskısı altında bulunmak ülkemiz adına acı vericidir" ifadelerine yer verdi.
"Basını baskı ve sansür altına almak isteyenlerle mücadeleye devam edeceklerini belirten Konsey, "Basının hür olması gerektiği gerçeği bu ülkede yerleşinceye kadar çabamız durmayacaktır. Bu inançla 24 Temmuz'un anlamını bir kere daha hatırlatıyoruz ve tüm paydaşlarımızla haykırıyoruz: BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ" açıklamasında bulundu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası'ndan da bir açıklama geldi. Açıklamada, "117 yıl önce sansür memurlarını matbaalardan kovduk. Bugün de aynı cesaretle kalemimizi savunuyor, sansürcülere boyun eğmiyoruz. Gazetecilik inadımızdan, halkın haber alma hakkından vazgeçmeyeceğiz" denildi.
CHP'li Bulut: Gazeteci özgür olmadan halk da özgür değildir
Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü vesilesiyle muhalefet de gazetecilere destek açıklamaları yayımladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "iktidarı eleştiren en küçük sesin 'düşman' ilan edildiğine" dikkat çekerek "Bugün Türkiye’de gazetecilik, Basın İlan Kurumu’nun ilan vermediği; RTÜK’ün ağır para cezaları kestiği, ekran kararttığı; internet sitelerinin keyfi kararlarla erişime kapatıldığı bir baskı ortamında yapılmaya çalışılmaktadır" ifadelerini kullandı. Sosyal medyanın dahi sansürlendiğine dikkat çeken Bulut, "Artık gazeteciler için 24 Temmuz, bir bayram değil; bir isyan ve direniş günüdür" ifadelerini kullandı.
"Bugün, halkın haber alma hakkı için mücadele eden her gazeteci, aslında Türkiye'nin demokrasisi, özgürlüğü ve geleceği için mücadele etmektedir" diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı, "Basın özgür olmadan demokrasi olmaz; gazeteci özgür olmadan halk da özgür değildir" diye yazdı.
"Bayram"dan mücadele gününe
24 Temmuz 1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile Osmanlı Devleti'nin son döneminde gazetelerin sansür memurlarının kontrolünden geçtikten sonra yayımlanması uygulamasına son verilmişti. "Sansürün kaldırılması" olarak kabul edilen gelişme, 1946 yılında Türkiye Basın Cemiyeti'nin bu günü bir basın günü olarak kabul etmesinden bu yana "Basın Bayramı" olarak kutlanmaya başlandı.
1971 askeri darbesinden sonra sansürün geri dönmesiyle ise 24 Temmuz "Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü" ilan edildi.
DW/SÖ,JD