1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
ÇatışmalarUkrayna

Batı Rusya ile savaşında Ukrayna'yı frenliyor mu?

Roman Goncharenko
9 Ocak 2024

Ukrayna'ya Taurus seyir füzeleri sevkedilmesi için Scholz üzerindeki baskı giderek artıyor. Batı, silah tedariki konusunda isteksiz davranıyor. Oysa Ukrayna, bu silahlara acilen ihtiyaç duyduğunu ısrarla yineliyor.

Donetsk'teki çatışmalarda bir Ukrayna askeri elinde makineli tüfekle
Donetsk'teki çatışmalarda bir Ukrayna askeriFotoğraf: Libkos/AP/picture alliance

Yeni yılın ilk günlerinde Rusya'nın, Ukrayna şehirlerini yoğun bombardımana tutmasının ardından, Almanya'da Taurus seyir füzelerinin Kiev'e ivedilikle teslim edilmesi çağrıları yeniden yoğunlaştı. Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) mensubu savunma uzmanı ve Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Marie-Agnes Strack-Zimmermann, geçen cuma günü Rheinische Post gazetesine verdiği demeçte "Rusya'nın ikmal hatlarını kesintiye uğratmak için Almanya bu füzeleri artık teslim etmeli" dedi.

Başbakan Olaf Scholz, "savaşın daha şiddetlenebileceği" ve "Almanya'nın da savaşa dahil olma riskini artıracağı" gerekçesiyle füze sevkiyatına karşı çıkıyor. Menzili 500 kilometreye kadar çıkabilen Taurus, Rusya topraklarındaki hedeflere karşı kullanılabilecek kapasitede. Ancak Kiev yönetimi, bunu yapmayacağına dair "söz vermeye" hazır olduğunu vurguluyor.

Berlin Washington'u mu bekliyor?

Ukrayna, 2023 baharından bu yana İngiltere ve Fransa'dan 250 kilometre menzilli füzeler alıyor. Storm Shadow ve Scalp EG olarak bilinen bu füzeler, Donbas ve Kırım'da işgal altındaki topraklarda cephe gerisindeki hedeflere saldırmak için kullanılabilir. Ancak söz konusu füzelerin, uluslararası toplum tarafından tanınan Rus topraklarına saldırıda kullanılmasına izin verilmiyor. Bu kısıtlama, Batı'nın Ukrayna'ya tedarik ettiği tüm silahların teslimat koşullarının bir parçası. Ancak Berlin hükümeti, bu koşulu yeterli görmüyor.

Münih Güvenlik Konferansı uzmanlarından Nico Lange DW'ye yaptığı açıklamada "Bana öyle geliyor ki, Scholz Taurus füzelerini Ukrayna'ya ancak ABD'nin de benzer bir silah tedariki yapması durumunda verecek" diyor. Burada akla hemen, yaklaşık 300 kilometre menzilli ATACMS balistik füzeleri geliyor. Washington, 2023 sonbaharında Ukrayna'ya, 160 kilometre menzile sahip olan ATACMS'in misket başlıklı varyantını teslim etmişti.

Taurus füzelerinin en önemli özelliklerinden biri de sığınak ve köprüleri imha edebilmesi. Kırım köprüsü, büyük stratejik öneme sahip böyle bir hedef olabilir. Ancak, yapının büyük bir kısmı uluslararası hukuka göre Ukrayna topraklarında yer almasına rağmen, Ukrayna ordusu, şu ana kadar Rusya ile Kırım arasındaki köprüye Batı'nın teslim ettiği silahlarla saldırmadı.

Kırım KöprüsüFotoğraf: AP/dpa/picture alliance

Rus işgalinin başından beri Batılı ülkeler, silahlarının uluslararası alanda tanınan Rus topraklarına saldırmak için kullanılmamasını şart koşuyor. Bu koşulu kabul eden Ukrayna yönetimi, şimdiye kadar sözünü tuttu. Kiev'in resmî olarak kabul etmediği Moskova'ya yönelik insansız hava aracı (İHA) ve Ukrayna donanmasının Novorossiysk'teki Rus gemilerine yönelik saldırılarında Ukrayna, kendi geliştirdiği silah ve teçhizatı kullandı. Aynı durum, Ukrayna ordusunun, yılbaşında Rusya'nın Belgorod kentindeki hedeflere gerçekleştirdiği saldırılar için de geçerli.       

Batı, Rusya'yı "kışkırtmak" istemiyor mu?

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı General Valery Saluşnyi, Ukrayna'nın zaferi için Rus ordusuna kendi topraklarında saldırmanın önemini defalarca dile getirdi. Saluşnyi, Temmuz 2023'te Washington Post'a verdiği bir röportajda, "Savaşta düşmanı kendi topraklarında öldürmek mümkün ve gereklidir. Eğer Ukrayna'nın ortakları, verdikleri silahların kullanılmasından korkarlarsa, biz de kendi silahlarımızla öldürürüz" ifadelerini kullandı.

Kievli askerî uzman Serhiy Hrabsky DW'ye yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın elinde şu anda "Savaşta hiçbir şeyi değiştirmeyecek saldırılar için kullanabileceği az sayıda Batı füzesi" olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Tedarik edilen silahlar, çoğunlukla Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında bulunan taktik hedeflere karşı daha etkili."

Hrabsky, Almanya ve Batı'nın temkinli tutumunun da "anlaşılabilir" olduğunu ifade ediyor: "Ukrayna'nın ortakları, şu anda NATO ülkelerine yönelik bir Rus saldırısı tehdidini savuşturmaya hazır değiller. Dolayısıyla Rusya'yı nükleer bir güç olarak kışkırtmak istemiyorlar."

Belgorod'da tahrip olmuş zırhlı araçlarFotoğraf: Russian Defence Ministry/TASS/picture alliance

BM Şartı'na göre Ukrayna kendini savunabilir

Avusturyalı Albay ve tarihçi Markus Reisner'e göre ise Batı, Ukrayna'nın uluslararası hukuk tarafından tanınan topraklarını savunma hakkını dolaylı olarak inkâr ediyor. Ukrayna silahlı kuvvetlerinin, uzun süredir Rus topraklarında özel operasyonlar düzenlediğini belirten Reisner, İHA saldırılarıyla Rus halkına "Savaş uzaklarda bir yerde değil, hemen yanıbaşınızda devam ediyor" mesajı verilmek istendiğini tahmin ediyor.

Avusturyalı uzman, kentsel alanlarda sivil kayıplardan kaçınmanın zor olduğunu kabul etmekle birlikte Ukrayna'nın Rusya'daki eylemlerinin sonuçlarının, Rusya'nın yaptıklarına kıyasla daha dşük seviyede kaldığını belirtyor. Reisner, NATO'nun tutumunu da eleştiriyor: "Ruslar sadece birkaç gün içinde 500'den fazla füze ve İHA saldırısı gerçekleştirdi. Peki Batı buna nasıl tepki verdi? Birkaç kuru cümle ve niyet beyanı. Hepsi bu!"