İklim değişikliğinin etkileri dünyanın her yerinde giderek daha fazla hissediliyor. Uzmanlar, adalar ve kıyı bölgelerine yönelik tehdide dikkat çekiyor.
Reklam
BATAN ADALAR
İklim değişiminin etkileri dünyanın her yerinde giderek daha fazla hissedilecek. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin raporunda özellikle de ada devletler ve kıyı bölgelerine yönelik tehdide dikkat çekiliyor.
Fotoğraf: picture alliance/chromorange
Kayıp cennet
Deniz seviyesinin yükselmesi özellikle ada devletlerini tehdit ediyor. En büyük tehlike ise dünyada en düşük yükseklikteki topraklara sahip olan Maldivler için geçerli. Hint Oktanusu'ndaki 26 atolün deniz seviyesinden ortalama yükseliği sadece bir buçuk metre.
Fotoğraf: picture alliance/chromorange
Sular altında
Su kütleleri pek çok ada sakinini evlerinden etti. Pasifik Okyanusu'ndaki Kribati Adaları’nda birkaç köy tamamen sular altında kaldı. Halkın bir bölümü daha yüksek yerlere kaçarken, çiftçiler, ekinlerine giderek yaklaşan tuzlu su nedeniyle endişeli. Her sel felaketi aynı zamanda açlık tehlikesi anlamına geliyor.
Fotoğraf: John Corcoran
Geçici yuva
Kribati Adaları’nda yaklaşık 100 bin insan yaşıyor. Suların yükselmesi sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kalanlar genelde baş ada Tarawa'ya göç ediyor. Burada kıyıya inşa edilen bir duvarla, kıyıdaki arazilerin yükselen sudan korunması hedefleniyor. Fakat bu önlemin kalıcı bir çözüm getireceği düşünülmüyor.
Fotoğraf: picture-alliance/AP
Okyanusla mücadele
Hollanda deniz seviyesinin yükselmesine karşı verilen mücadelede oldukça ünlü. Denize karşı ilk bariyerler bundan bin yıl önce inşa edildi. Günümüzde baraj ve bentlerden oluşan sistem, evleri deniz seviyesinin altında bulunan ve nüfusun üçte ikisini oluşturan Hollandalıları sulara karşı koruyor. Ancak su seviyesinin yükselmesine karşı bentlerin güçlendirilmesi çalışmaları sürüyor.
Fotoğraf: picture-alliance/Ton Koene
Batan 'dünya kültür mirası'
İtalya'nın kuzeydeğusundaki dünyaca ünlü Venedik kenti de sellerden muzdarip. Uzmanlar kentte su seviyesinin daha da yükseleceği görüşünde. İtalyan hükümeti, Mose adlı selden korunma projesine 9.6 milyar dolarlık yatırım yaptı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan kent için oluşturulan projenin 2016'da tamamlanması planlanıyor.
Fotoğraf: AP
Karayipler’deki kriz
Okyanusun ortasında bulunan pek çok küçük ada ise pahalı korunma projeleri için yeterli mali kaynağa sahip değil. Karayipler’deki pek çok ada, sadece yükselen suların değil,aynı zamanda giderek daha da sıklaşan fırtına ve kasırgaların da tehdidi altında. Karayip adalarından Saint Lucia ve Dominica’da sıkça meydana gelen fırtınalar muz ve avokado gibi ekim alanlarını tahrip ediyor.
Fotoğraf: picture-alliance/Robert Harding World Imagery
Tropikal fırtınalar
İklim değişikliğinin sonuçları giderek daha kestirilemez hale geliyor ve doğal afetlerin yol açtığı yıkımın boyutları giderek büyüyor. Örneğin geçen kasım ayında Filipinler'de şiddetli yıkıma yol açan Haiyan Tayfunu'nda bölgedeki evlerin tayfuna dayanıklı inşa edilmemesi sonucu 6 bin 200 kişi öldü.
Fotoğraf: DW/T.Kruchem
Refahın yüksek bedeli
Bazı uzmanlar az gelişmiş ülkelerde yaşanan sıkıntıların Batılı ülkelerde yaşanan sanayileşmenin bir sonucu olduğunu düşünüyorlar. Varşova’da düzenlenen iklim toplantısında Filipinler temsilcisi Yeb Sano, ülkesinin aşırı hava koşulları nedeniyle yaşadıklarının çılgınca olduğunu belirterek acilen harekete geçilmesi çağrısı yaptı.
Fotoğraf: DW/ A. Rönsberg
Yüzen ekinler
Bangladeş Asya kıtasında yer almasına rağmen deniz seviyesinden yeterince yüksek olmaması ve nüfus yoğunluğu nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında. Deniz seviyesinde meydana gelecek sadece bir metrelik yükselmenin ülkenin yarısını sular altında bırakacağı tahmin ediliyor. Ülkedeki bazı bölgeler giderek sıklaşan sellere karşı yüzen tarla uygulamasına geçti.
Deniz seviyesinin yükselmesi özellikle ada devletlerini tehdit ediyor. En büyük tehlike ise dünyada en düşük rakımlı topraklara sahip olan Maldivler için geçerli. Hint Oktanusu'ndaki 26 atolün deniz seviyesinden ortalama yüksekliği sadece bir buçuk metre.
Su kütleleri pek çok ada sakinini evlerinden etti. Pasifik Okyanusu'ndaki Kribati Adaları’nda birkaç köy tamamen sular altında kaldı. Halkın bir bölümü daha yüksek yerlere kaçarken, çiftçiler, ekinlerine giderek yaklaşan tuzlu su nedeniyle endişeli. Her sel felaketi aynı zamanda açlık tehlikesi anlamına geliyor.
BATAN ADALAR
İklim değişiminin etkileri dünyanın her yerinde giderek daha fazla hissedilecek. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin raporunda özellikle de ada devletler ve kıyı bölgelerine yönelik tehdide dikkat çekiliyor.
Fotoğraf: picture alliance/chromorange
Kayıp cennet
Deniz seviyesinin yükselmesi özellikle ada devletlerini tehdit ediyor. En büyük tehlike ise dünyada en düşük yükseklikteki topraklara sahip olan Maldivler için geçerli. Hint Oktanusu'ndaki 26 atolün deniz seviyesinden ortalama yükseliği sadece bir buçuk metre.
Fotoğraf: picture alliance/chromorange
Sular altında
Su kütleleri pek çok ada sakinini evlerinden etti. Pasifik Okyanusu'ndaki Kribati Adaları’nda birkaç köy tamamen sular altında kaldı. Halkın bir bölümü daha yüksek yerlere kaçarken, çiftçiler, ekinlerine giderek yaklaşan tuzlu su nedeniyle endişeli. Her sel felaketi aynı zamanda açlık tehlikesi anlamına geliyor.
Fotoğraf: John Corcoran
Geçici yuva
Kribati Adaları’nda yaklaşık 100 bin insan yaşıyor. Suların yükselmesi sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kalanlar genelde baş ada Tarawa'ya göç ediyor. Burada kıyıya inşa edilen bir duvarla, kıyıdaki arazilerin yükselen sudan korunması hedefleniyor. Fakat bu önlemin kalıcı bir çözüm getireceği düşünülmüyor.
Fotoğraf: picture-alliance/AP
Okyanusla mücadele
Hollanda deniz seviyesinin yükselmesine karşı verilen mücadelede oldukça ünlü. Denize karşı ilk bariyerler bundan bin yıl önce inşa edildi. Günümüzde baraj ve bentlerden oluşan sistem, evleri deniz seviyesinin altında bulunan ve nüfusun üçte ikisini oluşturan Hollandalıları sulara karşı koruyor. Ancak su seviyesinin yükselmesine karşı bentlerin güçlendirilmesi çalışmaları sürüyor.
Fotoğraf: picture-alliance/Ton Koene
Batan 'dünya kültür mirası'
İtalya'nın kuzeydeğusundaki dünyaca ünlü Venedik kenti de sellerden muzdarip. Uzmanlar kentte su seviyesinin daha da yükseleceği görüşünde. İtalyan hükümeti, Mose adlı selden korunma projesine 9.6 milyar dolarlık yatırım yaptı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan kent için oluşturulan projenin 2016'da tamamlanması planlanıyor.
Fotoğraf: AP
Karayipler’deki kriz
Okyanusun ortasında bulunan pek çok küçük ada ise pahalı korunma projeleri için yeterli mali kaynağa sahip değil. Karayipler’deki pek çok ada, sadece yükselen suların değil,aynı zamanda giderek daha da sıklaşan fırtına ve kasırgaların da tehdidi altında. Karayip adalarından Saint Lucia ve Dominica’da sıkça meydana gelen fırtınalar muz ve avokado gibi ekim alanlarını tahrip ediyor.
Fotoğraf: picture-alliance/Robert Harding World Imagery
Tropikal fırtınalar
İklim değişikliğinin sonuçları giderek daha kestirilemez hale geliyor ve doğal afetlerin yol açtığı yıkımın boyutları giderek büyüyor. Örneğin geçen kasım ayında Filipinler'de şiddetli yıkıma yol açan Haiyan Tayfunu'nda bölgedeki evlerin tayfuna dayanıklı inşa edilmemesi sonucu 6 bin 200 kişi öldü.
Fotoğraf: DW/T.Kruchem
Refahın yüksek bedeli
Bazı uzmanlar az gelişmiş ülkelerde yaşanan sıkıntıların Batılı ülkelerde yaşanan sanayileşmenin bir sonucu olduğunu düşünüyorlar. Varşova’da düzenlenen iklim toplantısında Filipinler temsilcisi Yeb Sano, ülkesinin aşırı hava koşulları nedeniyle yaşadıklarının çılgınca olduğunu belirterek acilen harekete geçilmesi çağrısı yaptı.
Fotoğraf: DW/ A. Rönsberg
Yüzen ekinler
Bangladeş Asya kıtasında yer almasına rağmen deniz seviyesinden yeterince yüksek olmaması ve nüfus yoğunluğu nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında. Deniz seviyesinde meydana gelecek sadece bir metrelik yükselmenin ülkenin yarısını sular altında bırakacağı tahmin ediliyor. Ülkedeki bazı bölgeler giderek sıklaşan sellere karşı yüzen tarla uygulamasına geçti.
Kribati Adaları’nda yaklaşık 100 bin insan yaşıyor. Suların yükselmesi sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kalanlar genelde Tarawa'ya göç ediyor. Burada kıyıya inşa edilen bir duvarla, kıyıdaki arazilerin yükselen sudan korunması hedefleniyor. Fakat bu önlemin kalıcı bir çözüm getireceği düşünülmüyor.
Hollanda deniz seviyesinin yükselmesine karşı verilen mücadelede oldukça ünlü. Denize karşı ilk bariyerler bundan bin yıl önce inşa edildi. Günümüzde baraj ve bentlerden oluşan sistem, evleri deniz seviyesinin altında bulunan ve nüfusun üçte ikisini oluşturan Hollandalıları sulara karşı koruyor. Ancak su seviyesinin yükselmesine karşı bentlerin güçlendirilmesi çalışmaları sürüyor.
Venedik de etkileniyor
İtalya'nın kuzeydoğusundaki dünyaca ünlü Venedik kenti de sellerden muzdarip. Uzmanlar kentte su seviyesinin daha da yükseleceği görüşünde. İtalyan hükümeti, Mose adlı selden korunma projesine 9.6 milyar dolarlık yatırım yaptı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan kent için oluşturulan projenin 2016'da tamamlanması planlanıyor.
Okyanusun ortasında bulunan pek çok küçük ada ise pahalı korunma projeleri için yeterli mali kaynağa sahip değil. Karayipler’deki pek çok ada, sadece yükselen suların değil,aynı zamanda giderek daha da sıklaşan fırtına ve kasırgaların da tehdidi altında. Karayip adalarından Saint Lucia ve Dominica’da sıkça meydana gelen fırtınalar muz ve avokado ekim alanlarını tahrip ediyor.
İKLİM DEĞİŞİRKEN
Geride büyük yıkımlar bırakan fırtınalar, sel ve kuraklığın sorumlusu iklim değişikliği mi? Ya da tüm bu felaketler birer tesadüf mü? Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin son raporu bu soruya yanıt arıyor.
Fotoğraf: Fotolia/Daniel Loretto
İklim ve hava
İklim değişikliği ne zaman aklınıza gelir? Yağmur yağdığında ve kedilerle köpekler günlerce gelmediğinde mi? Yoksa sel suları toprağın büyük bir kısmını kapladığında mı? Ya da art arda gelen kasırgalar ardında büyük bir yıkım bıraktığında mı? Araştırmacılar, kötü hava koşullarından sadece iklim değişikliğinin sorumlu olduğunu söylemekte zorlanıyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Risk
Ancak bilim insanlarının, iklim değişikliğinin kötü hava koşulları yaşanmasında riski artırdığından şüphesi yok. Uzmanlar, yapılan yeni bir araştırmada 2012 yılından beri 12 afeti mercek altına aldı. Araştırmanın sonuçları, bu afetlerin yarısından iklim değişikliğinin sorumlu olduğunu gösteriyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Sıcak hava dalgası ve kuralık
Örneğin, ABD’deki sıcak hava dalgası ve kuraklıktan iklim değişikliğinin sorumlu olduğu belirtiliyor. ABD'de 2012'nin temmuz ayında hava sıcaklıkları rekor seviyelere çıkmıştı. Sıcaklıkla birlikte az yağan yağmur yüzünden mısır ve buğday tarlalarından mahsul alınamadı. Binlerce balık kuruyan nehirlerde öldü, büyükbaş hayvanlar otlanmak için hiçbir şey bulamadı.
Fotoğraf: Getty Images
Kuzey ülkelerinde erime
Ayrıca Kuzey Kutbu'ndaki buzullar da 2012 yılında bir önceki yıla oranla daha fazla eridi. Bunun beklenmedik bir durum olmadığı konusunda iklim araştırmacıları aslında hemfikirdi. Ancak onlara göre bu, aşırı sıcaklıkların yaşandığı yazların yol açtığı sonuçlardan biri. Uzmanlar bundan da iklim değişikliğinin sorumlu olduğunu düşünüyor.
Fotoğraf: DW/I.Quaile
Sandy Kasırgası
Sandy, ABD’nin kuzeydoğusundan gelip geçen en büyük kasırgaydı. Kasırga yıkıcı gücünü 3 bin kilometre genişliğinde gösterdi. Kasırgaların çoğu aslında bu boyuta ulaşacak bir güce sahip değil. Ancak Sandy çok güçlüydü, çünkü Atlantik Okyanusu 2012’de alışılmadık şekilde ısınmıştı. Bilim insanları çalışmalarında bunun nedenini iklim değişikliği olarak saptadı.
Fotoğraf: Reuters
Yağmur ve seller
Diğer dramatik hava olaylarında ise araştırmacılar emin olamadılar, Avrupa, Çin, Japonya ve Avusturalya’daki aşırı yağmur ve sellerden hava olaylarındaki doğal değişimlerin sorumlu olduğuna inandılar.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Somali ve Kenya’da kuraklık
Bilim insanları Somali ve Kenya’daki kuraklıkların da havadaki doğal değişimlerden kaynaklandığını düşünüyor. Buradaki kuraklıklara iklim değişikliğinin neden olmadığı sonucuna varıldı. Ancak uzmanlar bundan yine de tam olarak emin olunamayacağını, iklim değişikliği ile spesifik bir hava olayı arasında ilişki kurmanın çok zor olduğunu vurguluyorlar.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Gerçekler ve mitler
İklim değişikliğinin gerçekleştiğini saptarken küresel durumu etkileyen çok fazla faktörün incelenmesi gerekiyor. Ama şurası kesin: İklim değişiyor. Bir diğer gerçek de şu ki; insanoğlu iklim değişikliğinin yaşanmasına katkıda bulunuyor. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak evrende bir şeyler değişiyor. Örneğin, okyanusun seviyesi yükseliyor ve bu da kara parçalarını riske sokuyor.
Fotoğraf: picture alliance/chromorange
Riskli beklentiler
Okyanuslarda karbondioksit oranının yükselmesi nedeniyle mercanlar ve kabuklular başta olmak üzere deniz canlıları risk altında. Asit, denizin derinliklerinde yaşayan canlıların hayatının sona ermesine neden oluyor.
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa
Tahminler yanılttı
İklim değişikliği geçen son 15 yılda yavaşladı. Önde gelen iklim uzmanlarının tahminlerinin aksine, küresel sıcaklık bu süreçte artış göstermedi. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporunda, bunun okyanusların beklenenden daha fazla ısı depolamasından kaynaklanabileceği belirtiliyor.
İklim değişikliğinin sonuçları giderek daha kestirilemez hale geliyor ve doğal afetlerin yol açtığı yıkımın boyutları giderek büyüyor. Örneğin geçen kasım ayında Filipinler'de şiddetli yıkıma yol açan Haiyan Tayfunu'nda bölgedeki evlerin tayfuna dayanıklı inşa edilmemesi sonucu 6 bin 200 kişi öldü.
'Sanayileşmenin sonucu'
Bazı uzmanlar az gelişmiş ülkelerde yaşanan sıkıntıların Batılı ülkelerde yaşanan sanayileşmenin bir sonucu olduğunu düşünüyorlar. Varşova’da düzenlenen iklim toplantısında Filipinler temsilcisi Yeb Sano, ülkesinin aşırı hava koşulları nedeniyle yaşadıklarının çılgınca olduğunu belirterek acilen harekete geçilmesi çağrısı yaptı.
Bangladeş Asya kıtasında yer almasına rağmen deniz seviyesinden yeterince yüksek olmaması ve nüfus yoğunluğu nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında. Bangladeş'te deniz seviyesinde meydana gelecek sadece bir metrelik yükselmenin ülkenin yarısını sular altında bırakacağı tahmin ediliyor. Ülkedeki bazı bölgeler giderek sıklaşan sellere karşı yüzen tarla uygulamasına geçti.
Yükselen deniz seviyesinin kitleleri göçe zorlayacağı ve yeni bir tür mülteci kitlesi oluşturacağından endişe ediliyor. Kiribati Devlet Başkanı Anote Tong, birkaç yıl önce doğal afetlerden kaçanlar için yapay adalar inşa edilmesini önermişti. Yapay adalar üzerine kurulu lüks konut projeleriyle Dubai'nin iyi bir örnek oluşturabileceği düşünülüyor.