1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Lifestyle

"Ben de" deme sırası eşcinsellerde

22 Ağustos 2018

Hollywood'da başlayan #MeToo kampanyası bu kez eşcinsellerin sesini duyurmasının önünü açtı. Binlerce eşcinsel, karşılaştıkları sözlü taciz ve şiddeti Twitter'da #MeQueer etiketiyle paylaşıyor.

Fotoğraf: Getty Images/AFP/T. Akmen

Hollywood'da kadınlara yönelik cinsel taciz ve istismara tepki olarak sosyal medyada #MeToo (#BenDe) etiketiyle başlatılan kampanya eşcinsellere de ilham verdi. Binlerce LGBTİ birey, karşılaştıkları sözlü taciz, cinsel saldırı ve fiziksel şiddete tepkisini Twitter'da #MeQueer etiketi altında gösterdi.

Twitter'daki #MeQueer kampanyasını başlatan Almanya'dan bir kullanıcı oldu. Brandenburg'da yaşayan Hartmut Schrewe adlı yazar, 13 Ağustos'ta yaptığı paylaşımda "Kocam benim kocamdır, kankam değil" yazarak #MeQueer ve #Homofobi etiketleriyle paylaşmıştı. Schrewe'nin paylaşımı kısa sürede binlerce kişiye ulaştı.

Reuters'a konuşan Schrewe, eşi ve bir iş arkadaşı arasında geçen bir telefon konuşmasına tepki amacıyla bu mesajı paylaştığını söylüyor. Bahsi geçen iş arkadaşının, kendisinden bahsederken kocasına "kankan" demesi üzerine bu mesajı yazdığını aktarıyor. "Bunu Twitter'da yazdım ve hashtag viral oldu" diyen Alman Twitter kullanıcısı, dünyanın dört bir yanından aldığı tepkiler ve cevaplar karşısında şaşırdığını belirtiyor ve "Birçok eşcinselin tecrübesini paylaşması harika" diye ekliyor.

"Daha görünür olmalıyız ve sesimiz daha yüksek çıkmalı" diyen Schrewe, "Umarım eşcinsel olmanın öldürülmenize neden olabileceği Uganda ya da eşcinsel olmanın çok tehlikeli olduğu Rusya, Endonezya, İran ve Türkiye gibi ülkelere de ulaşır" ifadesini kullanıyor.

#MeQueer etiketiyle tweet atan kullanıcılardan @homolordt, cinsel yönelimini ailesi ile paylaştığında yaşadıklarını "Babana trans olduğunu söylediğinde burnunu kanatacak kadar sert bir dayak yemek" sözleriyle anlattı.

@Flusswoelfin adlı kullanıcı ise yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:

"#MeQueer konusunda yorumda bulunmak istemiyordum. Trollerin saldırılarını ve hakarete uğramayı kaldıracak gücüm yok. Ama cinsel yönelimi yüzünden (kapağı içeriden açılmayan) bir çöp kutusunun içine sokulan 14 yaşındaki ben sesinin duyulmasını istiyor."

İngiliz hükümetinin geçtiğimiz yıl yayınladığı bir ankete göre, her beş eşcinselden ikisi son 12 ay içerisinde sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldı. LGBTİ hakları için mücadele eden Stonewall grubu da 18 ile 24 yaşları arasındaki trans bireylerin yüzde 53'ünün son 12 ay içerisinde tacize maruz kaldığını belirtiyor.

İngiltere'de eşcinsellere yönelik şiddet ve tacizle mücadele eden örgütler arasında yer alan Galop'tan Nick Antjoule de eşcinsel bireylere yönelik şiddetin çok yaygın olduğuna dikkat çekiyor. Sosyal medyanın yükselişinin katalizör görevi gördüğünü belirten Antjoule, internette nefret söyleminin büyük bir problem olduğunu söylüyor.

Avrupa'nın her ülkesinde eşcinsellere yönelik şiddeti ortaya koyacak verilere ulaşmak mümkün değil çünkü İrlanda gibi ülkelerde nefret suçuna yönelik düzenlemeler bulunmuyor. 

Brüksel merkezli LGBTİ hakları örgütü ILGA-Europe de Kuzey İrlanda, Yunanistan, Ermenistan ve Litvanya'dan yaz boyunca eşcinsellere yönelik saldırı haberlerinin geldiğine dikkat çekiyor. Örgüt, bu durumun "Avrupa çapında LGBTİ'leri de kapsayacak bir nefret suçu yasası" çıkarmanın önemini ortaya koyduğunu belirtiyor.

Hollywood'da kadınlara yönelik cinsel taciz ve istismarı gözler önüne seren #MeToo kampanyası, daha sonra farklı grupların sosyal medyada sesini duyurması için kullanılmıştı. Türkiye kökenli Alman futbolcu Mesut Özil'in ırkçılık suçlamasıyla milli takımdan ayrılmasının ardından Almanya'da yaşayan göçmen kökenliler gündelik hayatta karşılaştıkları ırkçı davranışları #MeTwo etiketiyle paylaşmıştı.

DW,rtr/ÖA,CÖ

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster