Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı bu akşam düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. Sinema eleştirmenleri "Undine"yi en iyi film olarak seçti. "Never Rarely Sometimes Always" ise bir diğer favori.
Reklam
Altın Ayı için Yarışan Filmler
70'inci Uluslararası Berlin Film Festivali'nde 18 film Altın ve Gümüş Ayı için yarışıyor. Kimin ödül alacağına İngiliz aktör Jeremy Irons'ın başkanlığındaki uluslararası jüri karar verecek.
Fotoğraf: Chico De Luigi
Berlin Alexanderplatz
Afgan kökenli Alman yönetmen Burhan Qurbani, Alman yazar Alfred Döblin'in aynı adlı romanını günümüzün diliyle anlatıyor. Siyahi bir sığınmacı Berlin'de kendine yeni bir yaşam kurmak isterken yasa dışı yollarda hayatını kazanmak zorunda kalıyor. Qurbani, bu filmiyle Berlinale'ye ikinci kez konuk oluyor.
Fotoğraf: Wolfgang Ennenbach/2019 Sommerhaus/eOne Germany
DAU.Natasha
Film, totaliter Sovyet sisteminin bir simülasyonunu oluşturan Rus yönetmen Ilya Khrzhanovskiy'nin DAU adlı yaklaşık 700 saatlik projesinin ilk parçasını oluşturuyor. Reji koltuğunda Jekaterina Oertel ile birlikte oturan Khrzhanovskiy'nin diğer filmi DAU.Generation ise Berlinale Specials programında gösterilecek.
Fotoğraf: Phenomen Film
Domangchin Yeoja
Güney Koreli yönetmen Hong Sangsoo'nun filmdeki teması insan olmak. Berlinale'nin ana yarışmasına üç kez konuk olan Sangsoo, evlendikten sonra birçok şeye yabancılaşan Gamhee'nin, üç farklı arkadaşı ile buluşmasını yalın bir dille anlatıyor.
Fotoğraf: Jeonwonsa Film Co. Production
Effacer L'historique
Benoît Delépine ve Gustave Kervern'in yönetmenliğini yaptığı trajikomedinin konusu sosyal medya ve internet mağduru üç kadının bilişim şirketlerine açtığı savaş. Delépine ve Kervern daha önce de iki kez Altın Ayı için yarışmıştı.
Fotoğraf: Les Films du Worso/No Money Productions
Favolacce
İtalyan kardeşler Damiano & Fabio D'Innocenzo Berlinale yönetimi tarafından 2018'de keşfedilmiş ve Panorama'ya davet edilmişlerdi. Altın Ayı için yarıştıkları film ise kadınlar ve erkekler üzerine karanlık bir hikâye.
Fotoğraf: Pepito Produzioni/Amka Film Production
First Cow
Western türündeki film Kuzey Amerika'nın yeni keşfedildiği yıllarda komşunun ineğinin sütünü çalarak, çörek yapıp satan iki dostun hikâyesi. ABD'li kadın yönetmen Kelly Reichardt'in filmi "Günümüz için de toplumsal ve siyasi anlamı" bir hikâye olarak tanıtılıyor.
Fotoğraf: Allyson Riggs/A24
Irradiés
Altın Ayı için yarışan tek belgesel film. Geriye kalan bir aile fotoğrafı, acının başlangıcı… Kamboçyalı yönetmen Rithy Panh, belgeselinde bir savaşta hayatta kalmaya başaranların acısının sözcüklerle anlatılamayacağına dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Rithy Panh
Never Rarely Sometimes Always
ABD'li kadın yönetmen Eliza Hittman, 17 yaşında kendi isteği dışında hamile kalan Autumn'un kuzeni ile birlikte kürtaj olmak üzere New York'a yaptığı yolculuğu gerçekçi ve duygusal bir dille anlatıyor. Filmin prömiyeri Ocak ayında Sundance Film Festivali'nde yapılmıştı.
Fotoğraf: 2019 Courtesy of Focus Features
El Prófugo
Arjantinli kadın yönetmen Natalia Meta'nın ikinci uzun metrajlı filmi. "Davetsiz Misafir" tatili sırasında yaşadığı travmatik bir olayın ardından psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan ve gerçeklikle ilişkisini kaybeden Ines'e ilişkin gerilim dolu bir hikâye.
Fotoğraf: Rei Cine SRL, Picnic Producciones SRL
Rizi
Tayvan'da yaşayan Malezyalı yönetmen Tsai Ming-Liang'in "Günler" adını taşıyan, iki erkeğin birlikteliğini ve ayrılmasını anlatan filmde hiç diyalog yok. Berlinale Direktörü Carlo Chatrian, Tsai Ming-Liang'in "yalın anlatımından" övgüyle söz ediyor.
Fotoğraf: Homegreen Films
The Roads Not Taken
Berlinale'ye defalarca konuk olan İngiliz kadın yönetmen Sally Potter, bu filminde de feminist bir bakış açısıyla kadın-erkek ilişkilerine odaklanıyor. Javier Bardem ve Salma Hayek'in rol aldığı film, oyuncu kadrosuyla da göz dolduruyor.
Fotoğraf: Adventure Pictures
Schwesterlein
Bu yıl Altın Ayı için yarışan 23 yönetmenden sadece altısı kadın. Bu altı kadın yönetmen arasında İsviçreli Stéphanie Chuat ve Véronique Reymond de yer alıyor. Chuat ve Reymond, "Benim Küçük Kızkardeşim"de kardeşlik ilişkisini irdeliyor.
Fotoğraf: Vega Film
Le Sel des Larmes
Berlinale programında siyah-beyaz film için "aşıkların çektiği ve çektirdiği acıya ilişkin harika bir anlatı" yazıyor. Filmleriyle çok sayıda festivale katılan, daha önce dört kez Berlinale'nin Forum bölümüne konuk olan Philippe Garrel ana yarışmaya ilk kez davet edildi.
Fotoğraf: G. Ferrandis 2019
Sheytan Vojud Nadarad
İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof, "Şeytan Yok"ta ölüm cezası ve ahlak üzerine dört hikaye anlatıyor. İran'da daha önce çektiği yedi uzun metrajlı filmi de sansürlenen Rasoulof, 2017 yılından bu yana İran'dan çıkış yapmasına resmi olarak izin verilmiyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Cosmopol
Siberia
ABD'li aktör Willem Dafoe'nun canlandırdığı Clint, iç huzurunu arayan bir adam. "Siberia" Clint'in hayallarine ve anılarına bir yolculuğa dönüşüyor. Abel Ferrara 1995'te "The Addiction" ile Altın Ayı için yarışmıştı.
Fotoğraf: 2020 Vivo film, maze pictures, Piano
Todos os Mortos
Film, Brezilya'da köleliğin sona erdiği yıllarda varlıklı bir ailenin yıkılışını anne, iki kızı ve siyahi kölelerinin gözünden anlatıyor. Film, kısa filmleriyle çok sayıda ödül alan Caetano Gotardo ile üç yıl önce Locarno Film Festivali'nde Gümüş Aslan kazanan Marco Dutra'nın imzasını taşıyor.
Fotoğraf: Dezenove Som e Imagens/Hélène Louvart
Undine
Alman yönetmen Christian Petzold, beşinci kez Altın Ayı için yarışıyor. 2012'de "Barbara" ile en iyi yönetmen olarak Gümüş Ayı kazanmıştı. Bir aşk hikayesi olan "Undine" aynı zamanda su perisi efsanesinin çağdaş bir anlatımı.
Fotoğraf: Christian Schulz/Schramm Film
Volevo Nascondermi
Ödüllü yönetmen Giorgio Dritti, çağdaş sanatın devrimci isimleri arasında sayılan Antonio Ligabue'nun hayatını anlatırken, sanatçının iç dünyasını da ortaya koyuyor. Ödüllü yönetmen Dritti, ilk kez Berlinale'ye konuk oluyor.
Fotoğraf: Chico De Luigi
18 fotoğraf1 | 18
Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı için yarışan 18 film arasında çok sayıda favori bulunuyor. Ancak son sözü İngiliz aktör Jeremy Irons başkanlığındaki uluslararası jüri söyleyecek. Altın ve Gümüş Ayılar bu akşam Berlinale Palast'ta (Berlinale Sarayı) düzenlenecek törenle sahiplerine takdim edilecek.
Kısa adı Berlinale olan festivaldeki favorilerden biri ABD'li bağımsız yönetmen Eliza Hittman imzalı “Never Rarely Sometimes Always.” Hittman, üçüncü uzun metrajlı filminde Pennsylvania'da küçük bir kasabada yaşayan, 17 yaşında hamile kalan Autumn'un hikayesini yalın bir dille anlatıyor. Autumn'un yaşadığı eyalette kürtaj olabilmesi için ebeveyninin izni gerekiyor, bu yüzden de bebeği aldırmak için kuzeni Skylar ile birlikte New York'a gidiyor. Filmin adı ise Autumn'un doktorun sorularına vermesi gereken yanıtlardan alıyor: Asla, nadiren, bazen, daima.
Berlinale'nin ana yarışmasında en çok beğenilen filmlerden biri olan “First Cow” da yine ABD'li bağımsız bir yönetmenin, Kelly Reichardt'ın imzasını taşıyor. 19'uncu yüzyılda ABD'de “vahşi batı” olarak nitelendirilen Oregon'da yolları kesişen bir aşçı ile ticaret yapma hayalleri kuran bir Çinlinin dostluğunu anlatan film, özellikle görüntüleri ile izleyenleri etkiliyor.
Altın Ayı için yarışan filmler arasında favorilerden biri de ödüllü yönetmen Tsai Ming-liang'ın “Rizi” adlı filmi. Minimalist bir anlatımı olan filmde diyalog bulunmuyor. Günler anlamına gelen “Rizi”, kent merkezinden uzak bir evde yaşayan Kang ile Bangkok'ta küçük bir evde yaşayan Non'ın hayatlarından birer kesit sunarken, günün birinde bir otel odasında yollarının kesişmesini anlatıyor. Daha önce dört kere Berlinale'ye konuk olan yönetmen 1997 yılında “The River” ile Gümüş Ayı'nın sahibi olmuştu.
Eleştirmenler “Undine”yi seçti
Bu yıl uluslararası sinema eleştirmenlerinin en beğendiği film ise “Undine” oldu. Festivalin bağımsız ödüllerinden olan Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) ödülü bu yıl Alman yönetmen Christian Petzold'un “Undine”sine layık görüldü. Petzold “Undine”de, sevgilisi tarafından terk edildikten sonra başka bir erkekle tanışarak yeniden aşık olan Undine'yi anlatırken, kendisini aldatan erkeği öldüren su perisi Undine efsanesini de yeniden yorumluyor. Berlinale'nin ana yarışmasına beşinci kez konuk olan çağdaş Alman sinemasının önemli yönetmenleri arasında sayılan Petzold, 2012'de “Barbara” ile Gümüş Ayı almıştı.
Festivalde gösterilen bir diğer Alman filmi, Burhan Qurbani imzalı “Berlin Alexanderplatz” ise daha çok Alman sinema eleştirmenleri tarafından beğenildi.
Altın Ayı için Yarışan Filmler
70'inci Uluslararası Berlin Film Festivali'nde 18 film Altın ve Gümüş Ayı için yarışıyor. Kimin ödül alacağına İngiliz aktör Jeremy Irons'ın başkanlığındaki uluslararası jüri karar verecek.
Fotoğraf: Chico De Luigi
Berlin Alexanderplatz
Afgan kökenli Alman yönetmen Burhan Qurbani, Alman yazar Alfred Döblin'in aynı adlı romanını günümüzün diliyle anlatıyor. Siyahi bir sığınmacı Berlin'de kendine yeni bir yaşam kurmak isterken yasa dışı yollarda hayatını kazanmak zorunda kalıyor. Qurbani, bu filmiyle Berlinale'ye ikinci kez konuk oluyor.
Fotoğraf: Wolfgang Ennenbach/2019 Sommerhaus/eOne Germany
DAU.Natasha
Film, totaliter Sovyet sisteminin bir simülasyonunu oluşturan Rus yönetmen Ilya Khrzhanovskiy'nin DAU adlı yaklaşık 700 saatlik projesinin ilk parçasını oluşturuyor. Reji koltuğunda Jekaterina Oertel ile birlikte oturan Khrzhanovskiy'nin diğer filmi DAU.Generation ise Berlinale Specials programında gösterilecek.
Fotoğraf: Phenomen Film
Domangchin Yeoja
Güney Koreli yönetmen Hong Sangsoo'nun filmdeki teması insan olmak. Berlinale'nin ana yarışmasına üç kez konuk olan Sangsoo, evlendikten sonra birçok şeye yabancılaşan Gamhee'nin, üç farklı arkadaşı ile buluşmasını yalın bir dille anlatıyor.
Fotoğraf: Jeonwonsa Film Co. Production
Effacer L'historique
Benoît Delépine ve Gustave Kervern'in yönetmenliğini yaptığı trajikomedinin konusu sosyal medya ve internet mağduru üç kadının bilişim şirketlerine açtığı savaş. Delépine ve Kervern daha önce de iki kez Altın Ayı için yarışmıştı.
Fotoğraf: Les Films du Worso/No Money Productions
Favolacce
İtalyan kardeşler Damiano & Fabio D'Innocenzo Berlinale yönetimi tarafından 2018'de keşfedilmiş ve Panorama'ya davet edilmişlerdi. Altın Ayı için yarıştıkları film ise kadınlar ve erkekler üzerine karanlık bir hikâye.
Fotoğraf: Pepito Produzioni/Amka Film Production
First Cow
Western türündeki film Kuzey Amerika'nın yeni keşfedildiği yıllarda komşunun ineğinin sütünü çalarak, çörek yapıp satan iki dostun hikâyesi. ABD'li kadın yönetmen Kelly Reichardt'in filmi "Günümüz için de toplumsal ve siyasi anlamı" bir hikâye olarak tanıtılıyor.
Fotoğraf: Allyson Riggs/A24
Irradiés
Altın Ayı için yarışan tek belgesel film. Geriye kalan bir aile fotoğrafı, acının başlangıcı… Kamboçyalı yönetmen Rithy Panh, belgeselinde bir savaşta hayatta kalmaya başaranların acısının sözcüklerle anlatılamayacağına dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Rithy Panh
Never Rarely Sometimes Always
ABD'li kadın yönetmen Eliza Hittman, 17 yaşında kendi isteği dışında hamile kalan Autumn'un kuzeni ile birlikte kürtaj olmak üzere New York'a yaptığı yolculuğu gerçekçi ve duygusal bir dille anlatıyor. Filmin prömiyeri Ocak ayında Sundance Film Festivali'nde yapılmıştı.
Fotoğraf: 2019 Courtesy of Focus Features
El Prófugo
Arjantinli kadın yönetmen Natalia Meta'nın ikinci uzun metrajlı filmi. "Davetsiz Misafir" tatili sırasında yaşadığı travmatik bir olayın ardından psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan ve gerçeklikle ilişkisini kaybeden Ines'e ilişkin gerilim dolu bir hikâye.
Fotoğraf: Rei Cine SRL, Picnic Producciones SRL
Rizi
Tayvan'da yaşayan Malezyalı yönetmen Tsai Ming-Liang'in "Günler" adını taşıyan, iki erkeğin birlikteliğini ve ayrılmasını anlatan filmde hiç diyalog yok. Berlinale Direktörü Carlo Chatrian, Tsai Ming-Liang'in "yalın anlatımından" övgüyle söz ediyor.
Fotoğraf: Homegreen Films
The Roads Not Taken
Berlinale'ye defalarca konuk olan İngiliz kadın yönetmen Sally Potter, bu filminde de feminist bir bakış açısıyla kadın-erkek ilişkilerine odaklanıyor. Javier Bardem ve Salma Hayek'in rol aldığı film, oyuncu kadrosuyla da göz dolduruyor.
Fotoğraf: Adventure Pictures
Schwesterlein
Bu yıl Altın Ayı için yarışan 23 yönetmenden sadece altısı kadın. Bu altı kadın yönetmen arasında İsviçreli Stéphanie Chuat ve Véronique Reymond de yer alıyor. Chuat ve Reymond, "Benim Küçük Kızkardeşim"de kardeşlik ilişkisini irdeliyor.
Fotoğraf: Vega Film
Le Sel des Larmes
Berlinale programında siyah-beyaz film için "aşıkların çektiği ve çektirdiği acıya ilişkin harika bir anlatı" yazıyor. Filmleriyle çok sayıda festivale katılan, daha önce dört kez Berlinale'nin Forum bölümüne konuk olan Philippe Garrel ana yarışmaya ilk kez davet edildi.
Fotoğraf: G. Ferrandis 2019
Sheytan Vojud Nadarad
İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof, "Şeytan Yok"ta ölüm cezası ve ahlak üzerine dört hikaye anlatıyor. İran'da daha önce çektiği yedi uzun metrajlı filmi de sansürlenen Rasoulof, 2017 yılından bu yana İran'dan çıkış yapmasına resmi olarak izin verilmiyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Cosmopol
Siberia
ABD'li aktör Willem Dafoe'nun canlandırdığı Clint, iç huzurunu arayan bir adam. "Siberia" Clint'in hayallarine ve anılarına bir yolculuğa dönüşüyor. Abel Ferrara 1995'te "The Addiction" ile Altın Ayı için yarışmıştı.
Fotoğraf: 2020 Vivo film, maze pictures, Piano
Todos os Mortos
Film, Brezilya'da köleliğin sona erdiği yıllarda varlıklı bir ailenin yıkılışını anne, iki kızı ve siyahi kölelerinin gözünden anlatıyor. Film, kısa filmleriyle çok sayıda ödül alan Caetano Gotardo ile üç yıl önce Locarno Film Festivali'nde Gümüş Aslan kazanan Marco Dutra'nın imzasını taşıyor.
Fotoğraf: Dezenove Som e Imagens/Hélène Louvart
Undine
Alman yönetmen Christian Petzold, beşinci kez Altın Ayı için yarışıyor. 2012'de "Barbara" ile en iyi yönetmen olarak Gümüş Ayı kazanmıştı. Bir aşk hikayesi olan "Undine" aynı zamanda su perisi efsanesinin çağdaş bir anlatımı.
Fotoğraf: Christian Schulz/Schramm Film
Volevo Nascondermi
Ödüllü yönetmen Giorgio Dritti, çağdaş sanatın devrimci isimleri arasında sayılan Antonio Ligabue'nun hayatını anlatırken, sanatçının iç dünyasını da ortaya koyuyor. Ödüllü yönetmen Dritti, ilk kez Berlinale'ye konuk oluyor.
Fotoğraf: Chico De Luigi
18 fotoğraf1 | 18
İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof'un “Sheytan vojud nadarad” adlı filmi de Berlinale'de dikkat çeken yapımlardan biri oldu. İran'daki idam cezasını konu alan dört kısa filmden oluşan “Sheytan vojud nadarad”ın yönetmeni Mohammad Rasoulof ülkeden çıkış yasağı bulunduğu için Berlinale kapsamındaki galaya da katılamadı.
Tartışmalı film DAU.Natasha
Berlinale başlamadan önce adından söz ettiren, merakla beklenen “DAU.Natasha” ise büyük tartışma yarattı. Rus yönetmenler Ilya Khrzhanovskiy ile Jekaterina Oertel'in imzasını taşıyan “Dau.Natasha,” seyretmesi zor işkence sahnelerinin yanı sıra, film setinde kadınlara yönelik baskıcı bir tutum izlendiği, yönetmenin iktidarını kötüye kullandığı iddiaları nedeniyle “skandal” olarak nitelendirildi. Deneysel bir proje olan DAU için Ukrayna'nın Harkov kentinde 13 bin metrekarelik alana, Sovyet lider Stalin döneminin totaliter atmosferini oluşturacak bir film seti oluşturuldu. Yaklaşık 400 kişinin yer aldığı, yıllar süren projede, oyuncular o dönemin kıyafetleri ile yaşadılar, o dönemin yemeklerini yediler. “DAU.Natasha,” proje sonunda ortaya çıkan 700 saatlik çekimin ilk ürününü oluşturuyor. Gizli araştırmaların yapıldığı bir enstitünün kantininde görevli Natasha, birlikte çalıştığı Olga'dan nefret ediyor, enstitüye gelen yabancı bir bilim insanı olan Luc ile kısa bir ilişki yaşıyor ve sonunda istihbarat görevlisi Vladimir Azhippo'nun işkencelerine maruz kalıyor. “Filmde bütün duygular gerçek ama koşullar gerçek değildi” diyen yönetmen Khrzhanovskiy, her türlü baskı ve manipülasyon iddialarını reddetse de, “DAU.Natasha,” festivalin “skandal” filmi olarak nitelendi.
Berlinale'ye daha önce de konuk olan İngiliz yönetmen Sally Potter'in “The Roads Not Taken” parlak oyuncu kadrosu ile göz doldurmasına rağmen, eleştirmenlerden zayıf not aldı. Demans olan babası ile sabırla ilgilenen Molly'nin yaşadıkları, Sally Potter'in kendi deneyimlerinden yola çıkarak beyazperdeye aktardığı bir hikaye.
Filmin başrollerindeki ünlü oyuncular Javier Bardem ve Salma Hayek ile Elle Fanning bu yıl Berlinale'ye gelen ünlü isimler arasındaydı.
Geçen senelere kıyasla daha az ünlü isim
Ünlü isimleri Berlin'de görmek isteyen sinemaseverlerin bu yıl hayal kırıklığına uğradığı söylenebilir, Berlin bu yıl geçen senelere kıyasla daha az ünlü ismi ağırladı. Berlinale Special'de gösterilen “Minamata”da rol alan Johnny Deep, Berlinale Series programındaki “Stateless” dizisinde oynayan Cate Blanchett, Onursal Altın Ayı ödülüne layık görülen Helene Mirren, hayatını anlatan belgesel “Hillary”yi tanıtan ABD'nin eski Dışişleri Bakanı ve başkan adayı Hillary Clinton festivale gelen birkaç ünlü isim arasındaydı.
Türkiye'den film yoktu
Berlinale'de bu yıl festivalin hiçbir programına Türkiye'den film davet edilmedi. Festivalde Türkiye'den tek isim en iyi kısa filmi belirleyecek uluslararası jüride yer alan sinema küratörü Fatma Çolakoğlu oldu.
Bunun yanı sıra yönetmen Onur Saylak bir teşvik ödülü kazandı. Saylak'ın “Bu Dünyada İki Tür İnsan Vardır” projesi 20 bin euro değerindeki Eurimages Ortak Yapım Geliştirme Ödülü'nü kazandı. Senaryosu yazar Hakan Günday'ın ait olan, Saylak'ın yeni film projesi Berlinale'ye paralel olarak düzenlenen Avrupa Film Pazarı çerçevesindeki Ortak Yapım Marketi'ne seçilen 21 yapım arasındaydı.