1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'de soykırım taslağı hazır

21 Mayıs 2016

Alman Meclisi'nde oylanacak soykırım tasarısına DW Türkçe ulaştı. Tasarıda ilk kez Ermeni soykırımı ifadesine net bir şekilde yer verilirken, dönemin Alman İmparatorluğu’nun da sorumluluğu olduğu belirtiliyor.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/R. Jensen

Almanya Federal Meclisi 1915 Ermeni tehcirindeki katliamları soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor.

DW Türkçe’nin ulaştığı karar taslağında Ermeni soykırımının “20’nci yüzyıldaki etnik temizlik, kitlesel katliam ve soykırımlar tarihindeki örneklerden biri olduğu” ifade ediliyor.

Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU), koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin son aşamaya getirdiği taslak metin 2 Haziran’da genel kurulda oylanacak.

Tasarıda ilk kez Ermeni soykırımı ifadesine net bir şekilde yer verilirken, yaşananlarda dönemin Alman İmparatorluğu’nun da rolü olduğu belirtiliyor, Alman hükümetinin Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi çabalarını teşvik etmesi isteniyor.

Tasarının başlığı, “101 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması” başlığını taşıyor.

Metnin giriş kısmında, Federal Meclis’in, Ermeni ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan tehcir ve katliamlarda ölen kurbanların anısı önünde eğildiği belirtiliyor. Bu dönemde diğer Hristiyan toplulukların da özellik Asuriler, Süryaniler ve Keldanilerin sürgün ve katliamlardan etkilendikleri kaydediliyor.

Jön Türkler sorumlu tutuluyor

Tasarıda, yaşananlardan Jön Türk hükümeti sorumlu tutuluyor ve “Dönemin Jön Türk Hükümeti’nin talimatıyla bir milyonu aşkın Ermeni’nin sistematik tehcir ve kıyımı 24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlı Konstantinopolis’inde başladı” ifadesine yer veriliyor.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Bu suçu işlemiş olanların sorumluluğu ile günümüzde yaşayanların taşıdığı sorumluluk arasında fark gözetilmesi gerektiği vurgulanırken, geçmişte yaşananları hatırlamanın, bugün de güncelliğini koruyan nefret ve yok etme anlayışıyla mücadele etmek için gerekli olduğu kaydediliyor.

Alman İmparatorluğu’nun rolü

Taslak kararda, Osmanlı İmparatorluğu’nun baş müttefiki olan Alman İmparatorluğu’nun Ermenilere uygulanan sürgün ve kırımı durdurmaya dönük çaba göstermeyerek “yüz kızartıcı” bir rol oynadığı ifade ediliyor.

Alman İmparatorluğu’nun, Alman diplomatlar ve misyonerlerin açık bilgilendirmelerine rağmen, insanlığa karşı bu suçu önlemek için harekete geçmediği, bundan üzüntü duyulduğu kaydediliyor.

Karar tasarısıyla sadece kurbanların anılmadığını aynı zamanda 100 yıl önce hem Alman İmparatorluğu hem de Osmanlı’da güç koşullar altında katliamlara direnenler ve Ermenilerin kurtarılmasını sağlayanların da saygıyla anıldığı vurgulanıyor.

Taslak kararda, soykırımın Almanya’da okul müfredatına dahil edilmesi, tarih derslerinde okutulması isteniyor.

Bu derslerin özellikle Türk ve Ermeni kökenli Almanya yurttaşlarının uyumuna ve barışçıl bir şekilde birlikte yaşamaya katkı sağlayacağı belirtiliyor. Eğitim konusunun eyalet hükümetleri yetkisinde olması sebebiyle bu konuda eyaletlere önemli bir rol düştüğü kaydediliyor.

Türkiye-Ermenistan yakınlaşması

Karar tasarısında, Alman hükümetinin Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi çabalarını teşvik etmesi isteniyor.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki uzlaşı arayışlarının son yıllarda sekteye uğradığına dikkat çekilen tasarıda, iki ülke ilişkilerinde gerilim ve karşılıklı güvensizliğin devam ettiği kaydediliyor. Almanya’nın yakınlaşmaya destek vermesi gerektiği, bunun zeminin de ancak tarihle yapıcı bir anlayışla yüzleşerek olabileceği kaydediliyor.

Alman hükümetinden, Türklerle Ermeniler arasında diyaloğu geliştirmeyi, geçmişle yüzleşmeyi, tarihsel sorumluluğun kabul edilmesini, suçun affını sağlamayı amaçlayan girişimleri desteklemesi isteniyor.

Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesinin, Kafkasya bölgesinin istikrarı için önem taşıdığı vurgulanırken, hükümetten bunu sağlamaya dönük desteğini sürdürmesi beklentisi dile getiriliyor. Bu çerçevede, 2009 yılında Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan, ortak tarih komisyonu kurulması, diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi ve ortak sınırın açılmasını öngören Zürih protokollerinin onaylanması için Türk ve Ermenistan hükümetleri nezdinde girişimlerde bulunulması isteniyor.

“Türkiye reddetmeye devam ediyor”

Taslak kararın gerekçe bölümünde, çok sayıda bağımsız tarihçi, parlamento ve uluslararası kuruluşun Ermenilerin tehcir ve katliamını soykırım olarak tanımladığına dikkat çekiliyor. Türkiye’nin ise Ermenilerin tehcir ve öldürülmesinin planlı bir eylem ve kitlesel ölümlerin Osmanlı Hükümeti’nin istediği bir sonuç olduğunu reddetmeye devam ettiği ifade ediliyor.

Ankara’nın itirazları

Muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin girişimleriyle yeniden gündeme gelen Ermeni soykırımı tasarısı, Türkiye’nin Almanya nezdinde çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmasını beraberinde getirdi.

Taslağın pazartesi günü Merkel - Erdoğan buluşmasında da gündeme gelmesi bekleniyorFotoğraf: picture alliance/dpa/K. Nietfeld

Ancak hazırlanan son taslak metin, iktidardaki koalisyon ortakları Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) de desteğine sahip bulunuyor.

Konunun Başbakan Angela Merkel’in Pazartesi günü İstanbul’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmede de gündeme gelmesi bekleniyor. Görüşme sonrasında taslakta bir değişiklik olma ihtimalinin olup olmadığı belirsiz.

Türk tarafı, “soykırımın uluslararası sözleşmelerle tanımlanmış hukuki bir tanım olduğunu, 1915 olayları hakkında parlamentoların tek yanlı kararlar alamayacağını, bu tür tarihi siyasallaştırma girişimlerin Türkiye ile Ermenistan arasında normalleşme çabalarını daha da zorlaştırdığını" savunuyor.

Türkiye’nin yaşananların araştırılması için ortak bir tarih komisyonu kurulması önerisinde bulunduğunu, Rus ve Ermenistan arşivlerinin açılması beklentisinin dile getirildiğini belirten Türk diplomatlar, günümüz Türkiye’sinde konunu çok farklı yönleriyle tartışıldığını, ancak konunun özellikle siyasallaştırılması çabaları nedeniyle iyiniyetli girişimlerden de sonuç alınamadığını öne sürüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Değer Akal / Berlin

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik