1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gülen'le ilgili sorulara istihbarat çekincesi

16 Temmuz 2018

Alman hükümetinin Gülen yapılanmasıyla ilgili soru önergesine verdiği yanıtlar soru işaretleri yarattı. Berlin, Gülencilerle işbirliğine dair soruları "istihbarat faaliyetlerine zarar vereceği" gerekçesiyle yanıtlamadı.

Deutschland - Symbolbild - Fahne
Fotoğraf: Imago/Müller-Stauffenberg

Alman hükümeti, muhalefetteki Sol Parti'nin Gülen yapılanması hakkındaki soru önergesine tartışma yaratacak yanıtlar verdi. Türkiye'nin bugüne kadar, 15 Temmuz darbe girişiminde Gülen hareketinin rolü konusunda, Alman mahkemelerince kabul edilebilecek nitelikte belge ve kanıtlar sunmadığını söyleyen hükümet, Gülen grubuyla ilgili görüşmeleri hakkında ise Federal Meclis’e bilgi vermeyi reddetti. Hükümet buna gerekçe olarak, "istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinin etkilenebilecek ve istihbarat kaynaklarının zarar görebilecek olmasını" gösterdi.

Sol Parti’nin 15 Temmuz darbe girişimi ve Gülen hareketinin bugünkü durumu hakkında 7 Haziran’da verdiği soru önergesi, hükümet adına Dışişleri Bakanlığı tarafından yanıtlandı. 

"Yeterli kanıt sunulmadı"

DW Türkçe’nin ayrıntılarına ulaştığı yanıtta, Türk tarafının defaatle Gülen hareketinin darbe girişimindeki rolüyle ilgili söylemini tekrarladığı ve Alman güvenlik makamlarının harekete geçmesini talep ettiği, ancak "Türk makamları tarafından, Federal Kriminal Dairesi’ne, darbe girişiminde Gülen hareketinin somut olarak rolünü, sorumluluğunu ortaya koyan, ya da Alman hukuk kriterleri çerçevesinde bunu ispatlayacak belge veya kanıtlar iletilmediği" belirtildi.

Adil Öksüz sorusu 

Sol Parti soru önergesinde, kamuoyu gündemini uzunca süredir işgal eden, eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve 15 Temmuz darbe girişimi şüphelilerinden Adil Öksüz’ün Almanya’da olup olmadığını, burada iltica talebinde bulunup bulunmadıklarını da sordu. 

Alman hükümeti yanıtında, tutuklama ve iade talepleri gibi konularda ilkesel olarak bilgi verilmediğini hatırlattı. Uluslararası mevzuatla düzenlenen adli yardımlaşmada gizlilik ilkesinin önemine vurgu yapan hükümet, güven ilişkisinin korunması gerektiğini söyledi, daha fazla bilgi vermekten kaçındı. 

Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen, 1999'dan beri ABD'de yaşıyor.Fotoğraf: Reuters/C. Mostoller

"Almanya'nın menfaatlerine zarar verebilir"

Sol Parti'nin "Federal hükümet, Gülen hareketi üyelerinin Türkiye’de içinde bulundukları durum hakkında ne gibi bilgilere sahip?” sorusuna ise hükümet, bu konuda bilgilerin “kamuoyu ile paylaşılamayacağı” karşılığını verdi. 

“Yapılan titiz bir değerlendirme sonrasında” bu karara varıldığını aktaran hükümet, bunun “devletin yararı” ve “Almanya’nın menfaatleri” için gerekli olduğunu savundu, "Hizmete Özel” gizlilik derecesindeki bu bilgilerin kamuya açık bir şekilde paylaşılamayacağını vurguladı.

Bu konuda bilgilerin kamuoyu ile açıktan paylaşılmasının, Alman istihbarat teşkilatlarının çalışma şekli ve yaptığı işbirliği hakkında, hem ülke içinde hem yurtdışında bilgi edinilmesine yol açabileceğine dikkat çeken hükümet, “Bu özel istisnai konuyla ilgili istihbarat teşkilatlarında mevcut olan bilgilerin korunması gerekmektedir. Bilgilerin paylaşılması, istihbarat teşkilatlarının görevlerini etkin bir şekilde icra etmelerine, bu yolla da Almanya Federal Cumhuriyeti’ne zarar verebilir” görüşünü kaydetti. 

Türkiye’de orduda, emniyette, yargıda ihraç edilenlerin yerine hangi siyasi görüşten ve cemaatlerden kişilerin yerleştirildiği, el konulan şirketlerin kimlerin eline geçtiği yönündeki soruya da aynı gerekçeyle yanıt verilmedi. 

MİT hakkında sorular 

Sol Parti milletvekilleri, soru önergesinde Stockholm Özgürlük Merkezi'nden Abdullah Bozkurt’un, “Gülen yapılanması mensuplarının MİT tarafından kaçırılma veya öldürülmesinin Alman ve Avrupalı istihbarat teşkilatları tarafından önlendiği“ iddiasıyla ilgili de bilgi istedi. 

Hükümet bu soruya, "Federal hükümetin bu konuya ilişkin bir bilgisi bulunmamaktadır” karşılığını verdi. 

Alman hükümetinin, MİT’in 18 ülkeden 80 Gülen mensubunu Türkiye’ye götürmesiyle ilgili soruya da yanıt vermekten kaçınması dikkat çekti. 

Hükümet yanıtında şunları kaydetti: “Kaynakların korunması ve federal istihbarat teşkilatlarının yabancı teşkilatlarla işbirliğinin tehlikeye sokulmaması için bu soruya ayrıntılı, kamuoyuna açık yanıt verilememektedir. Türk istihbarat teşkilatının operasyonlarına ilişkin bilgiler Türkiye’de sınırlı sayıda kişi tarafından bilinmekte. Bu yöndeki bilgilerin açıkça ortaya konması ilgili kaynakların ifşa edilmesini, ilgili kişiler için de öngörülemeyen olumsuz sonuçları beraberinde getirebilir. Kaynakların korunmasının bu denli gözardı edilmesi, istihbarat amaçlı kaynakların kazanılmasını güçleştirebilir. Bu da istihbarat teşkilatlarının elindeki bilgi edinme seçeneklerinin büyük ölçüde zayıflamasına yol açarak Almanya Federal Cumhuriyetinin çıkarlarına zarar verir.”

Soru önergesini veren Sol Parti milletvekili Ulla Jelpke Alman hükümetini Gülen'e arka çıkmakla suçladı.Fotoğraf: picture-alliance/dpa/B. von Jutrczenka

İstihbarat teşkilatları arasındaki işbirliğinde güvenin esas olduğunu bunun işbirliğinin de zeminini teşkil ettiğini kaydeden Alman hükümeti, diğer ülke teşkilatlarıyla işbirliğinin açık edilmesinin Alman istihbaratının saygınlığına gölge düşereceğini savundu. Hangi ülke istihbaratının kastedildiğine ise açıklık getirilmedi.

Şaşırtan yanıt

Soru önergesinde en çok dikkat çeken ve Sol Parti’nin tepkisine yol açan başlık, Alman resmi kurum ve kuruluşlarıyla Gülen grubu arasında olası işbirliği oldu. 

Alman hükümeti, Gülen hareketi üyeleriyle, bu hareketin dernek ve medya kuruluşlarıyla  2017 ve 2018 yıllarında ne tür işbirliği planlandığı ve bunun için ne kadarlık bir bütçe ayrıldığı sorusuna , “istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinin etkilenebileceği” gerekçesini öne sürerek yanıt vermedi.

Federal Meclis'in soru sorma ve bilgi edinme hakkının, devletin meşru çıkarlarının korunmasını gerektiren hallerde sınırlandırılabileceğini savunan hükümet, “Talep edilen bilgilerin açık edilmesi, federal istihbarat örgütlerinin üst düzeyde korunması gerekli somut istihbarat bağlantılarının açığa çıkması ve somut yöntemlerin ifşa olması tehlikesine yol açabilecek niteliktedir. Bunun sonucunda hem devlet hem de devlet niteliği taşımayan aktörler federal istihbarat teşkilatlarının yöntem ve kabiliyetleri hakkında çıkarsamalara ulaşabilir. Bu da istihbarat toplamada ağır hasara yol açılabileceği anlamına gelir,  teşkilatların yasalarca öngörülen görevlerini uygun bir şekilde yapamamasına sebebiyet verebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Gülen yapılanması: Yeni merkez Almanya

05:02

This browser does not support the video element.

Söz konusu bilgilerin sadece milletvekillerine özel bir şekilde, gizli bir nitelikte de paylaşılamayacağını savunan hükümet, “Talep edilen içerikler, istihbarat teşkilatlarının yetkinliği ve çalışma usülünü o kadar ayrıntılı tasvir ediyor ki, sınırlı sayıda kişiyle paylaşımı da koruma ihtiyacını yeterli ölçüde karşılayamıyor. Korunmaya muhtaç bilginin açığa çıkması halinde, bilginin edinilmesini sağlayan araçların telafisi, yerine başka araçların kullanılması mümkün değil” dedi. 

Sol Parti’den ağır suçlama 

Sol Parti milletvekili Ulla Jelpke, hükümetin Gülen hareketiyle olası işbirliği faaliyetleri hakkında soruya, istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinin etkilenebileceği gerekçesiyle yanıt verilmemesine sert tepki gösterdi. 

“Görünen o ki Gülen ile salt istihbarat teşkilatları düzeyinde işbirliği yapılıyor” diyen Jelpke, “Belli ki Federal Hükümet, Gülen tarikatının dernekleriyle işbirliğine ilişkin soruyu çok tehlikeli olarak değerlendiriyor. Soruyu yanıtlamayı reddetmesi ve bunu istihbarat teşkilatlarının çalışmalarının zarar görebileceği endişesi ile gerekçelendirmesi bunu gösteriyor” dedi. 

“Alman istihbarat teşkilatlarının Gülen tarikatıyla ne iş çevirdiği sorgulanmalı” görüşünü ifade eden Jelpke DW Türkçe’ye şu değerlendirmeyi yaptı:

“Belli ki Alman hükümeti bu grubu, Erdoğan diktatörlüğüne bir alternatif olarak sıcak tutmaya çalışıyor. Bu büyük bir hata: Gülen de tıpkı Erdoğan gibi insan onurunu hiçe sayıyor ve otoriter.”

Değer Akal / Berlin

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik