Beyazıt'ta karanlığa karşı tek ses: Adalet
8 Mayıs 2025
Ekonomiden eğitime, kadın cinayetlerinden yargı bağımsızlığına kadar biriken sorunlar, CHP'nin çağrısıyla dün Beyazıt Meydanı'nda dile geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlediği halk buluşmasına katılan yüz binlerce yurttaş, taleplerini taşıdıkları dövizlerle, sloganlarla ve meydandaki duruşlarıyla ortaya koydu. Her biri farklı gerekçeyle ama ortak bir taleple meydandaydı: Adalet.
İstanbul Üniversitesi önünde yapılan eylemin sembolik bir anlamı vardı. Hem Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edildiği kuruma bir yanıt verilmek isteniyordu hem de akademiye yönelik baskılara karşı duruluyordu. Alanda ise dikkat çeken bir başka detay görüldü: CHP'nin mobil aydınlatmaları polis tarafından alana alınmadı. Buluşma karanlıkta başladı. Ancak kısa sürede yurttaşlar cep telefonlarının ışıklarıyla meydanı aydınlattı.
"Diplomamız hatta tapumuz bile güvende değil"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edildiği üniversitenin önünde toplanan kalabalık, "Rektör istifa", "Hükümet istifa", "Kayyumlar gidecek, biz kalacağız", "Gençlere özgürlük" sloganlarını attı. DW Türkçe'ye konuşan Boğaziçi Üniversiteli bir öğrenci üniversitelerdeki kayyum düzenine tepki gösterdi. "Kendi diplomamızın bile hatta tapumuzun bile güvende olmadığını hissediyoruz" diyerek endişesini dile getirdi.
CHP lideri Özgür Özel, İmamoğlu için toplanan imza sayısının 14 milyon 800 bine ulaştığını açıkladı.
Özel konuşmasında, yargıya çağrı yaparak "Biz sizden bir ayrıcalık değil, sadece tarafsızlık ve eşitlik bekliyoruz" dedi. Eyleme üniversitelilerin katılımı yüksekti; ancak emekliler ve farklı toplumsal kesimlerden yurttaşlar da meydandaydı.
Talepler ortak paydada buluşuyor
DW Türkçe'ye konuşan emekli bir eylemci kadın, öğrencilere yönelik müdahalelere ve İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki göstererek baskıcı bir yönetim altında yaşadıklarını ifade etti. Hayvan hakları, kadın hakları, ekonomi, adalet ve çocukların geleceği gibi alanlardaki sorunların birbiriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Bir diğer kadın ise yaşadığı ekonomik sıkıntılara ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına dikkat çekti. Emekli maaşının bir ev kirasını karşılamadığını vurgulayan yurttaş, "Ancak bu eleştiriyi hakaret yerine koyuyorlar" diyerek adalet talebini de dile getirdi.
Emekli ve aynı zamanda çalışan bir yurttaş da benzer taleplerle orada olduğunu söyledi. Ekonomik sorunların yanı sıra mevcut yönetim modeline dikkat çekerek, "Bu ülke demokrasiye doğru gitmek istiyorsa başkanlık sisteminden vazgeçilmeli" dedi. "Tüm siyasi muhalefet liderleri Türkiye'nin geleceği için ortak bir paydada buluşmalı" diyerek muhalefete çağrıda bulundu.
Öğrenciler meydanda söz aldı
Meydanın ön saflarında İstanbul Üniversitesi, Marmara, Mimar Sinan, İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Koç, Bilgi, Yeditepe, Boğaziçi ve Bahçeşehir üniversitelerinden öğrenciler kortejleroluşturdu.
Sahneye ilk çıkan İstanbul Üniversitesi'nden öğrenci Eren oldu. Parasız, bilimsel ve özerk eğitim talebiyle konuşan Eren, KYK yurtlarında güvenlikten kadın cinayetlerine, İstanbul Sözleşmesi'nden hayvan haklarına kadar birçok konuda taleplerini sıraladı. Eren'in çağrısı netti: "İşçileri, köylüleri ve aydınları birleşik mücadeleye çağırıyoruz."
Ardından Koç Üniversitesi'nden Uğur, öğrenci manifestosunu okudu. İmamoğlu başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını, kayyumların geri çekilmesini ve meydan yasaklarına son verilmesini isteyen öğrenciler, barışçıl eylemlerin suç sayılmaması gerektiğini vurguladı. Uğur'un okuduğu manifestoda ayrıca, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi, eğitimde ve özel yaşamda baskıların son bulması, depremzedelere adalet ve şehir plancılarına özgürlük çağrısı yapıldı.
Alandan 'normalleşmeyeceğiz' mesajı verildi
Eyleme katılan birçok yurttaş, baskı ve hukuksuzluk ortamına karşı tepkisini "normalleşmeyeceğiz" diyerek dile getirdi. DW Türkçe'ye konuşan Bahçeşehir Üniversitesinden bir öğrenci, gençliğin bu düzene teslim olmayacağını ve baskı ortamına rağmen meydanları terk etmeyeceklerini vurguladı.
Bir başka kadın öğrenci ise Esila başta olmak üzere 49 tutuklu öğrencinin serbest bırakılmasını talep etti. "Yurt dışına kaçmak istemiyoruz. Hukukun ve adaletin olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi bir genç kadın da 19 Mart'tan bu yana süren eylemlerde yer aldıklarını, tutuklanan ve işkence gören arkadaşlarının hâlâ içeride olduğunu söyledi. "Gençlik korkmuyor ama iktidarın bizden korktuğunu düşünüyoruz. Faşizm, soldan ve solun değerlerinden korkar çünkü temelleri sağlam değildir" ifadeleriyle gençliğin mücadeleye devam edeceğini belirtti.
"Bu meydan tarihin her anında hesap sordu"
Öğrencilerin ardından sahneye çıkan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, meydandaki buluşmanın tarihsel bir anlamı olduğunu vurguladı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını da anan Çelik, İstanbul Üniversitesi'nin İmamoğlu'nun diplomasını iptal ettiğini hatırlatarak "Bu kumpasa karşı cevabımızı burada veriyoruz" dedi. "Bu meydan tarihin her anında hesap sordu. Şimdi sizler de adalete sahip çıkıyorsunuz" diye ekledi.
Özel: Bu darbenin faturasını hepimiz ödüyoruz
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında yaşanan sürecin ekonomik boyutuna dikkat çekti. 19 Mart'ta başlayan sürecin yalnızca İmamoğlu'na değil, tüm topluma bir bedel ödettiğini belirtti. "O günden bugüne hepimizin olan 57 milyar dolar, kişi başına bölününce AKP'ye, MHP'ye oy veren abimin cebinden de 25 bin lira gitti" diyen Özel, bu kaynağın atanmayan öğretmenlerden emeklilere, KYK borçlusu öğrencilerden çiftçilere kadar birçok alanda kullanılabileceğini vurguladı. "Bu parayla 1 milyon 40 bin öğretmen atanabilir, emekli maaşı 30 bin TL'ye çıkarılabilirdi. 1,7 milyon öğrenciye 4 yıl boyunca ayda 30 bin lira burs verilebilirdi" dedi.
İmamoğlu: Seçimi, diplomayı, özgürlüğü çaldılar
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mitinge gönderdiği mesaj da kalabalığa CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından okundu. Mesajında İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Seçimi çaldılar. Diplomayı çaldılar. Özgürlüğü çaldılar. 60 milyar doları yaktılar. Ama şunu unutmayın: Millet, tüm vesayetçilerden, darbecilerden büyüktür. Acı çekeceğiz, bedel ödeyeceğiz ama umudumuzu hiç kaybetmeyeceğiz. Güler yüzümüzü hiç soldurmayacağız. Tam bağımsız, demokratik Türkiye için genç ömrünü ortaya koymuş evlatlarımıza, 19 Mart'ta Beyazıt'tan Saraçhane'ye korku dağlarını yıkarak gelen o günden beri meydanlarda demokrasiye, geleceklerine sahip çıkmak için gençlerimize sözümüz var: Bu ülkeye adalet gelecek. Bu ülkeye özgürlük gelecek. Bu ülkeye eşitlik gelecek… Ve her şey çok güzel olacak."