1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Biden'ın hamlesi Scholz'a baskıyı arttırdı

18 Kasım 2024

ABD Başkanı Biden'ın Ukrayna'ya Rusya'yı uzun menzilli füzelerle hedef almaya yeşil ışık yakması, Almanya Başbakanı Scholz üzerindeki baskıyı arttırdı. Yoğun iç ve dış siyasi baskı altındaki Scholz direniyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz.
Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus füzelerini vermeyi reddeden Almanya Başbakanı Olaf Scholz’a baskılar artıyor. Fotoğraf: Christoph Soeder/dpa/picture alliance

ABD Başkanı Joe Biden'ın görevini 5 Kasım seçimlerini kazanan Donald Trump'a devretmesine kısa bir süre kala Ukrayna'ya Rusya topraklarını uzun menzilli füzelerle hedef almasına yeşil ışık yakması, uluslararası gündeme damgasını vurdu.

Washington'u son kararıyla "Ukrayna savaşını tırmandırmakla" suçlayan Kremlin sert tepki gösterirken, uluslararası siyasi gözlemciler Biden'ın bu hamlesini Ukrayna-Rusya savaşında "önemli bir dönüm noktası", "savaşın gidişatını değiştirebilecek hamle" olarak değerlendiriyor.

Putin tehdit etmişti

Biden Yönetimi, Kiev'ın yoğun ısrarına rağmen aylardır uzun menzilli ABD silahlarıyla Rusya topraklarının hedef alınmasına izin vermiyordu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Eylül ayında bir açıklama yaparak ABD'nin bu yönde bir adım atması halinde bunun "çatışmanın doğasını dramatik boyutta değiştireceği" uyarısında bulunmuş, "Bu, NATO ülkelerinin, ABD ve Avrupa ülkelerinin, Rusya ile savaş halinde olduğu anlamına gelecektir" sözlerini kaydetmişti.

ATACMS füzesiFotoğraf: abaca/picture alliance

Putin ayrıca Haziran ayında yaptığı açıklamada, NATO üyelerinin Ukrayna'ya verdikleri silahlarla Rusya topraklarının hedef alınmasına izin verilmesi halinde buna karşılık verebileceklerini duyurmuştu.

Vladimir Putin, Rusya'nın başkalarına, Ukrayna'ya bu silahları tedarik eden Batılı ülke hedeflerini vurmak üzere uzun menzilli silahlar verebileceklerini söylemiş, hatta Rusya'nın egemenliğinin tehlikede olması halinde nükleer silahları da kullanabileceklerini kaydetmişti.

Avrupa Biden'ın adımını izleyecek mi?

Moskova'nın Biden'ın son hamlesine şimdi nasıl bir karşılık verebileceği ile ilgili olarak hararetli tartışmalar sürerken, Avrupa başkentlerinin büyük bölümünden Washington'un Kiev'e yeşil ışık yakan hamlesine destek veren açıklamalar geldi.

Karar Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısının yapıldığı Brüksel'de de geniş yankı buldu.

NATO üyesi Litvanya'nın Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis kararı memnuniyetle karşıladıklarını söylemekle birlikte "henüz şampanya patlatmak için erken" dedi.

Landsbergis, Ukrayna'nın bir fark yaratabilecek sayıda ABD silahlarına sahip olup olmadığı ve ABD'nin tam olarak hangi kısıtlamaları kaldırdığı ile ilgili belirsizliğin sürdüğüne dikkat çekerken, Avrupa ülkelerinin de bu kısıtlamaları kaldırması gerektiğini savundu.

Rusya'nın askeri tehdidinden endişe eden bir diğer Baltık ülkesi Estonya'nın Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna da Ukrayna'ya yönelik kısıtlamaların hafifletilmesinin "iyi bir gelişme" olduğunu vurguladı.

AB'nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB ülkelerinin de Biden Yönetimi gibi verdikleri silahların Rusya topraklarındaki hedeflerin vurulmasında kullanılmasına izin vermeleri gerektiğini söyleyerek, "Ukrayna sadece okları değil, okçuları da hedef alabilmeli" dedi.

Ancak aynı görüşte olmayan Avrupalı siyasetçiler var ve bunların başında Almanya'nın Sosyal Demokrat Partili Başbakanı Olaf Scholz yer alıyor.

Scholz direniyor

Uzun menzilli Taurus füzelerini Ukrayna'ya vermesi durumunda Almanya'nın Ukrayna-Rusya savaşına müdahil sayılabileceğini söyleyerek buna karşı çıkan Başbakan Olaf Scholz, bu tutumunu değiştirmiyor.

Bugün Berlin'de Biden'ın politika değişikliğini değerlendiren Alman hükümet sözcüsü, Washington Yönetimi'nin kendilerini son karar hakkında bilgilendirdiğini söyledi, "Ancak Başbakan Scholz, tutumunu yeniden gözden geçirmek için bir neden görmüyor" açıklamasını yaptı. Ayrıca Alman Savunma Bakanlığı sözcüsü de Ukrayna'da Almanya tarafından tedarik edilen ve uzun menzilli silah kategorisine giren hiçbir silah bulunmadığı bilgisini paylaştı.

ABD Başkanı Joe Biden geçen ay Almanya’ya veda ziyareti gerçekleştirmişti.Fotoğraf: Michael Kappeler/dpa/picture alliance

Scholz, "Almanya'nın savaşa müdahil olmasını engellemek benim sorumluluğum" diyor, müttefiklerinin yoğun çağrılarına rağmen Ukrayna'ya uzun menzilli silah vermeme kararının arkasında durduğunu yineliyor.

Scholz'a iç siyasi baskı artıyor

Scholz bu kararı nedeniyle hem koalisyon ortakları hem de ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) tarafından eleştiriliyor.

Koalisyon hükümetinin dağılmasının ardından erken seçimler için geri sayımın başladığı Almanya'da hararetli tartışmalar yaşanıyor.

Koalisyon ortaklarından Yeşiller ve liberal Hür Demokratlar (FDP), tıpkı ana muhalefetteki CDU/CSU gibi, Biden Yönetimi'nin attığı adımlar doğrultusunda adım atılması gerektiğini, Almanya'nın Ukrayna'ya Taurus füzelerini artık vermesi gerektiğini savunuyor.

Hatta eski CDU'lu savunma bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer bugün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, ABD'nin kararını doğru bir adım olarak nitelendirdi, CDU, Yeşiller ve FDP'nin mecliste oluşturduğu çoğunluk sayesinde Ukrayna'ya Taurus füzelerinin nihayet gönderilebileceğini kaydetti.

Almanya’nın Ukrayna’ya verdiği siyasi ve askeri destek Federal Meclis'te sık aralıklarla hararetli tartışmalara yol açıyor.Fotoğraf: Christoph Soeder/dpa/picture alliance

SPD sıralarından da Scholz'a eleştiriler yükseliyor. Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı SPD'li siyasetçi Michael Roth, "Almanya'nın uzun menzilli silahlar ile ilgili tavrını değiştirmemesinin sadece Ukrayna'yı değil Almanya'nın müttefikleri nezdindeki itibarını da zayıflattığını" iddia etti.

SPD'li Niels Schmid ise Ukrayna'ya Taurus tedarik etmeme kararının doğru bir karar olduğunu savunuyor. Alman basınına açıklama yapan Schmid, Biden'ın bu kararında ABD'deki iç siyasi gelişmelerin rol oynadığını belirterek, "Başkan Biden, Donald Trump göreve geldikten sonra Ukrayna'ya sağlanan desteğin aniden sona erdirmesini zorlaştırmak istedi" dedi.

Avrupalı müttefikleri Scholz'a tepkili

Ancak Scholz sadece Taurus'lara onay vermemesi nedeniyle eleştirilmiyor. Scholz'un Cuma günü yaklaşık iki yıl sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirmiş olması da sert tepkilere yol açtı.

Polonya Başbakanı Donald Tusk, sosyal medya hesabı üzerinden  "Kimse telefon görüşmeleriyle Putin'i durduramayacak. Bu savaş boyunca gerçekleştirilen en büyük saldırılardan biri olan dünkü saldırı (Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı), telefon diplomasisinin tüm Batı'nın Ukrayna'ya desteğini ikame edemeyeceğini ispatladı" paylaşımını yaptı.

İngiltere eski savunma bakanı Ben Wallece ise çok daha sert ifadelerle Scholz'u hedef aldı.

Wallece sosyal medya paylaşımında, "Scholz'un Kremlin'e yaptığı telefon görüşmesi o kadar etkisiz kaldı ki Putin birkaç saat içinde Ukrayna enerji altyapısına yönelik büyük bir yasadışı saldırı başlattı" diyerek Almanya başbakanının tek bir hamlesiyle "Batı'nın sergilediği birliği baltaladığını, zaafiyet gösterdiğini ve Rusya'yı cesaretlendirdiğini" iddia etti.

Wallece, "Putin ona adeta gülüyor. Almanya başbakanını tam da istediği noktaya getirmek için manipüle etti. Taurus yok ama devasa boyutta aşağılanma var. Bence Scholz bir hükümeti yönetmek yerine yerel yönetimlerin bir alt komitesine başkanlık etmek için en uygun kişi" sözlerini kaydetti.

DW, AFP, dpa, Reuters/ DA, TY

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?