1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

171110 Computer Studien

20 Kasım 2010

Uzmanlar okullarında daha başarılı olmaları için çocuklarına bilgisayar alan aileleri uyarıyor. Araştırmalar, bilgisayarın kendini yetiştirmek dışında birçok tehlikeli amaçlar için de kullanılabildiğini ortaya koyuyor.

Fotoğraf: Bilderbox

Bilgisayar çevrelerinde Ma Jae-Yoon ismi adeta bir efsaneye dönüşmüş durumda. Güney Koreli bir lise öğrencisi olan Ma, sadece Starcraft adlı bir bilgisayar oyunu oynayarak milyoner oldu. Güney Kore'de profesyonel bilgisayar oyuncuları gençlerin gözünde adeta birer süperstar.

Ancak ne yazık ki gerçek hayatta durum böyle değil. Thomas Fuchs ve Ludger Wössmann adlı iki Alman eğitim ekonomistinin 2004 yılında yaptığı bir araştırma, bilgisayarın tüm öğrencilere yararlı olmadığını gösteriyor. Avrupa çapında eğitim kalitesini ölçmek üzere yapılan Pisa testlerinin sonuçlarını değerlendiren iki araştırmacı, bilgisayar başında uzun saatler geçiren öğrencilerin Pisa testlerinde kötü sonuçlar aldığını kesin bir şekilde ortaya koyuyor.

Destek projesi Euro 200

Colombia Üniversitesi'nden Cristian Pop-Eleches ve Chicago Üniversitesi'nden Ofer Malamud adlı iki Amerikalı araştırmacı da bilgisayarın öğrencilerin okul başarısına ne şekilde etki ettiğini inceledi. Önümüzdeki yılın başında Harward üniversitesinin yayıma hazırladığı “Quarterly Journal of Economics”de yayımlanacak olan araştırmanın çıkış noktası Romanya Eğitim Bakanlığı'nın "Euro 200" adlı projesi. Proje uyarınca maddi durumu yetersiz olan ebeveynlere çocuklarına bilgisayar alabilmeleri için 200 euroluk bir yardım yapılıyor. Araştırmacılar projeye katılan 3 bin aileyle görüştü.

Cristian Pop-Eleches araştırmayla ilgili şu açıklamayı yapıyor: "Sonuçlar projenin hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor. Bir yandan bilgisayara kavuşan çocuklar bilgisayar bilgisini ölçen testten iyi sonuçlar elde etti. Ancak diğer yandan bu çocukların Rumence, matematik ve İngilizce derslerinden aldıkları notlarda düşüş yaşandı."


Pop-Eleches çocukların büyük bölümünün bilgisayarları kendilerini geliştirmek için değil, oyun oynamak için kullandıklarına işaret ediyor.

Bilgisayarı oyun için kullanıyorlar

Aşağı Saksonya Kriminal Araştırmalar Enstitüsünden psikolog Florian Rehbein da çocukların uzun saatler bilgisayar başında oyun oynadıklarını ve bunun okuldaki başarılarını olumsuz etkilediğini vurguluyor: "Bu konuda farklı tezler var. En bilineni bilgisayarın bir zaman öldürme aracı olduğu. Öğrenmeyi destekleyen ev ödevi ve benzeri diğer aktivitelere zaman bırakmıyor. Son dönemde sıkça tartışılan ve kabul edilen bir diğer görüşse, medya araçları kaynaklı fonksiyon bozuklukları… Bu araçlar okuldaki ödüllendirme mekanizmasının yerine geçiyor. Çocuk başarıyı okulda değil, bilgisayar oyunlarında arıyor. Bu nedenle gerçek hayattaki başarı kontekstinden giderek uzaklaşıyor."


Bir diğer tehditse "ego shooter" adı verilen şiddet içeren oyunlar. Psikologlar, bir tür keskin nişancı oyunu olan bu tür oyunların çocukları saldırganlığa teşvik ettiğinin altını çiziyor. Bu nedenle uzmanlar bilgisayarın kesinlikle çocuğun odasında veya bilgisayarla ne yaptığını kontrol edemeyeceğiniz bir yerde bulunmaması gerektiği uyarısını yapıyor.

Bilgisayarla ne zaman tanışmalı?

Peki, çoğu meslek grubunun hayatı bilgisayar başında geçiyor. Çocuklar bilgisayar kullanmayı ne kadar erken öğrense o kadar iyi olmaz mı? Psikolog Florian Rehbein bu görüşe katılmıyor. Rehbein çocukların bilgisayar kullanmaya başlamadan önce iyi bir şekilde okuma yazma öğrenmesi ve sosyal yeteneklerini geliştirmesi gerektiği görüşünde. Rehbein çocukların bilgisayar kullanmaya başlaması için en azından 6'nci sınıfa kadar beklenmesi gerektiğini kaydediyor.

Cristian Pop-Eleches de bilgisayarın çocukların kariyerini nasıl etkileyeceğinin ebeveynlerin elinde olduğunu vurguluyor. Pop-Eleches şu açıklamayı yapıyor: "Ebeveynler çocuklarının bilgisayar başında ne yaptığını bilirse, kötü örneklerin sayısı da azalır. Bence önemli olan bilgisayar kullanıp kullanmamaktan ziyade, bilgisayarın nasıl kullanıldığı…"

© Deutsche Welle Türkçe

Alexandra Scherle / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Beklan Kulaksızoğlu